Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Tıbbiyeli Hikmet’in konuşması İstiklal Savaşı’nın kaderini değiştirmiştir”

Sağlık savaşlarının yaşandığı bir dönemde 14 Mart’ı kutlamak çok değerli

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Tıbbiyeli Hikmet’in konuşması İstiklal Savaşı’nın kaderini değiştirmiştir”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı programına katılan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Sivas Kongresi’nde manda tartışmalarında yaptığı konuşmayla herkesi etkileyen ve İstiklal Savaşı’nın kaderini değiştiren Tıbbiyeli Hikmet’ten bahsetti. Sivas Kongresi’ne katılanların büyük çoğunluğunun Amerikan mandasını savunduğunu kaydeden Tarhan, “Bir tartışma sonrası toplantıya ara verildiği sırada Tıbbiyeli Hikmet, Mustafa Kemal’in yanına gelir ve mandaya şiddetle karşı çıktığı bir konuşma yapar. Mazhar Müfit Kansu bu olaydan anılarında eğer Mustafa Kemal mandayı desteklerse onu da reddedeceklerini açık bir şekilde dile getirdiğini aktarır. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, gençlikle iftihar ettiğini ve gençliğe güvendiğini söylemiş ve “Ya İstiklal Ya Ölüm” demiştir. Tıbbiyeliler o toplantıda büyük çoğunluğun mandayı istediği bir yerde bağımsızlığı savunmuşlardır. Tıbbiyeli Hikmet’in bu samimi, içten, heyecanlı konuşması İstiklal Savaşı’nın kaderini değiştirmiştir” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin düzenlemiş olduğu programa katıldı. Online ortamda gerçekleştirilen programda  "14 Mart Tıp Bayramı Töreni" kutlandı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Liderlik, Psikohistorik Bakış" kapsamında değerlendirmelerde bulundu.

Sağlık savaşlarının yaşandığı bir dönemde 14 Mart’ı kutlamak çok değerli

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş'ın açılış konuşmasıyla başlayan tören, Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın konuşmalarıyla son buldu. Tarhan liderlik ve psikohistorik bakış açısı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Pandemi nedeniyle sağlık savaşlarının yaşandığı bir dönemde 14 Mart'ın daha da önem kazandığını belirten Tarhan, “Toplum sağlığının önemi bu süreçte daha iyi anlaşıldı. Bazı insanlar aşının önemini fark edememişti, sağlıkçılar bu süreçte insanların bilgilendirilmesine katkı sağladı. Böyle bir dönemde bu bayramı kutlamak oldukça önemli” dedi.

Tıbbiyeli Hikmet’in konuşması İstiklal Savaşı’nın kaderini değiştirmiştir

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Sivas Kongresi’nde manda tartışmalarında yaptığı konuşmayla herkesi etkileyen Tıbbiyeli Hikmet’in önemine değindi. Tarhan; “Sivas’ta bulunan Kongre Müzesine gidenler Tıbbiyeli Hikmet’i bilirler. Sivas Kongresi’ne katılanların büyük çoğunluğu Amerikan mandasını savunuyordu. Bir tartışma sonrası toplantıya ara verildiği sırada Tıbbiyeli Hikmet, Mustafa Kemal’in yanına gelir ve mandaya şiddetle karşı çıktığı bir konuşma yapar. Mazhar Müfit Kansu bu olaydan anılarında eğer Mustafa Kemal mandayı desteklerse onu da reddedeceklerini açık bir şekilde dile getirdiğini aktarır. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, gençlikle iftihar ettiğini ve gençliğe güvendiğini söylemiş ve “Ya İstiklal Ya Ölüm” demiştir. Tıbbiyeliler o toplantıda büyük çoğunluğun mandayı istediği bir yerde bağımsızlığı savunmuşlardır. Tıbbiyeli Hikmet’in bu samimi, içten, heyecanlı konuşması İstiklal Savaşı’nın kaderini değiştirmiştir. Belki de oradan manda kararı da çıkabilirdi. Bu anlamda savaşlarda liderlik çok önemli” ifadelerini kullandı. 

Hiç kimse lider doğmaz, liderlik sonradan öğrenilir

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 14 Mart vesilesiyle psikohistori kavramına farklı bir bakış açısı getirmek istediğini belirtti. Tarhan, “Liderliğin psikolojik boyutu oldukça önemli.   Savaşta korku duygusunu yönetmek çok hayati bir durum, eğer yönetilemezse savaşın kaybedilmesine neden olabilir. Savaşta karşı taraf ne kadar güçlü olursa olsun psikolojik savaş ile ambargo yöntemini kullanarak savaşı kazanabiliriz. Ülke yönetirken "korku duygusunu" yönetmek çok önemli. Korku ve hukukun üstünlüğü ilişkisinde, insanlarda hukukun üstünlüğüne olan inanç varsa korku olmaz. Liderlik insanın beyninin ön bölgesini kullanması demek. Bu öğrenilen bir şeydir, hiç kimse lider doğmaz. Eğer lider güven uyandırırsa insanlar takip ederler” şeklinde konuştu.

Kişi beynini iyi yönetirse, başarılı bir lider olur

Liderlikte zekâ türlerine değinen Prof. Dr. Tarhan, beş farklı zekâ türüne vurgu yaptı. Tarhan; “Bu zekâ türleri: mantıksal zekâ, duygusal zekâ, bedensel zekâ, vicdani zekâ, sosyal zekâdır. Bütün bunları doğru yönetebilmek önemli. Asıl liderlik nöro liderliktir. Kişi beynini iyi yönetirse iyi bir lider olur. Üç liderlik türü vardır: Klasik liderlik, karizmatik liderlik, bilimsel liderlik. Asıl lider takımın içindedir, takımdakilerle beraber karar verir.  Hitler propaganda teknikleriyle halkını ari ırk olduklarına ikna etti. Sonunda savaşlar aleyhine bir şekilde sonuçlandı. Mussolini, Hitler gibi narsistik liderler Avrupa'ya demokrasinin önemini anlatmıştır. Paranoid liderler herkesi iç ve dış düşman olarak sınıflar. Fakat bu en sonunda geri teper, toplumu dost düşman olarak ayırmamak gerekiyor. Liderlerin kişilikleri çok önemli” ifadelerini kullandı.

Her insan kendi lideridir

 Liderleri fikir üretme türlerine göre sınıflandıran Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Klasik liderlerin mutlak doğruları vardır. Karizmatik liderler PR İle toplumu etkilerler ve yönetirler. Bilimsel lider ise sivil akıl ile askeri akıl birbirinden ayrılmıştır. Bu tarz liderler fark ettirmeden fikir üretir, onu boşa harcamaz fikri satın alacak olana verir. 14 Mart Tıp Bayramı'nda tarih, psikoloji ve çıkaracağımız dersler olarak liderliğin önemine değinmek istedim. Her insan kendi lideridir. Beş zekâ türü olan mantıksal zekâ, duygusal zekâ, bedensel zekâ, vicdani zekâ, sosyal zekâyı birlikte kullanmak gerekiyor" ifadeleriyle sözlerini noktaladı.