Kereb-i Gazi Hazretlerinin Kabrinde Yaşadığım Bir Olay Üzerine

Hz. Ömer tarafından bu büyük zat “Bin kişiye bedel asker Amr B. Ma’dikerib” diye tarif edilmiştir.

Kereb-i Gazi Hazretlerinin Kabrinde Yaşadığım Bir Olay Üzerine

Bugün farklı bir konuya dikkat çekmek isterim. Hatırlayacak olursanız 82 il 82 sahabe programı kapsamında Muhammed Emin YILDIRIM hoca Çorum’a gelmiş ve Çorumdaki sahabeleri anlatmıştı. Konuşmasında Kereb-i Gazi hazretlerini uzun uzun anlatmıştı. Ben yine de çok kısa Kereb-i Gazi Hazretleri Kimdir açıklamak isterim.
Kerebi-i Gazi (R.A.) pehlivan, şair ve hatip olarak tanınmıştır. Hz. Peygamberimizin (sav) huzurunda Hz. Ali'nin de bulunduğu bir ortamda Müslüman olmuştur. Kadisiye Savaşında İranlılara karşı gösterdiği büyük mücadelesi İslam Tarihlerinde ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Hicretin 40. Yılında İstanbul'un fethi için İslam ordusu ile birlikte Çorum civarında şehit düşmüştür. Yiğitliği ve kahramanlığı onun halk arasında efsane olmasına yol açmıştır. Bu yiğitliği ve kahramanlığından ötürü Hz. Ömer tarafından bu büyük zat “Bin kişiye bedel asker Amr B. Ma’dikerib” diye tarif edilmiştir.
Amr B. Ma’dikerib R.A. ya, bizim bildiğimiz adıyla Kereb-i Gazi hazretlerine değinme ihtiyacı nasıl hasıl oldu anlatmak isterim.
Zaman zaman sıkılıp bunaldığımda, dua etmek amacıyla Hıdırlık’ta bulunan Sahabelerin yanına giderim. Orada aldığım manevi hazzı anlatmak mümkün değil. Eğer ziyaret etmeyenler varsa da bu kabirleri gidip ziyaret etmelerini ve dua etmelerini tavsiye ederim.
HÜMÖD üyesi ve mezun olacak olan birkaç üniversite öğrencisi arkadaşımızla beraber olduğumuz bir sohbet ortamında, dört yıl Çorumda kalıp Sahabelerin mezarlarından habersiz olduklarını öğrendim. Bunun üzerine ben de geçen hafta onları yanıma alıp Hıdırlıkta bulunan bu sahabelerimizin kabirlerini ziyarete götürdüm. Oraya gittiğimizde ne üzücüdür ki Kereb-i Gazi Hazretlerinin kabrinin kapısında kilit takılı olduğunu gördüm. Pazar günü düğünler nedeniyle kapatılmış olabileceği düşüncesiyle tam geri dönerken, İl dışından geldiğini öğrendiğim bir ziyaretçiyle karşılaştım. Bana:
“Burası neden kilitli bilginiz var mı? diye sordu.
Ben de: “bilemiyorum ama pazar günleri düğünler nedeniyle çok fazla giren çıkan oluyor. Kabristanın huzuru ve güvenliği için alınmış bir tedbir olabilir” dedim.
Bu ifadem karşımdaki insanı daha fazla üzmüş olacak ki dönüp bana;
“Bak güzel kardeşim. Ben bu kabri ziyaret etmek için şehir dışından geldim. Amr. B. Ma’dikerib (Kereb-i Gazi) gibi bir sahabenin Kabri burada. Sanırım siz Çorumlular ne kadar şanslı olduğunuzun farkında değilsiniz. Böyle büyük bir Zat’ın kabrinin kapısının kapalı olmasını ben yadırgadım” dedi.
O an aklıma bir daha önce duyduğum bir söz geldi. “Bizler zengin bir mirasın üzerinde oturan dilenciler gibiyiz.”
Şöyle düşünüyorum da, biz Çorumlular şehrimizde yatan Sahabelere gereken hürmeti gerçekten gösterebiliyor muyuz? Onlara gerçekten sahip çıkabiliyor muyuz? Bugün Konya’da Mevlana Celaleddin-i Rumi Hz.’nin türbesini yılda yaklaşık iki milyon kişi ziyaret ederken, Hacı Bektaş Veli hazretlerini milyonlar ziyaret ederken, ayeti kerimede “Siz ümmetlerin en hayırlısısınız” (Al-i İmran 110) diye tarif edilen sahabelerden olan Kereb-i Gazi Hazretleri acaba bu ziyaretçi sayılarına ulaşabiliyor mu? Peygamber Efendimiz “Beni gören ve beni görenleri göreni cehennem ateşi yakmaz” demesine rağmen, bu Sahabeler haşa diğer mübarek zatlardan daha mı alt mertebedir de gösterilen ilgi zayıftır.
Ben bunu iki neden bağlıyorum. Ya sahip olduğumuz zenginliğin farkında değiliz ya da samimi değiliz. Umarım sorun ikinci neden de değildir. Çünkü birinci neden affedilebilir. İkinci nedeni düşünmek bile istemiyorum.
Tekrar görüşünceye dek saygılar…