TÜSİAD, "Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu" tanıtıldı

Yeni İklim Rejimi Neden Önemli?

TÜSİAD, "Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu" tanıtıldı

TÜSİAD’ın “Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu" tanıtım toplantısı, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve İklim Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın katılımıyla bugün gerçekleşti.

TÜSİAD Enerji ve Çevre Yuvarlak Masası faaliyetleri kapsamında hazırlanan raporun “online” tanıtım toplantısında, açılış konuşmalarını TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Enerji ve Çevre Yuvarlak Masası Başkanı Murat Özyeğin yaptı.

Raporun özet bulgularını ve konuşma metinlerini ekte bilgilerinize sunarız.

“Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu"na bu link üzerinden ulaşabilirsiniz

EKONOMİK GÖSTERGELER MERCEĞİNDEN YENİ İKLİM REJİMİ RAPORU

Yönetici Özeti

Yeni İklim Rejimi Neden Önemli?

İklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınmayı ve tüm ekosistemi tehdit eden en öncelikli küresel risklerden biridir. Bu çerçevede iklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyum tüm ekonomilerin yanı sıra başta Birleşmiş Milletler olmak üzere diğer çevre, ekonomik ve toplumsal alanda faaliyet gösteren uluslararası örgüt ve kuruluşların da öncelikli gündem maddeleri arasındadır.

2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşması “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli imkan ve kabiliyetler” anlayışı doğrultusunda gelişmiş ve gelişmekte olan bütün taraf ülkelerin emisyon azaltımına yönelik önlem almasını şart koşmasıdır.

Öte yandan, AB’nin yeni büyüme stratejisi olan Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde öngördüğü dönüşüm ve 2050 yılında karbon-nötr Avrupa hedefi sanayiden ulaştırmaya, ambalajdan veri korumaya kadar birçok boyutta stratejik düzenlemeyi kapsamaktadır. Burada önemle vurgulanması gereken husus, AYM Planı ile salt bir “çevre” stratejisi değil, ülkemizi de yakından ilgilendiren yeni bir uluslararası ticaret sistemi ve işbölümünün kurgulanmakta olduğudur.

Bu yeni iklim rejimi, ekonomilerin, finans kurumlarının, uluslararası örgütlerin siyasi, ekonomik ve ticari bağlamdaki değerlendirmelerinde iklim değişikliği ile mücadele bağlantılı unsurların yansıtılması şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Raporun Hedefleri Nelerdir?

Rapor, Paris Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile şekillenen yeni iklim rejiminin ülkemiz ekonomisi ve ticaretine olası doğrudan ve dolaylı etkilerini ele alıyor. İklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik politika araçlarını irdeliyor.

Raporun Çıktıları

- Raporda Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında öngörülen Sınırda Karbon Düzenlemesi devreye girdiğinde Türkiye’den AB’ye ihracat yapan sektörler üzerine olası etkisi tüm ekonomiyi temsil eden 24 üretici sektör için analiz ediliyor.

- Bunun için 2 ayrı senaryo (SKD30 ve SKD50) karbonun ton fiyatı 30 Avro/tCO2e ve 50 Avro/tCO2e olarak çalışılmıştır.

- Bu senaryolar altında Türkiye ihracatının maruz kalabileceği toplam karbon maliyeti (faturası) ortaya konmuştur (kapsama alınan emisyon kaynaklarına bağlı olarak)

· Ton başına vergi (EUA) 30 Avro olsa 478 milyon Avro- 1085 milyon Avro

· Ton başına vergi (EUA) 50 Avro olsa 797 milyon Avro-1809 milyon Avro

- Bu senaryolara ilave olarak AB’nin yeşil ekonomik dönüşümüne uyumlu tedbirlerin öngörüldüğü ayrı bir senaryo da çalışılmıştır. 2030 yılı itibarıyla;

· AB_AYM senaryo sonuçlarında gayrı safi yurtiçi hasılanın SKD30 ve SKD50 senaryosundan sırasıyla %5,7 ve %6,6 daha yüksek; sera gazı emisyonunun ise sırasıyla %16,5 ve %15 daha düşük olacağı hesaplanmıştır.

Raporun ulaştığı makroekonomik bulgularla varılan değerlendirmeler ise aşağıdaki şekilde özetlenmektedir:

1. Avrupa Yeşil Düzeni Türkiye için bir risk olduğu kadar, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir dönüşümün aracı olarak yepyeni bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

2. Unsurları kararlılıkla saptanmış bir stratejik dönüşüm çerçevesinde, emisyon azaltımını, elde edilen fonların şirketlerin yeşil dönüşümü amacıyla kullanılmasını ve yenilenebilir enerji ile enerji verimliliğini merkeze alan alternatif bir Yeşil Ekonomik Dönüşüm senaryosu sayesinde gerek milli gelirde, gerekse sera gazı emisyonlarında anlamlı iyileştirmelerin sağlanabileceği öngörülmektedir.

