ŞEKVA EYLEME GÖNÜL

/Erken öten horozun mutlak boynu vurulur Vakit saat gelince elbet hesap sorulur/

ŞEKVA EYLEME GÖNÜL
/Erken öten horozun mutlak boynu vurulur
Vakit saat gelince elbet hesap sorulur/
Sözünü sakınmadan ulu orta yayarsan ,
Başına gelenlerden şekva eyleme gönül
*
Kırdığın gönülleri tekbaşına koyarsan
Gidip kara taşlara hiç dert söyleme gönül
Yüreğindeki azgın fırtınaları durdur
Takılırsan nefsine bil ki; yol almak zordur
*
Zaman zaman kendini aynada seyrederken
Yansıyana aldırma, takılma görüntüne
Vesveseyle karışık sesler "güzelsin" derken
Unutma gençlik geçer, sarıl iman örtüne
*
Ruhundaki zelzele yıkar, eder derbeder
Farkında olmasan da nefsin senle harbeder
Okuyup ezberlerken "Kitab’ın" tekmilini
Dilin ile kalbinin bir olması gerekir
*
Sürü sürü kuşlarla Ebrehe’nin filini
Düşünüp de kişinin; ders alması gerekir
Sıvalı duvarlarda oynaşır gölgecikler
Zihnin de, çağrıştırır kurtçuklar ve böcekler
*
Bilir misin ey gönül? Kimisi bir kenarda
Oturup da, günahı başkalarına yükler
Kimisi hep hatasız, kimisi boyna narda
Yaşadığını sanır; ümit içinde bekler
*
Nasihat eder durur, anlayan olmasa da
Belki dinleyen olur telinden çalmasa da
Sen, kendini nefsine kapılarak yandırma
Verilenle yetinip, şükrünü göster evvel
*
Yalan, yanlışa dalıp şeytanı uyandırma
Görmesen de bilesin omzundadır daim el
Her gördüğüne değil, bazen sır olanlara
İnanarak dönüp bak, hak ile solanlara
/Bilinir ki sabırdır koruğu helva eden
Ot kadar aklın yok mu? Söyle, acelen neden?/
NİLÜFER SARP
Fotoğraf açıklaması yok.