Ölmekte Olan Bir Profesörün Son Dersi

İyi muhakeme yapabilme becerisi tecrübelerden gelir.

Ölmekte Olan Bir Profesörün Son Dersi

Carnegie Mellon Üniversitesi'ndeki profesörler arasında akademik bir gelenek var: Varsayımsal bir ölümden önce varsayımsal bir son ders.

Başka bir deyişle: ölmeden önce öğrencilerinize öğretecek son bir dersiniz olsaydı, bu ne olurdu?

Sıra Profesör Randy Pausch'a geldiğinde varsayımsal hiçbir şey yoktu. Her şey netti.

Çünkü pankreas kanseriyle mücadele ediyordu. Tedaviler ise ona sadece birkaç gün kazandıracaktı. Doktorlara göre, yaşamak için üç ila altı ayı vardı Randy'nin.

Carnegie Mellon'da geçen on yılına rağmen Randy, son dersine en fazla 50 kişinin katılacağını düşünüyordu.

Ancak 18 Eylül 2007'de, 400'den fazla kişi Randy'yi dinlemeye gelmişti.

Bu konuşma medyanın da dikkatini çekti. Oprah Winfrey dahi programında Randy'yi istedi. Büyük bir yayın evi olan Hyperion ise Randy ve o son ders hakkında olan bir kitabın hakları için 6,7 milyon dolar ödedi.

Randy Pausch'un son sözleri; onu internette ve televizyonda gören ya da sonrasında kitabını okuyan milyonlarca insana ilham verdi.

Kimileri bu sözlerde kendilerine acımayı bırakma motivasyonunu buldular; kimileri ailelerine daha fazla önem vermesi gerektiğini anladı.

Kimileri toksik ilişkilerini bitirme gücünü buldu, kimileri kendini ve hayatı yeniden sevmeye başladı. Ve ulaşabildiği birçok insan kurban psikolojisinde yaşamaktan vazgeçti.

Bugün Randy'nin en önemli derslerinden bazılarını paylaşmak istiyoruz sizinle.

1. Çocukluk Hayalleri

Çocukluk zamanlarımız, hayal kurmanın en kolay olduğu zamanlardır. Ve hiç kimse bu ruhu yetişkinlikte kaybetmemeli.

Çünkü hayallerin, olağanüstü bir gücü var. Bize bir hedefe doğru ilk adımı atmamız için cesaretlendirir ve bir yol gösterirler.

Yalnız neyi başarmak istiyorsanız, neyi hayal ediyorsanız; rahatsız olabileceğiniz bazı tavsiyelere uymanız ve konfor alanınızdan çıkmanız gerekecek: Örneğin kendinize ve başkalarına hep gerçeği söylemek gibi..

Önünüzde çok fazla sıkı çalışma olacak ve hiçbir kısayol olmayacak. Şans mı? O sadece fırsatın hazırlıkla buluştuğu yerdir.

Ve eğer hayalleriniz gerçekleşmezse, elde edeceğiniz çok değerli bir şey daha var: Deneyim.

İyi muhakeme yapabilme becerisi tecrübelerden gelir.

Yani işler iyi gitmiyorsa, muhtemelen çok fazla deneyim kazanıyorsunuz ve yakında her şey yoluna girecek.

Önümüze çıkan engeller, bize bir şeyi ne kadar istediğimizi göstermek için çıkıyorlar, bizi dışarıda tutmak için değil. Yeterince istemeyenleri engellemek için oradalar.

2. Zaman Olarak Para

Çok az insan zamanı parayla kıyaslar.

Çoğumuz zamandan çok parayla ilgileniriz ve doğrusu zamanı bir kaynak olarak yönetmekte berbatız.

Yine de zaman ve para, ortalama bir insanın düşündüğünden daha yakın bir ilişki içindedir. Bir saatinizin değeri ne kadar? İşvereniniz zamanınızın bir saati için ne kadar ödüyor?

Zamanı parayla kıyaslamaya başladığınızda, zamanın değerine bakış açınız çarpıcı biçimde değişir.

Parasal yönden konuşursak, günün iki saatini boşaltmanın çok büyük bir tasarruf olduğunu fark etmeye başlarsınız. Ve zamanınız hemen daha fazla önem kazanır.

Öyleyse zamanı ve parayı aynı şey olarak görmeye başlayın.

En önemli prensibi aklınızda tutun:

Her zaman, daha sonra bir dolar kazanabilirsiniz, ancak hiç kimse size o kaybettiğiniz bir saati geri veremez. Önceliklerinizi iyi belirleyin.

(Bu noktada "Odaklanma" yazımız işinize yarayabilir. Aynı zamanda bülten abonesi olabileceğiniz ücretsiz E Rehberimiz ise hemen burada!)

Zamanınız Nereye Gidiyor?

İlk kez bir harcama planı yaptığınızda, algınızın paranızın nereye gittiği gerçeğiyle uyuşmadığını görürsünüz.

Aynı şey zaman için de olur: Hayal ettiğinizden daha fazla zamanın hiç beklemediğiniz aktivitelerle sonuçlandığını görürsünüz.

Bu yüzden zamanınızın nereye gittiğini takip edin. Bir zaman günlüğü bile tutabilirsiniz.

Ekran kaydırarak ne kadar zaman geçiriyorsunuz?

Hayalleriniz için çalışarak ne kadar zaman geçiriyorsunuz?

Sevdiklerinizle ne kadar zaman geçiriyorsunuz?

Daha Fazla Zamana Sahip Olmak

Eğer genç ve bekarsanız, dünyadaki tüm zamanın size ait olduğunu düşünürsünüz. Ama bir aile kurmaya başladığınızda her şey değişir. Çünkü zamanınızı nasıl harcadığınıza bağlı olarak diğer insanların hayatlarını etkilersiniz ya da etkilemezsiniz.

Zaman yönetimine önem vermek, neyin gerçekten önemli olduğunu ve neyin olmadığını anlamak için her şeye bir mercekten bakmaya başlamanızı sağlar. Sadece önemli olan şeylere odaklanmaya başlarsınız ve önemli olmayan şeyler için endişelenmeyi bırakırsınız.

Kaba görünmeden hayır demeyi öğrenirsiniz. Zamandan tasarruf etmeye başlarsınız.

Fırsat buldukça parayı zamana dönüştürmeye başlarsınız çünkü – özellikle çocuklarınız olduğunda – yapılacak işler, mevcut zamandan hep daha fazla olur.

3. Öncelik Eğlenmek Olmalı

Kendinize her zaman neyi neden yaptığınızı sorun.

''Neden yapıyorum? Daha da önemlisi, yapmazsam ne olur?''

Eğer yapılacak şey çok değerli değilse, yapmamak o kadar da kötü değildir.

Doğru şeyleri yapmak, işleri doğru yapmaktan çok daha iyidir. Doğru şeyleri doğru yapmak, yanlış şeyleri muhteşem bir şekilde yapmaktan çok daha önemlidir.

Amaç, zaman kullanımını maksimize etmek değil, amaç eğlenceyi en üst düzeye çıkarmak. Eğlenmiyorsan, neden doğru yapıyorsun? Zevk almıyorsan ne önemi var? Hayat çok kısa. Ve bu sizin işinizle de ilgili.

Eğer işinizi sevmiyorsanız, neden devam ediyorsunuz?

Neden değiştirmiyorsunuz?

Muazzam bir çaba gerektirecek, evet. Ancak her sabah iyi hissederek kalkmanın verdiği tatminle karşılaştırılamayacak.

O zaman tek amaç tutkuyla ürettiğin şeyden zevk almaktır. Ve hayatınızdaki sadece az sayıda şey, buna katkıda bulunacaktır.

Değerli ve değersiz olanları ayırma cesaretine sahip olun.

(Kurumsal yaşamdan çıkıp kendi işimi kurmaya nasıl karar verdiğimi, nelerle karşılaştığımı ve bu geçiş sürecinde nasıl hazırlandığımı anlattığım "Beyaz Yakamla Nasıl Vedalaşırım?" Rehberi'ne buradan ulaşabilirsiniz.)

4. İnsanlar

İnsanlara iyi davranın. Onlar harika dayanaklar.

Eğer değerli olanlarla tanışacak kadar şanslıysanız, onlara saygı gösterin. Onlara, kişisel gelişimlerini önemseyen birinin sahip olması gereken sevgiyle yaklaşın.

