İYİ Parti lideri Akşener Denizli'de gövde gösterisi yaptı

Bu kutlu yolun ilk kıvılcımı bundan 5 yıl önce Denizli’de çakıldı ve memlekette umut ateş oldu.

İYİ Parti lideri Akşener Denizli'de gövde gösterisi yaptı

Denizli/ Özlem Öztürk-Ahmet Özcan

Aydın/ Mert Tokgöz

Manisa/ Ömer Soyköse

Yurt gezilerine devam eden İYİ Parti lideri Akşener'in şimdiki durağı Denizli. Denizlili vatandaşlar ve esnafla bir araya gelen Akşener, burada gerçekleştirilecek mitingde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Akşener'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Aranızda olduğum için büyük bir heyecan ve onur duyuyorum. Bu ne güzel bir coşku bu ne güzel bir Denizli. Yüce Rabbim her birinizden ayrı ayrı razı olsun. Denizli’nin benim gönlümde ayrı bir yeri vardır. Hürriyet ve Demokrasi meydanında ilk durağımızdır. Çünkü Denizli bundan 5 yıl önce iktidar yürüyüşümüz için bugün buradan başladığımız yerdir. Bu kutlu yolun ilk kıvılcımı bundan 5 yıl önce Denizli’de çakıldı ve memlekette umut ateş oldu.

Koltuk hesabıyla değil memleketin huzuru hesabıyla dimdik durduk. 31 Mart’ta bu meydanda sizlerle hasbihal ettikten sonra hapse atılacağım söylenmişti. Biz de çantamız hazır demiştik. Beni teneşire yatıracaklarmış buyurun buradayım diyorum. Kıvılcımdık büyüdük, halkımızı arkamıza aldık güneş olduk.

Mazota gübreye suya para yetiştiremeyen çiftçilerimizi dinliyorum. Saray’a kapanık sırtını döndüğü milletimizi dinliyorum. Biz milletimizin sesini her türlü şartla duyurmak için buradayız. Biz onlar gibi çirkinleşip milleti yuhalamayacağız.

Kardeşlerim neden buradayım biliyor musunuz? Milletimiz zorda. Türkiye’de bugün, anneler tencereleri dolduramıyor, babalar eve ekmek götüremiyor, evlatlarımız yurt dışına kaçmanın fırsatını kullanıyor.

Geline, Damada, kayınçoya beşer maaş bağlayanları utandırmak için buradayım. Açım diyenlere abartıyorsun diyenleri söylemek için buradayım. Sen aç gezerken Saray’da sefa sürenlerin yüzüne çarpma için, milletin malına çökenleri bitirmek için buradayım.

Bundan 3 yıl öncesine göre daha mı zenginsiniz. Mahsüller daha mı çok kazandırıyor, esnaf dükkanı çevirebiliyor mu? Memur kardeşlerim 3 yıl önce verdikleri söz tutular mı, 3600 ek göstergeyi verdiler mi? Domatesi, patlıcanı, yağı, unu şekeri daha mı ucuza alıyorsunuz? Bu sesleri duyacaksın Sayın Erdoğan, mutlaka duyacaksın duymadığın zaman da gideceksin. Senin görmek istemediğin gerçekler işte burada.

Bu “Hayırlar” bu cevaplar sana Sayın Erdoğan. Ya bu insanları duyacak gerçeklerle yüzleşeceksin ya da sandık geldiğinde milletin okkalı tokadını yiyeceksin bu kadar basit. Milletin şaşmaz iradesi son sözünü söyler. Türkiye bugün çok derin bir krizle karşı karşıya. Soruyorum bu iktidar millete gidiyor mu, aranıza gelebiliyor mu, aranıza gelmeye yüzleri var mı?

Aynı Sayın Erdoğan’ın bundan 20 yıl önce söylediği gibi tek bir çözüm var seçim seçim seçim…

Rahmetli Demirel’in mitinglerinde tencerelere vurulurdu açız diye. Şimdi o devir geri döndü. Türkiye’yi uçuracak denilen bu ucube sistem, 5 müteahhidi zengin etti, dolar euro uçtu ama vatandaş fakirleştikçe fakirleşti.

Yağın şekerin kilosu ateş pahası. İşsizlik artıyor. Geceleri döviz kurunu takip ederken uykularımız kaçıyor. Erdoğan kafasına göre deney yapıyor olan milletimize oluyor. Damadınla oyun kurdun olmadı. Onu gönderdin başkası geldi tutmadı. Mevsimlik Merkez Bankası başkanları tutmuyor. Okey oynar gibi, ıstaka dizer gibi ekonomi yönetilmez. Sayın Erdoğan bildiğini okumaya tam gaz devam ediyor.

Sadece kendisi değil çevresi de aynı. Bu arkadaşların Japonya’ya karşı bir ilgisi var. Pandemi döneminde Japon esnaflar için çok üzüldüler. Şimdi de cahil bir vekilleri ile Japon Yeni ile doları hesaplıyorlar. Kaybedeceğinizi anladınız oynatacaksınız, kendinize doktor arıyorsunuz anladık. Oynatacaksanız gidin ödete oynatın bu milletin asabını daha fazla bozmayın.

Erdoğan her konuşmasında piyasaya güven vereceğine şüphe vererek kurun yükselmesine neden oluyor. Neden acaba?

Erdoğan, hayat pahalılığını tercih ediyor. Yandaşa dövizle garanti vererek yükünü vatandaşın üzerine yıkıyor. Ev fiyatları arttı, et fiyatları arttı. Otomobili araç olarak bilirdik, artık bir amaç haline geldi. Bir yatırım aracı haline geldi. Erdoğan’ın buram buram zeka kokan amaçları. Güler misiniz ağlar mısınız?