3. Yeşil ekonomik dönüşüm stratejisi emisyon azaltım hedeflerinin ulusal ekonomide üretim ve istihdamın artırılarak sağlanabileceğini göstermekte, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma stratejisi arayışlarına önemli bir alternatif sunmaktadır.

Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu Simone Kaslowski – TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı 21 Eylül 2020

Sayın Bakan Yardımcısı ve İklim Başmüzakerecimiz, Sir Laurie Bristow, İş Dünyasının Saygıdeğer Temsilcileri, Değerli Konuklar

Sizleri, şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Değerli Konuklarımız,

İnsanlık tarihinde çok zorlu bir dönemden geçiyoruz. İçinde olduğumuz pandemi sürecinde küresel tehditlerin etkilerini çok acı bir şekilde tecrübe ediyoruz. Bu süreç, küresel risklerin ne kadar kritik sonuçları olabileceğini de gösteriyor. Halihazırda iklim değişikliğinin etkilerini çevresel, sosyal ve ekonomik yansımaları ile derinden hissediyoruz.

Doğal kaynaklarımız genel algının aksine oldukça kısıtlı. İçinde bulunduğumuz Akdeniz Bölgesi iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgeler arasında. Bu endişelerden hareketle, zorlu gündeme rağmen, iklim değişikliği ile mücadele konusunu kararlılıkla gündemimizde önceliklendiriyoruz.

Değerli Konuklar,

İklim değişikliği, harekete geçmek için uygun anı bekleyebileceğimiz bir sorun değil. Birçok sektör açısından iklim değişikliğine bağlı risklerin azaltımını ve değişen iklim şartlarına uyumu öncelikli değerlendirmek gerekiyor. Doğru politika ve stratejiler ile vakitlice adım atamazsak ödememiz gereken faturanın bedeli her bakımdan artacak.

2020 sonrası küresel iklim rejiminin omurgası olan Paris Anlaşmasını da bu nedenle yakından takip ediyoruz ve stratejik öncelik olarak benimsiyoruz. Anlaşma, iklim değişikliği ile mücadele çabalarının artırılması hedefini ortaya koyarken aynı zamanda yeni bir ekonomik düzene de yön veriyor. Farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkeler ve uluslararası finans kurumları iklim değişikliği kaygılarını içselleştirerek mücadele ve uyum yönünde stratejiler geliştiriyor.

Öte yandan, AB’nin yeni büyüme stratejisi olarak tanımladığı Yeşil Mutabakat sadece AB üyelerini değil, AB ile ticaret yapan ülkelerin tüm ekonomik sektörleri ile üretim ve tüketim kalıplarını da derinden etkileyecek.. Mevzuatın revizyonu yanı sıra dış ticaret kurallarını belirleyen STA’lar ve Sınırda Karbon Düzenlemesi etkili uygulama araçları olarak hayata geçecek. Ar-Ge‘yi, özel ve kamu finansman araçlarını da kapsayan en az 1 trilyon Avro’luk bir bütçenin bu Mutabakata tahsis edilmiş olması güçlü bir etkinliğe de fırsat verecek.

En önemli ticaret partnerimiz AB’nin küresel tedarik zinciri içinde oynayacağı bu belirleyici rol ülkemizde de bir dönüşüm ihtiyacına da işaret ediyor.

Değerli Katılımcılar,

Düşük karbonlu kalkınmanın sağladığı fırsatları ve yaratılan katma değeri artıracak; yeni istihdam alanlarını destekleyecek bir ekonomik dönüşümü kurgulamalıyız. Bu sürece yönelik zihinsel dönüşümü hızla gerçekleştirmeliyiz. Raporlarımız düşük karbonlu kalkınmanın çevresel hedeflerimize hizmet ederken, ekonomik göstergeler bağlamında da önemli fırsatlar barındırdığını gösteriyor. Politikalarımızla ve uygulama mekanizmaları ile bu dönüşümü ivmelendirmeliyiz. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği potansiyelimiz çok güçlü. Daha etkili finansal araçları bu dönüşüm için yönlendirmeliyiz.

Ekonomik faaliyetlerin çevresel kaygıları dikkate alan bir anlayışla sürdürülmesi TÜSİAD’ın en öncelikli çalışma prensiplerinden biri olmuştur. Bu bağlamda iş dünyası olarak önemli bir rol üstlendiğimize inanıyoruz. Kamunun da kendi uygulamaları ile bu dönüşüme öncü olması iş dünyası için cesaretlendirici olacak, öngörülebilirliğe ciddi bir katkı sağlayacaktır. Bu yönelme ülkemizde teknoloji gelişimini ve inovasyonu tetikleme gücünü de artıracaktır.

