TÜSİAD yazılım sektörünün ülkemizdeki mevcut durumunu ve geleceğe yönelik öngörüleri ele aldı

Covid 19 salgını tüm ülkelerde olduğu gibi bizde de önemli dönüşüm gerekliliklerini ortaya çıkardı.

TÜSİAD yazılım sektörünün ülkemizdeki mevcut durumunu ve geleceğe yönelik öngörüleri ele aldı

Ülkemizin kalkınma politikalarının ivmelendirilmesinde kritik bir rol oynayacağına inandığımız yazılım sektörüne yönelik bu etkinliğimizde sizinle bir arada bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.

Covid 19 salgını tüm ülkelerde olduğu gibi bizde de önemli dönüşüm gerekliliklerini ortaya çıkardı. Yeni iş yapma modellerini; tüketici ve çalışan açısından yeni tercihleri tecrübe ediyoruz. Halihazırda yapısal iyileştirme ihtiyacı olan verimlilik, katma değer, teknoloji gibi alanlarda alınması gereken tedbirler daha fazla aciliyet göstermeye başladı. Bu konuları stratejik sektörlerden başlayarak ele almalı ve ülkemizin rekabet gücünü etkili bir şekilde tesis etmeliyiz. Bu süreçte en belirleyici faktörü ise dijital dönüşüm alanında kaydedilen gelişme oluşturuyor.

Değerli İzleyiciler,

Her yeni gün, dünyanın bir yerinde, yeni bir teknoloji üretiliyor. Hayatın her aşamasında, her sektörde sürekli gelişen teknolojiler yer buluyor. Dijital tıp, kuantum sensor gibi teknolojiler gündeme girerken, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler gündelik hayatımızın bir parçası oldular bile. Dönüşümü yakalayabilmek ve yaratılan değeri artırabilmek için zamanın ruhunu anlamalıyız. Ülkenin potansiyeli, sermaye yapısı, işgücü yetkinlikleri ve tarihsel birikimi temelinde yapacağımız tespitlerle odağı belirlemeli ve cesurca adım atmalıyız.

Yazılım sektörü tüm sektörlerde doğrudan veya dolaylı olarak yarattığı katma değer ile kritik bir öneme sahip. Turizmden sağlığa, tarımdan savunma sanayine, otomotivden tekstile kadar birçok alanda geliştirilen yüksek teknolojili ürünlerle yazılım, sosyal ve ekonomik dönüşüm sağlıyor, kaldıraç etkisi yaratıyor. Bu fırsatın iyi analiz edilerek ekonominin gelişmesi, bilgi devrimine yetişilmesi ve işsizliğin azaltılması açılarından sektöre yatırım yapılması önemli.

Yazılım sektöründeki gelişmenin istihdama olan yansımasının en çarpıcı örneklerinden biri Hindistan’dır. 80’li yılların ikinci yarısında yazılım sektöründeki iş gücü 6.800 kişi iken, bu rakam 2000’li yılların başında

yaklaşık 48 kat artarak 284.000 kişiye ulaşmıştır1. Günümüzde bu rakamın 1.000.000 kişiyi aştığı görülmektedir. Nitelikli ve inovatif kapasitesi yüksek insan kaynağı yazılım sektörünü ayrıştırmaktadır. Bu farklılık, yeni girişimlerin doğuşunu ve sektörün yenilikçi ve rekabetçi olmasını sağlamaktadır.

