Gözlemleyin kadınları;

Değişirler hep anne olunca.

Gözlemleyin kadınları;
Gözlemleyin kadınları;
Değişirler hep anne olunca.
Bir metamorfoz belki analık,
Tırtılken kelebek olmak gibi.
Artık gözleri, elleri, ayakları akıl ve yüreği tüm azaları ve dahi hayalleri, tüm vakitleri ve hayata dair hesapları o'na ait değildir..
Karşılıksız hesapsız ve de gönüllü olarak bağışlar yavrusuna tüm varlığını anne...
Ve dikkat edin, her kadın bir başka güzelleşir anne olunca.
Ezelden biçilen bir kostüm gibi, analık yakışır her kadına.
O artık anne gibi güler, anne gibi bakar, anne gibi kokar, onun gibi yanar...
Ve böylelikle tüm anneler, yaradandan kokular, esintiler taşırlar dünyamıza.
Aslında her anne yaratıcıya âyinedir bir bakıma. En çok halid ve vedud ismi yansır onlarda. Ve hayat boyu, binbir esmayı seyrederiz o kocaman yüreklerde...
İşte bu yüzden, kaç yaşında olursak olalım, bizler için hep hiç eskimeyen bir ihtiram, çoşkun bir muhabbet, hep meylettiren bir çekim alanıdırlar...
İşte bu tutkunluk, hesapsız adanışlarının karşılığıdır yaradandan, onlara.
Ve bir gün bizden gittiklerinde, içimizin bir yanı, ömür boyu hep titreşir onlar için...
Hiç sönmeyen bir yangın,
Zaman zaman yakar alevlenir.
Ve asla dolmaz boşlukları
Alıp gitmişlerdir çünkü canlarımızın bir parçasını..
Her anne giderken,
yüreğini emanet bırakır yavrusuna
ve bir parça yavrusundan alır da
Öyle gider çünkü..
Ve bu yürek aktarımı;
Annenin sesi, nefesi, gözleri, sözleri ve o kocaman yüreği,
Ezeli bir miras gibi devredilir nesilden nesile..
İşte dünyayı imar eden, ayakta tutan bu ana yürekleridir!
Nasıl emanetse yavrular annelerine bir vakit,
Öylece emânettir her anne de yavrusuna..
Sevgimle..
İlknur Yıldırım