"Yağlı tohumlar" diye bir konu var. Bir de "yağlı yemişler"..

Antep fıstığının en dış kabuğu yani soyulup atılan kısmı özellikle polifenolik bileşen bakımından çok değerli

"Yağlı tohumlar" diye bir konu var. Bir de "yağlı yemişler"..

Belki güneş daha doğmadı bile.. En sevdiğim saat, sabahın en erken saatleri.. İnsanın gün içerisinde "kendine özel" saatleri olması gerektiğini düşünürüm hep.. Bu saatler benim saatlerim diyebilmeli insan.. Mesela sabahın en erken saatleri benim için öyle.. Geri kalan saatler zaten hayatın getirdiği kaosla geçip gidiyor..

Masamda mis gibi demlenmiş bir kahve.. Kulaklarımda Radiohead-Creep çalıyor (https://lnkd.in/dNVzBkc7).. Ses sonuna kadar açık.. Liriklere takılıyorum.. Müziğin o ruha dokunan etkisi, düşünce havuzunu dalgalandırıyor :) Ve o havuzdan neler çıkabileceğini birazdan size yazacağım.

"Yağlı tohumlar" diye bir konu var. Bir de "yağlı yemişler".. Ayçekirdeği, haşhaş, fındık, ceviz, kenevir tohumu, kabak çekirdeği, Antep fıstığı, keten tohumu.. İçeriğinde yüksek oranda yağ olan her türlü tohum/meyve.. Bu ürünler özellikle süperkritik akışkan teknolojisi ile işlendiğinde, karşımıza çok farklı bir algoritma çıkıyor. Neden derseniz, bu tohumlar çok yüksek oranlarda (%40'ın üzerinde) yağ içeriyor. Bu yağ süperkritik ekstraksiyon ile %100'e yakın bir oranda meyveden alınabiliyor. Böyle bir durumda, tohumun kendisinde yani ekstraksiyon kolonunda kalan kısım muazzam derecede proteince zenginleşiyor (%40-65). Çünkü bitkilerde yağın tutulumu genelde büyük oranda proteinlerce gerçekleştiriliyor. Yani eğer bir tohum çok yağlı ise, çok proteinli ya da tam tersi düşünelim :) Çok proteinli ise çok yağlı oluyor :)

Aşağıda gördüğünüz güzelim Antep fıstıkları, ekstraksiyon sonrası yağından tamamen arındırılınca o gördüğünüz beyaza yakın bir hale geliyor. Alabildiğine hafiflemiş, neredeyse üfleseniz uçacak formda, tamamen neminden arındırılmış ve yağından da arındırılmış bir hale geliyor. Ekstraksiyon sonrası elbette bolca yağ alınıyor. O yağın da çok farklı özellikleri var. Yoğun aroma içermesi gibi..

Özetle süperkritik akışkan teknoloji ile işlenen her türlü bitkisel materyal, birden çok farklı yüksek katma değerli ürüne dönüşüyor. Antep fıstığı sisteme yükleniyor, elinize Antep fıstığı aroması, Antep fıstığı aromalı/aromasız yağ, baya yüksek proteinli yağı alınmış bir Antep fıstığı kalıyor. Hepsi çok ama çok değerli..

Elimizdeki ülke değerlerinden bir olan ve gerçekten bu konuda çok güçlü bir pozisyona gelebilecekken, yeterince özen göstermediğimiz için "lüks tüketim" düzeyine kadar gerileyen ve inanılmaz besleyici Antep Fıstığı, Dünya üretiminin sadece %20'si Türkiye'de gerçekleştiriyor. Çok büyük bir kısmı ise (%50) İran'da yapılıyor. Amerika vs. de üretiyor.

Antep fıstığının en dış kabuğu yani soyulup atılan kısmı özellikle polifenolik bileşen bakımından çok değerli. O nedenle Antep fıstığından son ürüne gidilecekse, bu atık çok iyi bir şekilde değerlendirilebilir.

Antep fıstığının kendisi de "premium" ürünler elde etmek için elbette süperkritik akışkan teknolojisi ile işlenebilir. Biz öyle yaptık :)

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok