ÖLMEDİM, ÖLDÜRÜLDÜM!

Yeni bir dünya kuracak, kendime yeni bir yol çizecektim.

ÖLMEDİM, ÖLDÜRÜLDÜM!

 

Yeni yeni nefes alacaktım aslında,

Yeni bir hayata yeniden başlayacak,

Yeni bir dünya kuracak, kendime yeni bir yol çizecektim.

Başaracaktım, kendimi inandırmıştım.

Kızımın elinden tutup, gitmediğim yerlere gidecek,

Görmediklerimi görecek,

Kızımın hayatında her an olup, ona hayatı öğretecektim.

Kızımın okul heyecanını yaşayacak,

Kep atmasını izleyecek,

Mutluluğuna ortak olacak, her düştüğünde kaldıracaktım.

Ağlağında gözyaşlarını silecek, güldüğünde onunla gülecektim.

Beyaz gelinlikle evden çıkmasını izleyecek,

Bütün heyecanlarını onunla yaşayacaktım...

Hayatımı adayacak, hayatımdan olmayacaktım...

Olmadı;

Güpegündüz, insanların ortasında, kızımdan koparıldım.

Yapamadım;

Ne kadar mücadele edersem edeyim, ne kadar haykırırsam haykırayım,

Hayatta kalamadım.

Kimse yardım elini uzatmadı;

Ağladım, bağırdım, haykırdım,

Sesimi duyanlar sağır, yaramı görenler kör, acımı görenler dilsizdi,

Hiçbir şey yapamadım.

Karşımda sadece bir kamera vardı,

Ondan yardım bekledim, ama olmadı...

“Anne lütfen ölme” dedi kızım,

“Lütfen ölme anne...”

“Ölmek istemiyorum...” diyebildim sadece.

Ben Emine Bulut,

Eski eşi tarafından öldürülen kadın,

Hayalleri biten, umutları birkaç dakikada sönen,

Kızının gözleri önünde, kızından koparılan kadın.

“Ölmek istemiyorum...” oldu son sözüm,

Ben ölmedim, ben öldürüldüm...

 

(Kadınlar Günü’müz kutlu mu oldu şimdi? Kutlu olabiliyorsa olsun hadi!)

Emine Özel Summak