“Kaç kuruş” dedi, “incir kurusu?”
Elimde değil. İnsanlara böyle üstten bakanlara tahammülüm yok.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Ağustos 1, 2023 0
Editor Ağustos 1, 2023 0
Editor Temmuz 25, 2023 0
Editor Temmuz 3, 2023 0
Editor Ocak 30, 2021 0
Karakaş, Enerji Uzmanları Derneği ve Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi üyesidir....
Editor Mart 23, 2020 0
Uzaktan çalışma modeli, salgın devam ederse yaygınlaşacak
Editor Mart 6, 2020 0
Renegade ve Compass modellerinde anahtar tesliminde 15 bin TL’lik nakit indirimi...
Editor Temmuz 28, 2020 0
Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Binnur Şimşek hepatitle ilgili merak...
Editor Mart 8, 2021 0
Burcu Esmersoy, kadın gücünü yükselten markalarla daha sık çalışacağını ifade etti.
Editor Nisan 8, 2021 0
Daha Verimli Daha Güvenli Suzuki Akıllı Hibritler Şimdi Takas Desteği ve 0,99 Faiz...
Editor Ekim 21, 2020 0
Maison Koltuk Takımı’nı sunuyor.
Editor Temmuz 15, 2021 0
Bodrum Belediyesi’nin destekleri ile Herodot Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. ...
Editor Ocak 2, 2021 0
İBH hastaları Covid-19’a daha kolay yakalanır” kaygısı
Pazarda ürün satan köylü kadının tepesine dikilmiş, gür sesiyle üç kere yineledi sorusunu. İyi giyimli, bakımlı görünümlü bir beyefendi.
“İncir kurusu kaç kuruş!”
“Otuz lira” diye cevap vermişti oysa, beyefendinin her soruşunda köylü kadın.
“Bu paraya incir kurusu mu olur, indir indir!” Dedi beyefendi.
Titrek sesiyle cevap verdi kadın;
“Yaylalardan topluyorum. İki üç kök incir ağacım var. Ayağım aksıyor, zorlanıyorum ama çocuğumun okul masrafını çıkarmak zorundayım. Kilosunu 25’ten vereyim” dedi.
O sırada telefon geldi beyefendiye, uzun uzun aldığı villanın güzelliğinden bahsetti karşısındakine. Mangal partisine davet etti.
Ben iki metre ötede işi gücü bıraktım onları takip ettim.
Elimde değil. İnsanlara böyle üstten bakanlara tahammülüm yok.
Köylü kadının önünde hepi topu iki poşet incir kurusu vardı. Başka da bir ürün yoktu. Tabiri caizse, sığıntı gibi, bir pazarcının yanına gelmiş oturmuştu. Belli ki o iki poşet incir kurusu parasına ihtiyacı vardı.
“20 liradan ver de bir kilo alayım” dedi adam gür sesiyle.
“Valla gurtarmaz abim” dedi kadın, “çocuğumun eğitim ihtiyacı olmasa gelmezdim buralara. Uzaktan eğitim mi neymiş; batasıca. Ders yapması lazım. Bilgisayarı yok. Ortada kaldık.”
Çıkardı cebinden 20 lira uzattı kadına adam.
“Kurtarır kurtarır, bir kilo ver hele sen” dedi.
“Merhaba” diyerek yanaştım tezgaha.
Tezgah dediğime bakmayın. Kadın yere bağdaş kurmuş oturmuş, önünde de iki şeffaf poşette incir kurusu.
“Ne zamandır böylesi güzel kurutulmuş incir görmemiştim. Kaç kilo var elinizde” diye sordum kadına.
“İkişerden dört kilo var kızım” dedi kadın.
İkiyüz lira çıkardım verdim kadına.
“Hepsini alıyorum” dedim.
“Bu çok fazla, kilosu 30 lira” dedi kadın.
“Çocuğunuza alacağınız bilgisayara katkım olsun bacım” dedim.
Apışıp kaldı iyi giyimli beyefendi.
Bütün pazar paramı kadına verdim. Helali hoş olsun.
Aldım poşetleri elime çıktım pazardan.
Bir hafta sebze meyve yemezsem ölmem ya...
Sevgiyle kalın..