Bu değerlendirmelere bugün paylaşacağımız Raporun kritik girdiler sağlayacağına inanıyorum. Raporumuza öncülük eden Enerji ve Çevre Yuvarlak Masamıza ve Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubumuza; destekleri için sponsorlarımıza ve Raporu hazırlayan değerli akademisyenlerimize ben de teşekkür ediyorum.

Şimdi sözü COP 26 Bölgesel Büyükelçisi Sir Bristow’a vermek isterim. COP 26’nın hedefleri açısından kıymetli ipuçlarını bizimle paylaşacağına inanıyorum. COP 26’nın ülkemizin Paris Anlaşması kapsamında statüsündeki belirsizliğin giderilmesine çözüm getirecek diplomasiye de evsahipliği yapmasını temenni ediyorum.

Yeniden hepinizi saygıyla selamlıyor, bizlerle oldukları için Sayın Bakan Yardımcımıza ve Sir Bristow’a yeniden içtenlikle teşekkür ediyor ve etkinliğimizin verimli geçmesini diliyorum.

Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu Murat Özyeğin - TÜSİAD Başkan Yardımcısı, 21 Eylül 2020

Sayın Bakan Yardımcım, Sir Laurie Bristow, İş Dünyasının Saygıdeğer Temsilcileri, Değerli Basın Mensupları

Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporumuzun tanıtım webinarına hoş geldiniz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Değerli Konuklarımız,

TÜSİAD olarak düşük karbonlu kalkınma olgusunu her zaman önceliklendirdik ve çok farklı veçheleriyle konuyu ele alan birçok çalışma gerçekleştirdik. Bugün de spesifik olarak ekonomi politikalarına yönelik son dört yıl içinde hazırlanan ikinci raporumuzu tanıtacağız. “İklim Değişikliği ile Mücadele Alanında TÜSİAD Tutum Belgesi”ni takiben “Sürdürülebilir Finansman ve Destek Modelleri” ile “Döngüsel Ekonomi ve Sıfır Atık” konularında uygulamanın etkinliğini artırmaya yönelik eylem önerilerimizi paylaştık. Çok yakın bir zamanda da enerji verimliliği sektörünün gelişimine yönelik çalışmamızı sonuçlandıracağız.

Sadece çevre alanındakiler değil; sektörel gruplarımız da iklim değişikliği konusunu kendi perspektiflerinden ele alıyor. 2 yıl önce gerçekleştirdiğimiz enerji raporu, “Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu” ile sektörün 2030 yılı itibarıyla ekonomimize sağlayabileceği katma değerin %34 gibi yüksek bir oranda artırılabileceğini göstermişti. Tarım ve Gıda 2020 Raporu ise İklim Değişikliği Fonu oluşturulmasına dikkat çekiyor.

Değerli Konuklarımız,

Bu odaklı çalışmalarımız sayesinde önemli hacimde müktesebat oluşturduk. Tüm bu görüş ve öneri setleri ilgili kamu kurumlarımızla gerçekleştirdiğimiz istişare süreçlerine önemli girdiler sağlıyor.

Kuşkusuz uluslararası düzeyde yürütülen çalışmaları da titizlikle takip ediyoruz. UNFCCC Taraflar Konferansları iklim değişikliği rejiminin şekillenmesinde son derece önem verdiğimiz bir platform. Aktif bir şekilde yer alıyor, Türkiye iş dünyasının görüşlerini paylaşıyoruz. 2021’de İngiltere’de yapılacak COP 26’nın Bölgesel Büyükelçisi Sir Bristow’un bizlerle olması da değerli bir istişare fırsatı verecek bizlere.

Türkiye’nin de en önemli ticaret partneri olan AB’nin açıkladığı ve 2050 yılında karbon nötr bir Avrupa hedefleyen Avrupa Yeşil Mutabakatı da son dönemde dikkatle izlenmesi gereken unsurlar içeriyor.

Bugün sizlerle paylaşacağımız Raporumuz da, AB’nin bu yeni iklim rejiminin ülkemiz ekonomisi ve ticaretine olası doğrudan etkilerini ele alıyor. Fatih Özkadı başkanlığındaki Çalışma Grubumuza ve değerli yazarlarımız Prof. Dr. Erinç Yeldan, Doç. Dr. Sevil Acar ve Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı’ya bu vizyon açıcı çalışma için; sponsorlarımıza değerli katkı ve destekleri için ve üyelerimize farklı perspektiflerden değerlendirmeleriyle güçlü istişareyi sağladıkları için teşekkür etmek isterim.

Değerli Katılımcılar,

Raporumuzun ve bu webinar vesilesiyle gerçekleşecek istişare ortamının ülkemizin sürdürülebilir kalkınması yolundaki çalışmalara kıymetli katkılar sağlaması temennisi ile hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın İklim Başmüzakerecimizin son derece kıymetli olacak değerlendirmeleri için şimdiden teşekkür ediyorum. Sözü açılış konuşmaları için TÜSİAD Başkanı Sn. Kaslowski’ye devrediyorum.