ABD Başkanı Donald Trump'ın İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'yi öldürme kararı bir çok alanda zincirleme sonuçlar yaratmaya başladı.
Bunların en başında bölgede cihatçılara karşı yürütülen ve henüz tamamlanmamış savaş geliyor.
Amerika Birleşik Devletleri öncülüğündeki askeri koalisyonun Irak'ta IŞİD'e yönelik operasyonları Süleymani suikastinden sonra askıya alındı. ABD ve müttefikleri şu anda esas önceliklerinin kendilerini korumak olduğunu açıkladılar.
İran ve Irak'taki İran destekli milisler, Süleymani'nin ve Hizbullah Tugayları Komutanı Ebu Mehdi el Mühendis'in öldürülmesinden sonra suikastlerin öcünü almaya and içmişti.
Bu da Irak'daki ABD güçleri ve müttefiklerini doğrudan doğruya hedef tahtasına koymuş oluyordu.
Fakat bu aynı zamanda, IŞİD'e çok yarayan, ona yaralarını daha hızlı sarma fırsatı verecek bir gelişme.
Irak Parlamentosu'nun Amerikan askerlerinin derhal ülkeyi terketmesini talep eden kararı da yine IŞİD'i sevindirmiş olmalı.
Irak'taki El Kaide'nin yıkıntıları üzerinde yükselen IŞİD yıllardır bir türlü yok edilemiyor.
2016 ve 2017 yıllarında sürdürülen büyük askeri operasyonlarda örgüt Irak ve Suriye'de denetim altında tuttukları toprakların önemli bir kısmından püskürtüldü.
Birçok cihatçı öldü, bir çoğu hapse atıldı. Fakat örgüt bitmedi.
IŞİD hala Irak ve Suriye'nin bazı bölgelerinde faaliyetini sürdürüyor, pusular kuruyor, para topluyor ve öldürüyor.
Irak ordusunun IŞİD'le savaşa katılan seçkin birlikleri ve polis birimleri de Amerikalılar ve müttefikleri tarafından eğitiliyor.
Süleymani suikastınden sonra ABD, Danimarka ve Almanya sadece askeri harekatları değil, eğitimleri de askıya aldılar.
Almanlar askeri eğitmenlerini Ürdün ve Kuveyt'e çekiyor.
Irak güçleri IŞİD'e karşı harekatlarda bilfiil en ön safta yer alıyor. Fakat eğitimin yanısıra lojistik destek konusunda da, şu an üslerinde sığınaklara çekilmiş bekleyen ABD güçlerine bağımlılar.