Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Ekim 31, 2024 0
Editor Ekim 30, 2024 0
Editor Ekim 9, 2024 0
Editors Eylül 29, 2024 0
Editor Ekim 4, 2020 0
Yayla ürünleri artık bir tık uzağınızda.
Editor Temmuz 28, 2019 0
Hamile olup olmadığınızı mı merak ediyorsunuz? Bunu öğrenmenin kesin tek bir yolu...
Editor Ocak 1, 2021 0
Bayi Altyapı Tahsilat Yönetimi Platformu ve Varlık Yönetimi Platformu gibi projelerin...
Editor Nisan 9, 2020 0
Sağlık çalışanlarının önce sağlığı korunmalı, sonra mağduriyetleri giderilmeli ve...
Editor Şubat 16, 2022 0
Uluslararası sözleşmeleri içeren 5 ayrı kanun teklifi TBMM Genel Kurulu'nda kabul...
Editor Nisan 18, 2020 0
DOĞRU BİLDİĞİNİZ YANLIŞLAR!
Editor Aralık 29, 2021 0
TOBB Finansal Teknolojiler Meclis Başkanı Sayın Koray Bahar'ın görüşü
Editor Ocak 20, 2021 0
Workup Girişimcilik Programı’nın 6. dönem mezunu Mindsite’a 1,9 milyon TL yatırım...
Editor Mayıs 27, 2021 0
Yaygın aşılamada kısıtlamaları gevşetmek
Böylesi geniş bir kültür ahengi ile sanat etkinlikleri içinde bulunmak büyük şans bizim için, zihnimiz şenleniyor.✨️
Sevgili dostum Zeynep Dikicioğlu ile Tophane-i Amire'ye gelen dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Sebastião Salgado'yu görmeye gidiyoruz.
Salgado'yu bu kadar önemli kılan; insana dair evrensel sorunları, dışlanmış bireylerin, işçilerin, mültecilerin mücadelelerini vurgulayan toplumsal adaletin güçlü bir sesi olması bana kalırsa.
Salgado'nun fotoğrafçılığının yanı sıra idol bir çevre aktivisti olması da meraklılarını kendine çekiyor. Eşiyle birlikte, Brezilya'da binlerce dönümlük çorak bir araziyi canlandıran devasa orman projesinin sahibi, tüm dünyaya ilham veren çevreci bir STK Instituto Terra'yı kuran kişi aynı zamanda.
Biz Tophane-i Amire'de, hayal gücünün yanında, yaşam amacını bulmuş, derin düşünen ve parmak izini bırakan bir sanatçıyı takip etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet Han'ın vizyonuna da ortak oluyoruz.
Biliyorsunuz İstanbul'un fethi ile Fatih'in zekası, kuşatma stratejisi ve Osmanlı'nın teknolojik kabiliyeti dünyaya çok açık göstermişti; artık en güçlü kalelerin savunması bile barutun, topun gücüne dayanamayacaktı.
Yeni açılan çağ aynı zamanda savaş ve askeri mühendislikte bambaşka bir dönemin habercisiydi.
Fatih top tasarımlarını ilerletmeye ve daha büyük ve güçlü toplar dökmeye devam etmek maksadıyla ilk iş olarak Tophane-i Amire'yi kurdurur.
Top dökümü, meşakatli ve tehlikeli olduğundan, metal karışımın hassas bir şekilde ayarlanmasından sonra en tehlikeli kısım ergimiş sıvı metalin kalıba döküm aşamasıdır.
Bu aşamadan evvel bazen Sultan dökümhaneyi ziyaret eder, dökülecek büyük topları şereflendirmek için ergimiş metal içine altın akçe atardı.
O sırada dualar okunur, ustalar ağlar, dökümcüler hariç herkes korunaklı bir yere çekilirdi. Zira ergimiş metalin en ufak bir hata ile sıçraması nice ustaları helak eden korkutuculuktaydı.
Bugün Tophane-i Amire, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Kültür ve Sanat Merkezi olarak hizmet veriyor.
Bir tarafta Fatih, öte yanda Salgado...
Düşünmeden edemiyorum.
Acaba yaratıcılık herkesin içinde olan bir potansiyel ve bu potansiyelin ortaya çıkması için kaynağa mı ihtiyaç vardır?
Yani, biz bu kaynağın ne olduğunu bilebiliriz, bilemeyebiliriz de fakat gerekli olan zihni açık tutmak ve ufkumuzun genişlemesine yardımcı olmak mıdır?
Ne dersiniz...