İyi bir gün geçiriyor musun?

İyi veya kötü hissetmek, içimizde tuttuğumuz genişliğe bağlı.

İyi bir gün geçiriyor musun?
Size iki soru soracağım, yazıyı okumaya devam etmeden, lütfen kendinize cevap verin.
1. İyi bir gün geçiriyor musun?
2. Neden?
Yani, iyi ise neden iyi, değilse neden değil.
Ben şimdi kendime sorsam, ‘iyi’ derim, bu sabah ikinci yuva'ma geldim. Burada çalışma arkadaşlarımı görebilmek,ait olduğunu hissettiğin bir yerde olmak şahane.Sabah servise kadar yürürken kısa da kısa da olsa nemli hava canıma can kattı, ‘iyi’ derim çünkü evden çıkarken Dila sabah uykusu'nda ve melek gibi görünüyordu…listem daha devam eder.

Ama hepsi bahane.

Hani birine aşık olduğunda onu sevmek için saydığın sebepler, ondan ayrıldığında onu sevmemek için saydığın sebeplerle aynı olamaz ya? Burada da öyle.
Yani bugün kötü hissediyor olsam, o zaman şunları sayardım size: ‘bugün kötü bir gün çünkü sabah çok erken kalktım, hava soğuktu servise kadar yürüdüm, oysa ki aynı işi evden de yapabiliyordum. Oysa hepsi ama hepsi yalan!

İyi veya kötü hissetmek, içimizde tuttuğumuz genişliğe bağlı.
İçinde genişlik yoksa, güneşten bile bıkarsın. İç alanın genişse, savaşın ortasında sevinecek bir şey bulursun.
Koşullarımızı hiçe saymıyorum tabi ki ama onların bize verdiği rahat veya rahatsızlık çok geçici.
İyi hissetmeyi; falan durum, filan koşul, filanca kişiye bağladığımız sürece çok dengesiz bir memnuniyete ulaşırız. Tekerlekte koşan bir bağımlı hamster gibi hep bir sonraki hedefe doğru zıplarız, çikolatadan alışverişe.
Onun yerine? Klasik cevap: meditasyon şart. Ama meditasyon illa bir minderde oturup nefes saymak demek değil.
Benim için meditasyon, sabah 3 sayfa yazmak, ait hissettiğin yerde olmak, yürümek, sahilde oturup dalgaların sesini dinlemek…
Liste burada bitmiyor, kendimi tanıdıkça keşfediyorum bana iyi gelenleri.
Ya sen, nedir senin meditasyonun?

Duygu Bektaş

QNB Finansbank Şikayet Yönetimi Yetkili Yardımcısı

#farkındalık
Resim önizleme