Yaşamınızda duygusal yatırım yapıyor musunuz?
Bizim kadim kültümüzde de duygusal yatırımın yeri var.
Yaşamınızda duygusal yatırım yapıyor musunuz? Sevgili Acar Baltas'tan ödünç aldığım bu kavramı sorduğum çoğu dostum, cevabını özel hayat ve iş hayatı diye ikiye ayırıyor. Özel alanda duygusal yatırım var, işte ise ne gerek var yaklaşımındalar. Oysa her iki tarafın bir bütün olduğuna inanıyorum.
İş yaşamında çalışma arkadaşlarımızın duygu durumlarını dikkate almamak günümüzün bir bölümünü yaşamamak aslında. Çevremizdeki her gönlün bedenlenmiş ruhlar olduğunu göz ardı ettiğimizde bir süre sonra biz de görünmezlik pelerinini giyiyoruz. Mecbur değilse yanımızdan geçenler selam bile vermiyorlar. İşteki bir sıkıntı, bir sorun nasıl canımızı sıkıp günümüzü sarsabiliyorsa, iyi ve güzel olanı da takdir etmek, kutlamak da mutluluğumuzu arttırabiliyor. Gün içinde eller havaya şeklinde çalışmadığımız aşikar. Peki rutin çalışma günlerinde ne olacak? Duygusal yatırımla yürekten iletişim kurmayı başarabildiysek olumsuz hadiselerde duygusal kredimiz imdadımıza yetişebilecek. Ya aksi durumdaysak, düşünmesi bile tatsız.
Bizim kadim kültümüzde de duygusal yatırımın yeri var. Yeni bir ortama girerken hayırlı olsunlarla hoş buluruz, ayrılırken helallik isteriz, ayrılana helallik veririz. Zamanında işte can cana tavırlar sergilediysek helallik kendiliğinden geliverir.
Yeni başlangıç yapanlara “hayırlı olsun” demek sadece bir temenni değildir. Aynı zamanda yeni başlangıcın huzurla, bereketle ve başarıyla sürmesinin dilediğidir. Esasen karşımızdakinin emeğine, çabasına ve yolculuğuna içten bir destek sunmaktır. Çalışma hayatında da bunu yapabilmek, insan ilişkilerimize değer kattığımızı ve çevremizle bir bütün olduğumuzu gösterir. Belki de geç olmadan yaşamlarımıza bu türden duygusal yatırımlar eklemek, iş hayatında da hem bizlerin hem de çevremizdekilerin yaşanmışlıklarına anlam katmanın vesilesi olur.