İnsanlarla ilgilenmeyi öğrenin ve size yardım etmelerine izin verin. Biri size iyi ya da kötü geribildirim veriyorsa, onu dinleyin ve mazeret göstermeden buna değer verin. Çünkü size doğruyu söylerlerse bu, dünyadaki her şeyden daha değerlidir.

Bu nedenle, en kötü eleştirmenleriniz genellikle sizi en çok seven insanlardır. Bu, sizi önemsedikleri anlamına gelir. Sadece sizi daha iyi hale getirmek için uğraşıyorlar.

Öte yandan, eğer yanlış yapıyorsanız ve kimse size bir şey söyleme zahmetinde bulunmuyorsa, o zaman, bulunduğunuz yer vakit geçirmek için korkunç bir yerdir.

Bu yüzden sosyal çevrenizdeki insanlara çok dikkat edin. Cool olanlar yerine değerli olanları seçin. Çünkü cool olmak kısa sürelidir ama ağırbaşlılık bir ömür sürer.

Ve etrafı sizinle ilgilenen erkeklerle dolu genç bir kadınsanız, ne dediklerini görmezden gelin ve sadece yaşamlarıyla ne yaptıklarına dikkat edin.

Sevmediğiniz insanlara karşı sabırlı olun. Kimse kötü değildir ve yeterince beklerseniz size en iyi yanlarını da göstereceklerdir.

Asla sözünüzden dönmeyin.

Bir hata yaptığında özür dileyin: ''Üzgünüm. Benim hatamdı. Nasıl düzeltebilirim?!''

Ve son kısmı atlamayın çünkü samimiyeti ifade etmenin, kendinize değil başkalarına ilgi göstermenin tek yolu budur.

Son olarak, biri hoşunuza giden bir şey yaptığında minnettarlık gösterin. Bu, herhangi bir maddi ödülden çok daha değerlidir.

İnsanları açıkça övün ve teşekkür edin. Onlara bir teşekkür notu yazın. Bir e-posta veya herhangi bir dijital mesaj değil, kağıt üzerine mürekkep ile yazılmış bir not ile.

Çünkü bir şeyi ne kadar takdir ettiğinizi söylerken somut bir yolu seçerseniz, bu sizi nadir kılar ve çok uzun bir süre hatırlanmanızı sağlar.

(Sağlıklı ilişkiler kurmanın 5 sırrının yer aldığı blog yazımızı da okumanızı öneririm.)

5. Tigger mı İyor mu?

Hayatta pek çok şey birden başınıza gelir: Onları önceden tahmin edemezsiniz, kontrol edemezsiniz. Kanser olmayı öngöremezsiniz, ancak tepkinizi seçebilirsiniz.

Bu nedenle hangi takımda oynamak istediğinize erken karar vermelisiniz: Tigger ile mi yoksa İyor ile mi? İyor karamsar, kasvetli ve depresiftir. Tigger ise iyimser, enerjik, hevesli.

Kısıtlı zamanınızı, sorunları çözme girişiminde bile bulunmadan şikayet ederek, bahaneler üreterek ve kendinize acıyarak geçirmeyi seçebilirsiniz.

Ya da ne olursa olsun keyifle ve eğlenerek geçirebilirsiniz ki bu muhtemelen gelecekte daha yapıcı olacaktır.

***

Profesör Randy'nin verdiği bu son ders, bana birçok şeyin önemini yeniden hatırlattı ve yaptığım yanlışları yeniden gün yüzüne çıkarttı.

Umarım size de ilham ve hayatınızı güzelleştirme motivasyonu vermiştir. Randy'nin konuşmasının tamamını dinlemek isterseniz; link burada.

Ve lütfen unutmayın; tek bir yaşamımız var!

***

Eğer benzer içeriklerden ilham almak ve yaşamınızı dönüştürme cesaretini bulmak isterseniz sizi Haddini Aş E Bülten ailemize hevesle bekleriz.

Haddini Aş Kulübü'ne üye olmak isterseniz, link burada. Hem artık taksitle ödeme seçeneğimiz de var! (15 Nisan'a dek Altın Üyelik 150 TL yerine 50 TL!)

Pınar Kaçar Özkent