İçim kan ağlıyor, yazmak için müjdeli haber bekledim, gelmedi.

'Orda bir köy var uzakta, gitmesek de gelmesek de o köy bizim köyümüzdür.'

İçim kan ağlıyor, yazmak için müjdeli haber bekledim, gelmedi.
İçim kan ağlıyor, yazmak için müjdeli haber bekledim, gelmedi. Tüm çabalarımız, teknolojimiz, dualarımız 10 milyon ton maden atığının altında diri diri gömülü kalan 9 canımıza ulaşmaya yetmedi. Algoritmik yaklaşım vatandaşlık borcumdur, ödüyorum:
1. Doğru soruları sorarak ortak akılla yanıt ararsak milletçe kaderimizi şekillendirebiliriz.
2. Gerçeği aramakta ısrarlı ve kararlı olmalıyız, odağımızı yitirmeden, siyasetle değil adaletle hükmetmeliyiz.
3. Doğanın kanunlarını değiştiremeyiz, sürdürülebilirliğimiz bu kanunlara uymaya yani bilime bağlı.
4. İki temel soru: I. Ne yapılmadığı için ne oldu? II. Ne yapılmalı?
5. İlk soru için bilimsel veriler: Altın ayrıştırmada zehirli bir madde olan siyanür kullanımı, maden atıkları için yatay depolama alanının darlığı, atık tepelerinin kabul edilebilir güvenlik üst sınırını yaklaşık % 70 aşan yüksekliği, çok yüksek kapasite artışı izni, yüksek eğimli arazi yapısı, bilim insanlarının ve çalışanların tepelerdeki çatlak oluşumuna dair uyarılarının varlığı, iş yapış süreçlerine dair alarm veren durum (2022 siyanür sızıntısı), işçilerin işveren talimatıyla riskli sahaya yönlendirilmiş olması
6. İkinci soru için bilimsel veriler: Verimli topraklar, tarım ve hayvancılığın geçim kaynağı olması, Erzincan tulumu, arıcılık. https://lnkd.in/dejy6WFy (19. yy’da Harbiye mezunu ünlü coğrafyacımız Ali Cevad, İliç için “Toprağı çok verimli olduğu için, her çeşit tarım ürünü yetişir.” diye kayıt düşmüş.), tarihi, kültürel miras, Fırat üzerine yapılan barajlar (milyarlık GAP yatırımı), yedi ve üstü derecede deprem üretebilecek bir fay hattının üzerinde siyanür havuzunun ve maden atık depolama alanlarının varlığı, çıkarılan cevherin tamamının ihracı, maden faaliyetinden elde edilen değerden alınan kamu payının % 5’in altında olması.
Anayasa’mızın 6. Maddesi: “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”, 56. madde 1./2. fıkra: “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve VATANDAŞLARIN ÖDEVİDİR.” 168. madde 1./2. fıkra: “Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir.”
Tercih bizim, 56(2). madde biz vatandaşlara ödev yüklüyor. Aklımızı vakfedelim, siyaset üstü milli yaklaşımla sürdürülebilir çözümler üretilmesini talep, teşvik, takip edelim. Çevre dostu teknoloji geliştirelim, işleyip en üst düzeyde nemalanacağımız kadarını çıkaralım. En sevdiğim okul şarkılarından biridir: “Orda bir köy var uzakta, gitmesek de gelmesek de o köy bizim köyümüzdür.” Uğruna nice şehit verdiğimiz bu cennet vatan bizim, İliç şehitlerimize Allah rahmet eylesin. #anayasacandır

Prof. Dr. Ayşe Odman Boztosun

Robert Kolej/ İÜHF/ MJur-MSt University of Oxford Doktora