Değerli konuklar,

Yazılım çözümleri sunan veya yazılımı iş modelinin merkezine koyan Türk teknoloji şirketleri yakın zamanda önemli başarı hikayeleri çıkarmayı başardı. Hepimiz bu örneklerle gurur duyuyor, umutlanıyoruz. Yine de Türkiye’de yazılım sektörünün hacim ve istihdam açısından var olan potansiyeline göre henüz istenilen seviyede olmadığını görüyoruz. Özellikle ölçeklenebilir ürün geliştirme ve markalaşma konusunda eksiklikler var. Gelişimi sağlayabilmek için sektörün mevcut durumunun ciddi envanter çalışmalarıyla ortaya konması ve odak alanlarının belirlenmesi önemli bir adım olacaktır. Firmaların uluslararası piyasalarda pazarlama becerilerinin ve yeni ürün/hizmet kapasitelerinin geliştirilmesi de sektörün büyüme ve ihracat potansiyeline önemli katkı yapacaktır.

Yazılım sektörünün en önemli girdisi yaratıcı insan kaynağıdır. Günümüzde ihtiyaç duyulan becerileri karşılamanın yanı sıra, gelecekte ihtiyaç duyulacak beceriler için de bugünden hazırlık yapmamız gerekiyor. Yaptığımız işler yıkıcı teknolojilerle baştan aşağı değişirken, insanımızın bu değişime uyumu ve istihdamı için eğitim-iş dünyası diyaloğu ve birlikte hareket etmek kritik önemde. Özellikle uzaktan çalışmanın yaygınlaşması ile bilgi iletişim teknolojileri alanında beyin göçünün son dönemde artışına üzülerek tanık oluyoruz. Yetişmiş insanlarımızın ülkemizde kalarak katma değer yaratmasının önünü açacak çözümleri hep birlikte irdelemeli, iş ve ülke koşullarında ve yaşam standartlarında iyileştirmeleri nasıl sağlayabileceğimizi ciddi bir şekilde ele almalıyız.

Değerli konuklar,

Bugün aramızda yenilikçi ürün üreten ve süreç geliştiren çok kıymetli firmalar ve temsilcileri var. Eminim verimlilik ve rekabet baskısının ne kadar yüksek olduğunu hepimiz sürekli hissediyoruz. Özellikle pandeminin getirdiği koşullar ile şirketler, hangi sektörde olurlarsa olsunlar, bir taraftan krizi yönetmeye çalışıyor; diğer taraftan da piyasa, iş yapma ve yönetim tarzlarındaki değişime uyum sağlama çabasındalar.

Bu süreçte ülkemizin önemli bir potansiyelini titizlikle değerlendirmeliyiz: dinamik genç neslimizi yazılım ve uygulama geliştirme alanları için güçlü bir şekilde cesaretlendirmeliyiz. Genel olarak dijital

okuryazarlığın yaygınlaştırılmasının yanı sıra dijital dönüşüm için bilgi teknolojileri alanında yetkinliği artıracak programlara hız vermeliyiz. İnsan kaynağının niteliğine dijital çağa uygun şekilde yapacağımız yatırımlar ülkemizin cazibesini de kuşkusuz artıracaktır.

Değerli konuklar,

Sözlerime son verirken bugün etkinliğimize katılarak değer katan tüm konuşmacı ve panelistlerimize teşekkür ediyorum. Ayrıca yazılım ekosisteminin geleceğini ele aldığımız ve birazdan ana bulgularını dinleyeceğimiz rapor çalışmamızda kıymetli iş birlikleri için Deloitte ekibine ve etkinliğin gerçekleşmesinde tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Verimli ve ufuk açıcı bir etkinlik olmasını diliyor; sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

TÜSİAD’ın yazılım ekosisteminin artan önemini vurgulayarak ülkemizdeki durumunu ortaya koymak ve geleceğe dönük öngörüleri ele almak amacıyla düzenlediği “Türkiye Yazılım Sektörüne Bakış” webinarı 8 Aralık Salı günü gerçekleşti. Açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim tarafından yapıldı.

Kaslowski: Yazılım sektörünün mevcut durumu envanter çalışması ile ortaya konmalı, odak belirlenmeli.

