TYT SINAVI VE GENÇLERİMİZ
Üniversite’ye girmeyen gençler de çok şey kaçırdığını düşünmesin
Kızımı TYT sınavına bıraktım, eve geldim. Kendi sınavımın sorularını hazırlıyorum ama odaklanamadım bir türlü, aklım meşgul. Dayanamadım; yine size yazacağım :)
Mahşer yeri gibi olan üniversite yerleşkesini, yüzlerdeki gerginliği hatırladıkça bir burukluk hissediyorum. On yedi on dokuz yaş bandındaki gençlerimizin dört yılını şekillendiren bu Üniversiteye Giriş Sınavı sisteminin iki önemli sakıncası var: 1. Beceriyi ölçmüyor, kitabi bilgiyi ve biraz da muhakeme yeteneğini ölçüyor. Çocuklarımızın aklında öğrenme eylemi doğru kodlanmamış oluyor. 2. Çocukların birlikte çalışma ve değer üretme kültürü gelişmiyor halbuki öğrenme ve birlikte çalışma kültürü bir toplumun sürdürülebilirliği için yaşamsal öneme sahip iki unsur. Sınav odaklı ortaöğretim sistemimizle en değerli varlığımız olan gençliğimizi kendilerine ve topluma iyi gelecekleri şekilde yönlendirebiliyor muyuz? Diyeceksiniz ki yine de bir hedef için çalışıyorlar, sebat ediyorlar, emek harcıyorlar, çalışma disiplini kazanıyorlar, (umuyoruz ki sınav soruları artık çalınmadığı için) adil bir değerlendirmeye tabi tutuluyorlar. Siz de haklısınız, kötünün iyisi…
Sistem yakın zamanda değişecek gibi görünmüyor; en azından gençlere şöyle sesleneyim: Sevgili gençler, Üniversite’ye girer girmez Üniversite’ye girene kadar rakip olduğunuzu unutun ve el ele verin, takım çalışmaları yapın, dayanışmanın ve birlikte değer üretmenin gücünü keşfedin. Kurduğunuz bağlar, dahil olduğunuz ağlar geleceğinizde büyük rol oynayacak. Üniversite’ye girmeyen gençler de çok şey kaçırdığını düşünmesin. Ne olursa olsun kendiniz, ülkemiz ve insanlık için güzel hayaller kurun, hayallerinizi yitirmeyin ve o hayallere doğru ilerlemeyi hiç bırakmayın. Sizi seviyoruz ve size güveniyoruz. Hayata TeYeT geçmeyin