YARIM SABIRLAR...

Nefs, kendisine kılıç çekildiği an bir hîle dehâsı kesilmektedir

YARIM SABIRLAR...
YARIM SABIRLAR...
"Sizden önce gelenlerin durumu sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Peygamber ve onunla beraber müminler: 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı; iyi bilin ki Allah'ın yardımı şüphesiz yakındır."
Bakara/214
Sabrın en kritik aşaması, etraftan "beklenen"e dâir işâret görünmezken, beliren sessizlik sebebiyle, insanın kendi derdiyle başbaşa kaldığı hissine yenilmesi; kendisinin görülmediği, bilinmediği vehmine mağlubiyet hali olmalıdır...
Bu psikoz, kemal ehlinin takbih ettikleri bir vesvese.
Allah bizim her an her halimizin müşahididir. Tevhid'in gerçekliğine inanan için, O'nsuz bir anımız imkansız. Biz O’nu göremesek bile O bizi dâimâ görüyor. Bizzat kendiliğimizdeki varlığıyla içimizden ve dışımızdan tabii... Sabırda bir tuzak da var: Sabreden ve sabredilen arasındaki mukavemetten ileri gelen gayrılaştırış.
Dolayısıyle sabrı, Tevhid idrakine mani, kesret vehmini besler görüp RIZÂ mefhumunda demlenmek daha selâmete muvâfık... Rızâya: "Mutlak Fâil'i ikileştirmeden, diri bir tefekkürle yaşama sanatı" mı deselermiş!?
*
İşlediğimiz günâhların basit muhâkeme ve irâde zaaflarından doğduğu gerçeğini kabullenmek, "ben" dediğimiz şeyin nasıl bir "kör özne"yi zât edindiğini göstermez mi?
O kör muhterisin alternatifi Hakk'a dönmek, O'nu zât edinmek ammaa...
Bu kararı aldığın andan itibaren de her adımda bir tuzağa hazır olmak şart.
Çünki...
Nefs, kendisine kılıç çekildiği an bir hîle dehâsı kesilmektedir.
Sabırdan rızâya varmak, çok defa eski masallardaki şehzâdelerin, “az gidip uz gidip, altı ay bir güz gidip bir arpa boyu yol alamayışı”na benzeyecek. Çoğumuz yarı yolda bıkıp pes edecek, menzilden evvel döküleceğiz...
*
En tesirli hîlesi ise, sûret-i Hakk'tan görünmek.
Başkalarını aldatmanın bedeli var tabiî. En acı aldanış ise kendimizi aldatmak. Hem muhataplarımıza borçlanmak, hem borçlarının mükellefi olacak kıvam olgunluk ve reşâdete uzak, dizüstü çökmek!
Uyanmaya vakit ve imkan bulan fırsatı kaçırmamalı. Ya uyarıcılar kapısını çalarken kendini uyuşturanlarımız!..
*
Keşke ibadetlerimiz sahiden bir gönül servetine dönse de bize günahkar kimliğimizle yüzleşme gücü verse...
...
Bizi "rızâ durağı"na yetirmeyen yarım sabırlarda yitirmesek yolumuzu...
Dr.Sait Baser
Fotoğraf açıklaması yok.