MHP'nin "muhalefet" taktiğinin şifreleri

Seçim ve Siyasi Partiler Yasası'nde devam eden pazarlıklar

MHP'nin "muhalefet" taktiğinin şifreleri

MHP cephesinden "Hükümet ortağı değiliz" açıklaması neden geldi? MHP, hem Cumhur İttifakı ortağı hem de muhalefette nasıl olabilir? Siyasi gözlemciler MHP'nin yeni manevrasının muhtemel nedenlerini anlattı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçen hafta partisinin meclis grup toplantısında "MHP, Cumhur İttifakı'nın bir ortağı olsa da üstlendiği demokratik sorumluluğu muhalefettir" şeklindeki açıklamasının devamını MHP Genel Başkan yardımcısı Mevlüt Karakaya getirdi. Karakaya, hafta sonu İzmir'de katıldığı bir toplantıda 2023'te yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine odaklandıklarını anlatırken MHP'nin "hükümet ortağı olmadığını" söyledi. Karakaya, "Hükümet ortağı değiliz ifadesi, 'sorumluluktan kaçıyoruz' anlamında değil. Hükümet ortağı değiliz. Biz daha objektif bakarız. Söylenenlerde haklılık payı olanlar ya da bizim gördüğümüz yanlışlar varsa bu yanlışları da biz dile getiririz" şeklinde konuştu.

Cumhur İttifakı'nda kriz yaşandığı algısı yaratan bu açıklamalara MHP yönetiminden ise "Cumhur İttifakı'nda kriz olmadığı, olmayacağı ve olmaması için de her türlü çabanın gösterildiği" mesajı geldi. DW Türkçe'ye konuşan üst düzey bir MHP'li "Cumhur İttifakı'nın sıradan bir ittifak olmadığını her fırsatta göstermemiz önemli. İttifakta iki ayrı parti olan AKP ile MHP, Türkiye'nin her alanda ileri gitmesi için sürekli görüşüyor. Ülkede denge ve denetleme sisteminin rafa kalktığını düşünenlere o görevi bizim yaptığımızı söylüyoruz. İttifaka bu gözle de bakılsın istiyoruz" açıklamasını yaptı.

Siyasi gözlemcilere göre ise MHP'nin "hükümet ortağı değiliz" açıklamasının arkasında ülkede yaşanan ekonomik kriz var. Siyaset bilimci Fatih Yaşlı, bu krizin hem AKP'ye hem de MHP'ye gün geçtikçe daha çok oy kaybettirdiğini ve MHP'nin de bunun farkında olduğunu düşünüyor.

Yaşlı, DW Türkçe'ye "Derinleşen ekonomik krizin faturası sadece AKP'ye değil MHP'ye de kesiliyor. Dolayısıyla siz resmi olarak koalisyon hükümeti olmadığınız halde ittifakın bir parçası olduğunuz için eninde sonunda bu seçmen tabanında size de yansıyor. MHP, ittifakta denge ve denetleme vazifesi gördüğünü söyleyerek ekonomik krizin faturasının kendisine kesilmemesini sağlamaya çalışıyor" değerlendirmesini yaptı.

"MHP, başarısızlığı hükümetin üzerine yıkmaya çalışıyor"

Fatih Yaşlı'nın işaret ettiği oy kaybını son olarak PİAR Araştırma'nın seçim anketi ortaya koydu. PİAR Araştırma'nın 26 ilde 2 bin 520 katılımcı ile yaptığın anketin sonuçlarında kararsızlar dağıtılmadan AKP'nin oy oranı yüzde 23.6, CHP'nin yüzde 20.5, İYİ Parti'nin yüzde 9.6, MHP'nin yüzde 6.7, HDP'nin yüzde 8.9, DEVA'nın yüzde 4.6, Saadet Partisi'nin ise yüzde 1 olarak çıktı. Kararsızlar dağıtıldığında ise AKP'nin oy oranı yüzde 30.6'ya, MHP’nin 8.7'ye yükselebildi. Bu tabloda CHP'nin oy oranı yüzde 26.6, İYİ Parti'nin yüzde 12.4, HDP'nin yüzde 11.5, DEVA'nın ise yüzde 6 olarak yer aldı.

Kamuoyu araştırmacısı Kadir Atalay

Kamuoyu araştırmacısı Kadir Atalay

PİAR Araştırma'nın sahibi ve kamuoyu araştırmacısı Kadir Atalay da Cumhur İttifakı’nda yaşanan oy kaybı dikkate alındığında MHP'nin "hükümet ortağı değiliz" açıklamasının daha kolay anlaşılabileceğini söylüyor. Atalay, "Cumhur İttifakı'ndaki oy kaybının nedeni hükümetin yaşanan ekonomik krizi inkar etmesidir. MHP de ittifak içinde hükümeti doğrudan eleştirememenin sıkıntısını yaşıyor. Kendini hükümetten ayrıştırarak bir yerde suçu, yani ekonomik anlamda başarısızlığı hükümetin üzerine yıkmaya çalışıyor" analizini yapıyor.

