ŞEHİR HASTANELERİNİN FAYDA VE MALİYET ANALİZİ

Fayda ile maliyet oranının en yüksek olduğu yatırımlara öncelik vermeniz gerekir.

ŞEHİR HASTANELERİNİN FAYDA VE MALİYET ANALİZİ

Kamu yöneticilerinin en temel görevlerinden biri, milletin parasını harcarken topluma en yüksek faydayı sağlayacak olan projeleri seçmek veya yatırımlarda öncelik sırasını doğru tespit etmektir. Çünkü toplumun ihtiyaçları sonsuz, harcamaları için kaynakları sınırlıdır.

Yatırımların doğru ve akılcı olup olmadığını değerlendirmek için yatırımın sağlayacağı faydalar ile bu faydayı sağlamak için ödenecek maliyetler, güncel değer üzerinden, parasal olarak belirlenir. 

Faydanın değeri, maliyetin değerinden küçükse o yatırımın uygulanmaması gerekir.

Faydanın değeri, maliyetin değerinden büyükse yatırıma gitmek uygun kabul edilir. Ancak farklı yatırım seçenekleri arasında fayda ile maliyet oranının en yüksek olduğu yatırımlara öncelik vermeniz gerekir.

Kamu yöneticilerinin sulama, karayolları, ulaştırma, eğitim, sağlık ve elektrik projeleri gibi piyasa değeri olan kamu yatırım projeleri için fayda maliyet analizi yaptırması gerekir. Böylece kamu kaynaklarının verimli kullanılması, israf ve savurganlıkların ortadan kaldırılması mümkün olur.

****

Türkiye’de ekonomik meseleleri bile rakamlarla tartışma geleneği yerleşmemiştir. Oysaki yönetimler ölçülebilen, rakamlarla ifade edilen parametrelerle başarılı veya başarısız olarak nitelendirilmelidir.

Basketbol maçlarında (son senelerde futbolda da) her bir oyuncuya maç içinde yaptığı önemli eylemleri ile puan veriliyor. Oyuncunun yaptığı sayı yetmiyor, arkadaşına yardımı, top kapması, rakibi önlemesi ve diğer maç sonucunu etkileyen hareketleri teker teker tespit edilip o oyuncunun değeri tespit ediliyor.

Siyasette ise “seçim kazanma başarısı” tek başına bir kriter olarak kabul edilebiliyor. Oysaki seçim dönemine kadar yaptığı icraatların rakamlarla mukayese edilmesiyle daha doğru değerlendirmeler yapılabilir.

*******************************

ŞEHİR HASTANELERİ

AKP Genel Başkanı ve CB Erdoğan’ın “salgında başarılıyız, çünkü hastanelerimizin yoğun bakım ve yatak sayıları yeterli, çünkü Şehir Hastaneleri açtık” propagandası yaptığı sırada bu hastanelerin “fayda- maliyet hesabı” zamansız bulunabilir.

Bu doğru değil. Şehir Hastanelerinin çok azı açıldı. Salgının merkezi olan İstanbul’da Başakşehir ŞH’nin ilk bölümü yeni açılıyor. Bu hastanelerin açıldığı şehirlerde şehir içindeki köklü, geleneği olan, ulaşımı kolay hastanelerimiz kapatıldı. Elbette her yapılan yatırımın bir faydası vardır ama şehir hastanelerinin Covid19 hastalarının tedavisindeki payı çok küçüktür.

Şehir Hastaneleri devletin bir özel şirket grubu ile yaptığı uzun süreli sözleşmelere göre yapılmakta. Yerini devletin verdiği, projesini devletin hazırladığı hastanelerin inşası, cihazların ve finansmanın teminini şirketler grubu yapmaktadır. Devlet 25 yıllığına hastaneyi bu şirkete kiralamaktadır. Devlet belirlenen sayıda hasta garanti etmekte, bu sayının altında kalırsa garanti edilen sayı ile aradaki farkın hasta başına ücretini devlet ödemektedir.