Yazılım sektörünün tüm sektörlerde doğrudan veya dolaylı olarak yarattığı katma değer ile kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Kaslowski şu ifadeleri kullandı:

“Yüksek teknolojili ürünlerle yazılım, sosyal ve ekonomik dönüşüm sağlıyor, kaldıraç etkisi yaratıyor. Bu fırsatın iyi analiz edilerek ekonominin gelişmesi, bilgi devrimine yetişilmesi ve işsizliğin azaltılması açılarından sektöre yatırım yapılması önemli. Yazılım çözümleri sunan veya yazılımı iş modelinin merkezine koyan Türk teknoloji şirketleri yakın zamanda önemli başarı hikayeleri çıkarmayı başardı. Hepimiz bu örneklerle gurur duyuyor, umutlanıyoruz. Yine de Türkiye’de yazılım sektörünün hacim ve istihdam açısından var olan potansiyeline göre henüz istenilen seviyede olmadığını görüyoruz. Özellikle ölçeklenebilir ürün geliştirme ve markalaşma konusunda eksiklikler var. Gelişimi sağlayabilmek için sektörün mevcut durumunun ciddi envanter çalışmalarıyla ortaya konması ve odak alanlarının belirlenmesi önemli bir adım olacaktır.”

Kaslowski: Dinamik genç neslimizi yazılım ve uygulama geliştirme alanları için güçlü bir şekilde cesaretlendirmeliyiz.

Yazılım sektörünün en önemli girdisinin yaratıcı insan kaynağı olduğunu vurgulayan Kaslowski “eğitim-iş dünyası diyaloğu” ve “birlikte hareket etmenin” önemine değindi:

“Özellikle uzaktan çalışmanın yaygınlaşması ile bilgi iletişim teknolojileri alanında beyin göçünün son dönemde artışına üzülerek tanık oluyoruz. Yetişmiş insanlarımızın ülkemizde kalarak katma değer yaratmasının önünü açacak çözümleri hep birlikte irdelemeli, iş ve ülke koşullarında ve yaşam standartlarında iyileştirmeleri nasıl sağlayabileceğimizi ciddi bir şekilde ele almalıyız.

Ülkemizin önemli bir potansiyelini titizlikle değerlendirmeliyiz: dinamik genç neslimizi yazılım ve uygulama geliştirme alanları için güçlü bir şekilde cesaretlendirmeliyiz. Genel olarak dijital okuryazarlığın yaygınlaştırılmasının yanı sıra dijital dönüşüm için bilgi teknolojileri alanında yetkinliği artıracak programlara hız vermeliyiz. İnsan kaynağının niteliğine dijital çağa uygun şekilde yapacağımız yatırımlar ülkemizin cazibesini de kuşkusuz artıracaktır.”

Serkan Sevim: Arge merkezleri ve teknopark şirketlerinde uzaktan çalışma uygulamasını destekliyor, tüm Türkiye Teknopark olsun diyoruz.

Dünyanın en değerli ilk 10 şirketinin 7 tanesinin iş modelinin temelinde yazılım olduğunu vurgulayan Serkan Sevim şu ifadeleri kullandı:

“Amerika, Avrupa ve Asya'da en hızlı büyüyen ilk 100 şirketinin yarısından fazlasını yazılım şirketleri oluşturuyor. Dolayısıyla, marka değeri yüksek, değer yaratabilen ve uluslararası standartlara sahip ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi kritik bir rol oynuyor.

Bununla beraber, Türkiye’nin dört bir köşesinde yaşayan gençlerimizin yazılım sektörünün en büyük gücü olacağını biliyoruz. Bu sebeple arge merkezleri ve teknopark şirketlerinde uzaktan çalışma uygulamasını destekliyor, tüm Türkiye Teknopark olsun diyoruz.”

Serkan Sevim: “Yerli ve Global” diyebileceğimiz yazılım ve teknoloji şirketlerimiz ile tüm dünyada söz sahibi olmak istiyoruz.