Son aylarda AKP'den MHP'ye de bir oy kayması yaşandığını da gözlemlediklerini anlatan Atalay, "AKP'nin elinde yakında Milli Görüş'ün azami aldığı kadar oy kalacak gibi görünüyor. Çünkü Y kuşağı seçmen AKP'den kopuyor. AKP, merkez seçmeni elinde tutamıyor. Erken seçim tartışmaları bir yana Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP'yi kapatma davasının sonucuna göre bir ara seçime gidebilir" öngörüsünde bulundu.

Atalay'a göre AKP önümüzdeki günlerde MHP'nin Cumhur İttifakı'ndaki varlığından ötürü yaşadığı sıkıntıyı daha çok hissedecek. Atalay, "AKP ile MHP'nin oy kaybı sürecek. MHP asla ayrılmak istemiyor, çünkü bulunduğu konumdan çok memnun. Ne oy problemi yaşıyor ne de halkla karşı karşıya geliyor. Kendini iktidarın dışındaymış gibi göstererek sorumluluk almayarak böyle devam etmek istiyor. AKP'nin MHP'den kurtulması gerek, kurtulamıyor. MHP'den kurtulursa kendini daha merkeze çekerek yeni bir siyaset alanı yaratacak ama buraya da geçiş yapamıyor. Önümüzdeki süreçte MHP'yi ve Cumhur İttifakı'ndaki etkisini daha çok tartışacağız" görüşünü dile getirdi.

"Ortak bir strateji olabilir"

Gazeteci Kemal Can da MHP'nin "hükümet ortağı değiliz" çıkışının ardında derinleşen ekonomik kriz ve yeni bir iktidar olasılığının siyaset kulislerinde öne çıkmasının etkili olduğunu ifade ediyor. Can ancak bu çıkışların AKP'yle yürütülen ortak bir strateji olabileceği ihtimalinin de dikkate alınması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Gazeteci Kemal Can

Gazeteci Kemal Can

MHP'nin kendisini daha önce de AKP'den ayrı konumlandırarak AKP'den kopan oyların MHP'ye tutunmasını sağladığını hatırlatan Can, "AKP, MHP'nin çıkışlarına itiraz etmiyor, çünkü o çıkışlar sayesinde AKP'den kopan oylar MHP'de tutunabiliyor. Yani oylar ittifak dışına çıkmıyor. 2018'de gördük bunu. MHP, o zaman sanılandan daha fazla, yüzde 11 gibi bir oy aldı" dedi.

Kemal Can'a göre MHP'nin bu kez asıl hedefi kendi siyasi ömrünü uzatabilmek de olabilir. Çünkü cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hem iktidar hem de muhalefet cephesinde güçlü şekilde tartışıldığını söyleyen Can, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden bir geriye dönüş söz konusu olduğunda AKP'nin MHP'den daha hızlı dağılabileceğini görebiliriz. MHP, AKP'nin içinde gömülü yaklaşık yüzde 2 oranındaki oyu kendine rahatça almak için hükümet ortağı olmadığına ilişkin çıkışları planlı bir şekilde ve daha sık yapmayı sürdürecektir. Ekonomik kriz sertleştikçe bu çıkışları daha çok duyacağız" öngörüsünde bulundu.

Seçim ve Siyasi Partiler Yasası'nde devam eden pazarlıklar

MHP'nin tutumunda Seçim ve Siyasi Partiler Yasası konusundaki değişikliklerde AKP ile henüz anlaşmaya varılamamış olmasının da etkili olduğuna ilişkin değerlendirmeler de yapılıyor.

İki partinin özellikle "daraltılmış bölge, ittifak içi baraj ve Yüksek Seçim Kurulu'nun il seçim kurulu başkanları üzerindeki yetkilerinin artırılması" konularında ilerleme sağlayamadıkları, sadece seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesinde anlaştıkları biliniyor. Anlaşılamayan konularda iki parti arasında pazarlıkların devam ediyor olabileceği dile getiriliyor.

AKP'li yetkililer, Siyasi Partiler Yasası'yla ilgili değişikliklerin yeni yılda TBMM'nin gündemine geleceğini söylerken değişikliklerin "sınırlı tutulması" durumunun bile AKP ile MHP arasında bir kopuşa işaret etmeyeceğini savunuyor.

Hilal Köylü / Ankara

©Deutsche Welle Türkçe