****

GARANTİ TUTARI

Prof. Dr. Uğur Emek’in hesaplarına göre toplam 31 şehir hastanesinin Hazine Garantisi 142 milyar dolar imiş. Yani şimdiki kur ile 992 milyar lira. Çok yakında 1 trilyon TL’yi geçeceği açık.

Son bir buçuk ay içinde kur artışı yüzünden Şehir Hastanelerinin müteahhitlerine ödenecek Hazine Garantisi farkı 140 milyar lira kadar arttı.

Hazine garantili otoyollar, köprüler, havaalanları, tüneller için garanti kapsamında ne kadar ödeneceğini bilmiyoruz. Çünkü devlet hesaplarında bu borçlar gösterilmiyor. 

Tayyip Erdoğan’ın (58. ve 59. Hükümet) Başbakan Yardımcılarından (şimdi CHP’li) Abdüllatif Şener devletin hesaplarının arapsaçına döndüğünü, nerelere hangi harcamaların yapıldığının bilinmediğini söylüyor.

Çok ihtiyaç olduğu halde, en uygun şartlarda IMF’den kredi almak mümkünken, iktidarın kredi almamasını bu hesapların açığa çıkmasını istememesine bağlıyor.

*******************************

DEVLETİN TOPLADIĞI YARDIM ÇEKİRDEK PARASI

Virüs salgınının ekonomiye ve dar gelirlilere yükünü hafifletmek için devletin açtığı yardım kampanyasında toplanan para 2,5 milyar TL civarında.

Çoğunluğu kamu kuruluşlarının yardımları ile toplanan 2,5 milyar TL’ye bakın, bir de 5 müteahhide sadece 1,5 aylık kur farkından dolayı ödenecek yaklaşık 140 milyar TL’ye.

Devlet milyonlarca işsiz kalmış, ücretsiz izne çıkarılmış veya işyeri kapanmış insanımıza karnını doyurabileceği kadar bir yardım yapamıyor.

Ama öyle sözleşmeler yapmışlar ki “Hazine Garantili Müteahhitlerin” paralarını aksatmadan ödüyorlar.

Daha önce de yazdım: Bu hastanelerde hasta yatağı başına düşen maliyet özel hastanelerin ortalama maliyetinin 3,5 katıdır.

Yatırım kredisi bedelleri ve işletme geliri garantileri döviz üzerinden yapıldığı için, ödemeler döviz olarak yapılacak. Bu yüzden şehir hastanelerinin hizmetlerinden yararlanacak olan vatandaşlarımız, her kur artışından kaçınılmaz olarak etkilenecek.

18 adet Şehir Hastanesinin bir yıllık kirasıyla 150 yataklı 64 hastane yapabileceğimiz hesaplanmıştı. (Şehir Hastaneleri sayısı 31 oldu. Kira bedeli yıllık yaklaşık 100 hastane eder.)

3-5 yıllık kira bedeliyle, Türkiye’yi 25 yıl yetecek çağdaş hastanelerle donatabilirdik. Bunların gelirleriyle başka yatırımlar yapabilirdik.

Peki, mevcut hastanelerimizi kapatarak yaptığımız şehir hastanelerine neden 25 yıl boyunca kira ödeyeceğiz? Neden bu hastanelerin bütün gelirlerini devlet değil, müteahhitler alacak?

Rakamlar böyle.

“Asrın Liderimiz salgında bile yetecek yatırımı yaptı, Reyiz olmasa halimiz perişandı, Almanya bizi kıskanıyor” gibi ifadelerin arkasında sadece duygusallık var, rakam ve bilim yok.

Fayda- maliyet analizine dayanmayan bu tür değerlendirmeler bizi rahatlatabilir. Ama çoluk çocuğumuzun nafakasının, bir avuç müteahhide aktarılmasını önlemeyeceği açık.

 

23.04.2020

Ruhittin Sönmez