TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski'nin Konuşması

Covid-19 Salgınının Kadın Çalışanlar Açısından Etkileri"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski'nin Konuşması

Krizlerde, salgınlarda, doğal afetlerde kadınlar ve erkekler farklı şekilde etkileniyor. Araştırmalar bu tür kriz anlarında ve sonrasında kadınların erkeklerden daha olumsuz etkilendiklerini ortaya koyuyor1.

Kriz yönetiminde kadınların ve erkeklerin, gençlerin ve ileri yaş nüfusun, engelli vatandaşların ne kadar farklı ihtiyaçları olduğunu görebilmek, bu ihtiyaçları gözetecek şekilde etkin ve kalıcı çözümler üretilebilmesi açısından büyük önem taşıyor.

Bu durum COVID 19 salgını için de geçerliliğini koruyor. COVID 19, tüm dünyada etkisini sürdürürken, özellikle kadın istihdamını ve kayıt dışı istihdamı olumsuz yönde etkiliyor. Küresel salgının ekonomik etkilerinden ağır darbe alan sektörlerde, erkeklerden daha çok sayıda kadın çalışıyor.2 Diğer taraftan, COVID 19 tedbirleri kapsamında evden çalışmanın ve ev içinde geçirilen zamanın artmasıyla, kadınlar ve kız çocuklarının üzerindeki bakım yükümlülükleri ve ev işlerine harcanan zaman da artıyor. Bunun yanı sıra, kadınlar ve kız çocukları artan oranda aile içi şiddetle mücadele etmek zorunda kalıyor3.

Bu sorunlarla mücadele etmezsek toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri derinleşecektir. Kadın hakları konusunda büyük mücadeleler ve toplumsal dönüşüm ile elde edilen kazanımları daha ileriye taşımak gerekirken, krizin bizi bu hedeften uzaklaştırmasına izin veremeyiz.

Her zaman vurguladığımız gibi, toplumsal cinsiyet eşitliği çok yönlü ele alınması gereken bir konu. Eğitime erişimden çalışma hayatına katılıma, bakım sorumluluğunun paylaşımından, yönetimde karar alıcı pozisyonlarda var olmaya kadar her alanda kadın-erkek eşitliğini gözetmek durumundayız. Küresel etkileri olan krizlere ve salgınlara yönelik çözümler geliştirirken de bu durum geçerli. Hiçbir krizden, toplumun yarısını geride bırakarak çıkamayız.

Salgının etkilerini toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle ele alırken kamu, özel sektör ve STK’ların rolleri ve iş birliği büyük önem taşıyor. Kamunun toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyici politika ve uygulamaları kararlılıkla hayata geçirmesi kritik önemde. Bunun yanında işletmelerin de özel önlemleri planlayarak uygulamaya alması, kriz dolayısıyla kadınların daha dezavantajlı konuma gelmesini önleyecektir.

Ülkeler salgının dönüştürmekte olduğu yeni yaşam ve çalışma koşullarına uyum sağlayacak çözümlere odaklanırken, dönüşümün getirdiği zorlukları ve fırsatları dikkatle değerlendirmek gerekiyor. Bu

nedenle, içinde bulunduğumuz durumun çok yönlü fotoğrafını çekebilmeye, salgınının olası etkilerini toplumsal cinsiyet bakış açısından daha iyi anlamaya odaklanmalıyız.

Bu amaçla, TÜSİAD, TÜRKONFED ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Ofisi iş birliği ile, COVID-19’un etkilerini kadın çalışanlar açısından anlamak ve çözüm geliştirebilmek için işletmeler nezdinde bir araştırma yürüttük.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik etkili çözümler geliştirebilmek için ilk ve en sağlıklı adım, toplumsal cinsiyet odaklı veri toplamak ve analizini yapmak. Ancak verinin ışığında çok daha hedef odaklı ve etkili adımlar atılabileceğine inanıyorum. Bu araştırmanın da COVID-19 salgını ile yaşadığımız süreçte krizin eşitlikçi şekilde yönetilmesine katkı sunmasını temenni ediyorum. TÜSİAD olarak çözüme somut katkı sunabilmek bizim için her zaman önemli bir husus. İş dünyası krizin pek çok etkisiyle mücadele ederken eşitlikçi politikaları da uygulamaya alabilsin düşüncesiyle, bu araştırmanın hemen ardından, özel sektöre yönelik “krizi eşitlikçi yönetmek” konulu bir uygulama rehberi hazırlanması konusunda TÜSİAD olarak destek olacağız.

TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubumuza, UN Women ve TÜRKONFED’e, yazarımız Doç. Dr. Emel Memiş’e ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Sözlerime son verirken, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama yolunda kararlılıkla ilerleyen bir dünya ve Türkiye dileğiyle, sizleri saygıyla selamlıyorum.