KAZAKİSTAN OLAYLARININ VERMESİ GEREKEN DERSLER

Rus ve Ermeni askerlerini davet etti. Utanç verici bir durum.

KAZAKİSTAN OLAYLARININ VERMESİ GEREKEN DERSLER
KAZAKİSTAN OLAYLARININ VERMESİ GEREKEN DERSLER
Nurullah Çetin
Kazakistan’da son günlerde yaşanan zamları protesto gösterileri ve sonrasında gelişen devlete isyan hareketleri ve Devlet başkanının şuursuzca Rusya’yı kurtarıcı olarak ülkesine davet etmesi, yedi bağımsız Türk Devletine ve diğer Türk topluluklarına bazı dersler vermesi gerekir. Kısaca bunlar:
Atalarımızın güzel bir sözü var: “Akranıyla uçmayan kuşun sesi havadan değil; tavadan gelir.” Buna göre Türk devletleri her anlamda Turan Türk birliğini kurmadıkları takdirde Rusya, Çin gibi emperyalist vampir devletler tarafından tek tek yutulacaktır. Beşer, onar, yirmişer, otuzar milyonluk küçük küçük Türk devletleri ayrı ayrı kaldıkça, boyculuk, soyculuk, cüzcülük yaptıkça ayakta kalabileceklerini sanıyorlarsa ya saflıklarındandır ya da bilinçli hainliklerinden.
Zira “Ayrılanı ayı, bölüneni kurt yer”, “Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.” Emperyalist yamyam Rusya’nın istediği ilk sarı öküzü verirsen sıra diğerlerine gelir. Kırım’ı verirsen, Tataristan’ı da alır. Kazakistan’ı ister, onu verirsen Kırgızistan’ı ve diğerlerini sırayla ister, alır; en sonunda sıra Türkiye’ye de gelir.
Hiçbir istiklalci ve milliyetçi Türk devleti bağımsızlığını, hürriyetini, onurlu, şahsiyetli millî devletini ve millet yapısını ortadan kaldırmayı dört gözle bekleyen, Türk yurtlarını her an işgal edip ele geçirme fırsatı bekleyen Rusya gibi emperyalist devletleri kurtarıcı olarak görüp harim-i ismetimiz olan vatanımıza sokmaz. Rus ayısını ülkesine sokanın onun bunu işgal için bir fırsat olarak göreceğini bilmemek ya gaflet, ya dalalet ya da ihanettendir.
Göktürk Veziri Tunyukuk, 8. yüzyılın ilk yarısında Orhun Abideleri’nde “Tanrının inayetiyle Türk milletinin arasında zırhlı düşman askerini sokmadım, düşmanın zırhlılarını Türk milletinin arasında koşturtmadım” diyor. Demek ki Kazakistan’ın başında bulunan ve halkına Kazak Türkçesi yerine Rusça seslenen mankurt kişi, Türk tarihinden, milliyetinden, dilinden, dininden, ruhundan habersiz biri ki kendi iç meselesini kendisi halletmesi gerekirken, halledemiyorsa diğer Türk devletleri olan kardeşlerinden yardım istemesi gerekirken ülkesine Rus ve Ermeni askerlerini davet etti. Utanç verici bir durum.
Türk devletlerini yönetenlerin devletin imkanlarını ve zenginliklerini halkı arasında eşit ve adaletlice paylaştırması, eşi dostu aşırı zengin etmekten vazgeçip milletin malını, parasını pulunu yine milletine vermesi, halkını açlığa, işsizliğe, fakirliğe mahkum etmemesi temel zorunluluktur. Zira devlet, üst yöneticilerin çoluğu çocuğu, eşi dostu, akrabası için değil; milletin tamamı için vardır.
Kazakistan’ın başındakiler ve diğer Türk Devletleri yöneticileri, ataları Bilge Kağan’ın şu sözünü levha yaptırıp çerçeveleterek başkanlık makamlarının duvarına, her gün görecekleri bir yere assınlar: “Türk milletinin adı sanı yok olmasın diye gece uyumadım, gündüz oturmadım. Aç milleti doyurdum, çıplak milleti giydirdim. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım.”