EZGİ APARTMANINDA SOLAN UMUTLAR

Görevi kötüye kullanmanın nitelikli hali olarak düzenlenmelidir.....

EZGİ APARTMANINDA SOLAN UMUTLAR

Gününde yazamadım, elim gitmedi, altı dolmadı. Bir vesile bekliyordum, bir işaret fişeği belki… Düşüncelerimi, duygularımı hukukçu sorumluluğuyla ve insani duyarlıkla ifade edebileceğim bir öykü… O öykü X üzerinden YouTube vasıtasıyla geldi. https://lnkd.in/dMiQd4pS Yer, Kahramanmaraş ilimizin Onikişubat Belediyesi sınırları içinde, zemin katı pastaneye dönüştürülürken altı kömür madeni gibi oyulan Ezgi Apartmanı. Olaylar, binanın inşa yılı 1996’da başlıyor, 2017’de zeminde izinsiz tadilat yapılıyor, apartman sakinleri Eylül 2021’de doğalgaz firmasının uyarısı üzerin Belediye’ye başvuruyor, Belediye’den Ekim 2021’de “sorun yok” yazısı alıyorlar, o meşum günde o civarda sadece Ezgi Apt. yıkılıyor. Kahramanımız, bu binada oğlunu, gelinini ve torununu yitirdikten sonra destansı bir hukuk mücadelesine girişen Nurgül Göksu Hanım. Bu eşine az rastlanır adalet arayışını muhteşem bir anlatımla haberleştiren ise yayından görebildiğim kadarıyla Esra Yalçınalp ve Osman Kaytazoğlu. Romanı yazılır ancak benim yerim, sizin de zamanınız dar, biliyorum. Üç tespit yapacağım: 1. Gösteriş merakı, fırsatçılık, bilimsel düşünememe (akılsızlık demek istemiyorum) ve etik bilinç eksikliği bizi bitiriyor. Geniş görünümlü, mermerli, aynalı lüks pastane hevesiyle binanın ana damarları kesiliyor ve üstündeki tonlarca yükün mucizevi şekilde herhalde üfürükle ayakta kalacağı umuluyor. Bir tür olası kastla tasarlayarak insan (adam değil) öldürme suçu şeklinde düzenlenip ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalıdır 2. İnsanlar canları söz konusu olunca harekete geçebiliyor ve vatandaş olarak kamu kurumuna güveniyor. Bu güven kutsal bir emanettir. Bu emaneti korumayan tüm kamu görevlilerinin silsile içerisinde hesap vermesi gerekir. Adli soruşturma için bir idari makamdan izin alınması kabul edilemez. Yargı koşulsuz devreye girebilmelidir. Seksen can yitmiş. Sorumluluğu olanlar bir daha asla kamu görevi üstlenememelidir. Görevi kötüye kullanmanın nitelikli hali olarak düzenlenmelidir, ağır cezalık suç olarak cezası en üst sınırdan verilmelidir, ceza indirimi yapılmamalıdır. 3. Yüreği yaralı bir anne dünyayı yerinden oynatır. Nurgül Hanım on iki gün boyunca enkazdan sürekli delil toplamış. Kurdukları kaçak asansörün motorundan su giderleri için deldikleri duvarlara kadar enkazı karış karış fotoğraflamış. Gerçeğin omuzları üzerinden doğduğu bir tanrıça gibi parlıyor. Bu toprağın özündeki insanlık değerleri ve adalet tutkusu onda cisimleşmiş.  Bir hukukçu anne olarak önünde saygıyla eğiliyorum. Gösterişçiliğin, fırsatçılığın, akılsızlığın, popülistliğin, şeytanın “gör” dediğini görmezden gelmeciliğin, etik yoksunluğun bedelini onbinlerce masum canımız ödedi. En azından şunu yapabiliriz. Tüm yerel yönetici adaylarından imar rantına yol vermeyeceklerine, bina güvenliği için gereken tüm önlemleri alacaklarına ve kuralları tavizsiz uygulayacaklarına dair namus ve şeref sözü isteyebiliriz. Başka ne yapabiliriz, lütfen yazın. #6Şubat #EzgiApt #NurgülGöksu

https://www.youtube.com/watch?v=kbyMdmIqnOk

Prof. Dr. Ayşe Odman Boztosun

Robert Kolej/ İÜHF/ MJur-MSt University of Oxford Doktora