Yitik Zaman

Üstüne o tozlu damın Kollarını uzatan ağaç,

Yitik Zaman

Kün aydın.
Ben köyümü özledim.

Koşuşturan bulutların altında kuşlar çığlık çığlığa. Çağıldayarak denize koşuyor ırmak. Dallar, boyun eğer rüzgara. Çocukluğuma uzanır bu sokak.

Kahramanmaraş, Göksun, Çardak'lıyım.

Köyde geçirdiğim tatillerimde bütün ışıklar ayak izlerime takılırken zamanı adımlardım.
Dört yaşında, ilk kez, heyecandan bacaklarım titreyerek, o yamuk tahta merdivenden dama çıkarken, dut ağacına tırmanırken, elma bahçemizde çalı çırpı ile kulübe yapıp, avuç avuç kaynaktan su içerken ve Kanterme Deresinin tam ortasına düşerken  hep yanımdaydın can kuzen Servet. Bu şiiri sana ithaf ediyorum.
Yine yanımda olsan, yine çocuk olsak!

Yitik Zaman

Üstüne o tozlu damın
Kollarını uzatan ağaç,
Bilir misin ne tatlıydı dutların.
Ellerimiz hep yapış yapış,
İneklerimiz, peşinden gelir çobanın.
Gün geceye kararken
Susar toprak, susar dağlar,
Susmazdı değirmenin çarkları.
Lambamızın fitili usul usul yanardı.
Eski yazlar, eski kışlar,
Yitik zaman.
Aynasına vurur yüzü Nuray'ın
Sevdasının.

Nuray Türk Günay

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava
Görüntünün olası içeriği: dağ, gökyüzü, açık hava ve doğa
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, oturuyor, çocuk ve açık hava
Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, at, açık hava ve doğa