İşsizlik var dediğinizde size birileri “Gözünüze yüzünüze dursun” diyecek, dolarla mı maaş alıyorsunuz diyecekler. Biz buradayız. Biz neredeysek milletimizin iradesi oradadır. Bugün buraya gelirken milletin kürsüsünü yanımızda getirdik. Saray’daki haramzadeler duysunlar diye. Döne Hanım kardeşimiz burada. Denizli’nin derdini sizlere Denizli’li kardeşimiz anlatacak."

Çiftçi Döne'nin açıklamaları şöyle:

"Ben işçi taşıyorum 2 bin kişi ile haşırneşirim. Tarlaya çalışmaya gidecek iş bulamıyorlar yalvarıyorlar abla bizi de götür diye. Zor durumdayız. Meral Hanım’ı hepimiz kucaklayıp Başbakan etmeye var mıyız? Söz alıyorum Meral Hanıma derdimizi anlatacağız. Anamız bacımız kardeşimiz bizi sarsın sarmalasın bize doğruları göstersin cennet memleketimizi cehennemden kurtarsın. Dün ben çit sürdüm gübre alamadan ekin ektim. Sayın arkadaşlarım tencerelerimiz kaynamaz oldu. Bir kilo kurufasülye 20 lira. Ben giymediklerimiz yıkayıp muhtaç arkadaşlarımıza veriyorum millet büyük derdin içinde. Söz veriyor size meral hanım."

Akşener sözlerine şöyle devam etti:

"Denizli’mizde geçtiğimiz yıl 10 fabrika kapatıldı. Kötüleşen ekonomi hayatları derinden etkiliyor. İktidara geldiğimizde teşvikleri, vergi sigorta primlerini gözden geçireceğiz. Tekstildeki kırılganlığın farkındayız. Gençlerimizin bu konuda eğitim alması için Almanya’daki sistemi baz alarak sistem kuracağız. Mezuniyet sonrası işsizlik sorununu çözeceğiz. Beceri geliştirmeyi amaçlayan bir sistem düşüncemiz var. Yetkiyi aldığımızda biz sektör ayırmayacağız. Üretimin kalitesiyle önce çıkan bir Türkiye inşa edeceğiz.

Türkiye’de tarımın göz bebeği olması gereken Denizli’de 40 bin hektar alan tarım alanı olma yetisini kaybetmiş. Bu akıl dolu tarım politikasına bakarmısınız!

Çiftçiyi perişan ettin, sanayiciyi perişan ettin. Bizim çiftçimize vermediğin desteği yabacı çiftçilere verdin. Sonra da çıkıp “Ben ekonominin kitabını yazdım” diyorsun öyle mi? Hadi oradan, hadi oradan…

Benim çiftçim haciz gelmesin diye traktörünü saklıyor, geçim sıkıntısı çekiyor. Yazıklar olsun. Çiftçi kardeşlerimize sesleniyorum; Borçlarınızın geri ödemesini durduracağız. Ziraat Bankası’nı yandaşların değil tarımın bankası yapacağız.

Ata tohumlarımız hayati öneme sahip olduğu için sertifikasyon çalışmalarına önem vereceğiz.

Sadece ekonomide değil, Denizli diğer alanlarda da geriye gidiyor. Sağlıkta Denizli 31’inci sıradan 55’inci sıraya gerilemiş. Mesele koca koca hastaneler yaptırmak değil.

Yoksullukla mücadele bizim en önemli önceliğimiz. Devlet okullarına giden çocuklarımızın karnını doyurmasını sağlayacağız, ev hanımlarımıza nakit desteği vereceğiz.

Elini prize sokarsan çarpılırsın, küçük bir çocuk bile bunu tek seferde öğrenir. Faiz sebep enflasyon sonuç dediğinde de aynen çarpılırsın. Ama maalesef bir çocuğun birle tek seferde anladığını bu ülkenin başındaki Sayın Erdoğan elini her seferinde aynı prize sokuyor. Ya niyeti kötü ya zeka sorunu var.

“Nas var faize göz yummam” dedi. Nas ne demek, Kura’ın emirleri, Peygamberimizin hayatı demek. Nas var, milletin başarılı evlatlarını elerken, eşe dosta beşer maaş bağlayınca da, milletin kurumlarını yandaşlara peşkeş çekerken de var. Devletin kesesinden yerken de Nas var. Millete gelince Nas var da sana gelince sen muaf mı oluyorsun?

Bir ülke böyle yönetilemez. Milleti farklı gündemlerle kandıracağını sanıyor. Millet bu dümeni yemez sabrı yüksektir, zorluğa göğüs gerer ama sırası geldiğinde sandıkta iradesini ortaya koyar.

Abbas’ın yolcu olduğunun onlar da farkında. İşte o nedenle provokasyonlarından korkalım öyle oturalım istiyorlar. Bize bu dümen gelmez. Biz buraya koyduğun engelleri aşa aşa geldik. Kurduğun dümenlerde seni senin oyununda yene yene geldik.

Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.

Halbu ki, biz sussak, tarih susmayacak, tarih sussa, hakikat susmayacak.

Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.

Halbu ki, bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar,

Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar,

Tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar.

Türkiye çaresiz değil, çözümsüz değil. Çünkü biz varız, biz geleceğiz milletin sırtındaki keneler, kafasındaki bitler düşecek. Yağma bitecek. Haram hortumları kesilecek. Biz geleceğiz adalet, vicdan, merhamet gelecek.

Biz geleceğiz, liyakat gelecek, huzur gelecek, yatırım istihdam gelecek. Türkiye’nin önü açık, yeter ki önce millet memleket diyenler iş başına gelsin. Yeter ki İYİ Parti iş başına gelsin. İYİ Parti güneşi güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye ülküsü ile parlıyor."