Serkan Sevim konuşmasında, yazılım ekosisteminin gelişmesine yönelik atacağımız her adımın, ülkemizin yazılım ürünlerinin küresel pazar payına katkı sağlayacağını vurguladı:

“TÜSİAD olarak son dönemde Türkiye’nin kalkınma hikayesinin teknoloji ve dijital dönüşüm üzerinden olacağını söylüyoruz. Yaptığımız çalışmalara göre yazılım sektörü yarattığı katma değer sıralamasında %81’lik oran ile 4. sırada yer alırken, incelenen 64 reel sektörden 61’ine direkt katkı sağlıyor. Bu sebepledir ki gelişmiş ülkeler kaybettikleri üretim pazarını dijital teknolojilere yatırım yaparak yeniden ülke sınırları içine çekiyor; gelişmekte olan ülkeler ise hızla teknolojilerini geliştirerek aradaki rekabet baskısını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Biz de artan bir vurgu ile dijital teknolojilerin ülkemizde üretilmesinin gerek sanayimizin gelişmesi gerek ekonomimizin küresel rekabetçiliği açısından kritik olduğunu belirtiyoruz. Bununla da yetinmeyerek “Yerli ve Global” diyebileceğimiz yazılım ve teknoloji şirketlerimiz ile tüm dünyada söz sahibi olmak istiyoruz.”

Toplantıda ayrıca, TÜSİAD - Deloitte iş birliği ile yürütülen “Türkiye’de Yazılım Ekosisteminin Geleceği Raporu’nun temel bulguları Şirket Ortağı ve Deloitte Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hakan Göl tarafından katılımcılarla paylaşıldı.

Ardından etkinlik, TÜSİAD Yazılım Çalışma Grubu Başkanı Utku Barış Pazar’ın moderasyonunda, Telenity CEO’su İlhan Bağören, OpsGenie Kurucusu ve CEO’su Berkay Mollamustafaoğlu, 500 İstanbul Kurucu ve Yönetici Ortağı Rina Onur Şirinoğlu ve Deloitte Danışmanlık Hizmetleri Kıdemli Yöneticisi Fatih Taşkın’ın panelist olarak katıldıkları Türkiye’de Yazılım Ekosistemi: 2025 Vizyonu Oturumu ile devam etti

“Türkiye Yazılım Sektörüne Bakış” etkinliğine hepiniz hoş geldiniz. Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Dünya ekonomilerinin kökten dönüşüm sürecine tanıklık ediyoruz. Küresel ölçekte dijital teknoloji ürünleri ve ticaretinde de köklü dönüşümler yaşanıyor. Sanayiden tarıma, sağlıktan eğitime sektör fark etmeksizin dijitalleşme eğilimi büyük bir ivme kazandı. Küresel ölçekte dijital teknoloji ürünleri ve ticaretinde de köklü dönüşümler yaşanıyor. Çin’in tüm ürünlerde baskın üretici olmasına karşın, ABD, Almanya, Hollanda, İrlanda, Tayvan ve Kore gibi ülkeler ihracat paylarını ve rekabetçi güçlerini bir ölçüde koruyabildiler. Kore ve Çin, son yıllarda dijital teknoloji geliştirilmesinde önemli bir atılım içerisinde. Bu gelişme devam ederse, “gelişmiş ülkelerin teknoloji geliştirdiği, gelişmekte olan ülkelerin de ürünleri ürettiği” uluslararası iş bölümünde köklü dönüşümler yaşanacak.

Sanayi ve hizmet sektörlerinde şirketlerin dijital stratejiler uygulayarak iş modelleri ve üretim süreçlerini dijitalleştirdiğini görüyoruz. Yeni nesil teknoloji firmalarının yükselişine şahit oluyoruz. Dünyanın en değerli ilk 10 şirketinin 7 tanesi teknoloji şirketi1 ve bu şirketlerin hemen hepsinin iş modelinin temelinde yazılım var. Amerika, Avrupa ve Asya'da en hızlı büyüyen ilk 100 şirketin yarısından fazlasını yazılım şirketleri oluşturuyor2 Dolayısıyla, marka değeri yüksek, değer yaratabilen ve uluslararası standartlara sahip ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi kritik bir rol oynuyor.

Bununla beraber, Türkiye’nin dört bir köşesinde yaşayan gençlerimizin yazılım sektörünün en büyük gücü olacağını biliyoruz. Bu sebeple arge merkezleri ve teknopark şirketlerinde uzaktan çalışma uygulamasını destekliyor, tüm Türkiye Teknopark olsun diyoruz.

Değerli katılımcılar,

Sağladığı yüksek katma değer, ihracat potansiyeli ve istihdam olanaklarıyla, yazılım sektörünün stratejik bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Yazılım sektörü; fiziksel sınırların ortadan kalktığı, hızla gelişen teknolojiler ve giderek zorlaşan küresel rekabet koşullarında, ülkemizin bilgi toplumuna dönüşümünün bel kemiğini oluşturuyor. Neredeyse tüm sektörlerde temel girdi olarak kullanılan yazılım, yüksek teknolojili ürünlerin geliştirilmesinde ve beraberinde uluslararası rekabet gücünün artırılmasında kritik bir rol oynuyor.

Yazılım ekosisteminin gelişmesine yönelik atacağımız her adım, ülkemizin yazılım ürünlerinin küresel pazar payının, ihracatının ve bilinirliğinin tesis edilmesine katkı sağlayacaktır.

Değerli konuklar,

TÜSİAD olarak son dönemde Türkiye’nin kalkınma hikayesinin teknoloji ve dijital dönüşüm üzerinden olacağını söylüyoruz. Yaptığımız çalışmalara göre yazılım sektörü yarattığı katma değer sıralamasında %81’lik oran ile 4. sırada yer alırken, incelenen 64 reel sektörden 61’ine direkt katkı sağlıyor. Bu sebepledir ki gelişmiş ülkeler kaybettikleri üretim pazarını dijital teknolojilere yatırım yaparak yeniden ülke sınırları içine çekiyor; gelişmekte olan ülkeler ise hızla teknolojilerini geliştirerek aradaki rekabet baskısını ortadan kaldırmaya çalışıyor. Biz de artan bir vurgu ile dijital teknolojilerin ülkemizde üretilmesinin gerek sanayimizin gelişmesi gerek ekonomimizin küresel rekabetçiliği açısından kritik olduğunu belirtiyoruz. Bununla da yetinmeyerek “Yerli ve Global” diyebileceğimiz yazılım ve teknoloji şirketlerimiz ile tüm dünyada söz sahibi olmak istiyoruz.

Bu çerçevede potansiyeli ile dikkat çeken yazılım sektörüne ayrı bir önem vermemizin gerekli olduğuna inandık. Sektörün sunduğu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak ve etkin aksiyon önerilerini hayata geçirebilmek amacıyla geçtiğimiz sene Yazılım Çalışma Grubumuzu kurduk. Sevgili Utku Barış Pazar’ın liderlik ettiği Çalışma Grubumuz ile tüm paydaşlar nezdinde yazılım ekosisteminin gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Hiç şüphesiz ki dijital dönüşüm uzun bir süreç. Yazılım sektörünün sahip olduğu potansiyeli göz önünde bulundurduğumuzda daha gidilecek çok yolumuz var. Üzerimize düşen sorumlulukların bilincindeyiz. Dijital Türkiye Yuvarlak Masası olarak yazılım ekosisteminin stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulamaya ve tüm paydaşları ile iş birliği içerisinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Sözlerime son verirken bugün etkinliğimize katılan değerli panelistlerimize, tüm katılımcılarımıza ve emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ederim. Verimli bir etkinlik olmasını diliyor, sözü TÜSİAD Yönetim Kurulu başkanımız Sayın Simone Kaslowski’ye vermek istiyorum.