İnsanı iyi eden, sevmek, beğenmek, takdir etmek, arzulamaktır!!!

Dedem 41 yıl önce öldü. Annanem yüzüğünü hiç çıkarmamış.

İnsanı iyi eden, sevmek, beğenmek, takdir etmek, arzulamaktır!!!

Hastalık, yolculuk, yorgunluk zor bir kaç günden sağ çıktığım için keyifliyim. Lakin hayat bizi hep bildiğimiz yerden sınar, ders sen öğrenene kadar devam eder, iyi bilirim.

Böyle yoğun duygulu günlerin ertesinde bazı şeylerin varlığı için şükrederim. Hepimiz gibi.
Ama en çok ne yaparım derseniz, “hissettiğim her şeyi parlatırım” 

Bakarsanız göreceksiniz.
Hayat, size yönelen hisler ile şifalanmaz. Sevilmek, beğenilmek, takdir edilmek, arzulanmak gibi görüntüde neşeli size yönelmiş hiç bir duygu sizin değildir çünkü.

İnsanı iyi eden, sevmek, beğenmek, takdir etmek, arzulamaktır!!!
Kendinden yana olan, kendinden doğan duygular ancak bizi sağ çıkarır, hayatın binden seçmeli sınavından.

Ne demiş büyük ozan Aşık Veysel: “güzelliğin on’par etmez bu bendeki aşk olmasa”

Fotoğraftaki yüzük tam 60 yıllık, annanemin, dedemin adı yazıyor içinde, bir de evlilik yıldönümleri, Hamdi-19.08.1962
Dedem 41 yıl önce öldü. Annanem yüzüğünü hiç çıkarmamış.
Velhasıl, annanemi yaşamda var eden, kendi duygularıdır. Sevgi, özlem, vefa.
Dedeminkiler değil.

Hadi bugün bakalım içimize. Bizde ne var, ne kadar var?
Sonra kutlayalım kendimizi. Rahat bırakalım bir yandan, duygularımızı sevelim, kaçmayalım, utanmayalım, eleştirmeyelim.
Herkes kendininkine sahip çıksın. Ben başladım:)

Bu çağda en kıymetli şey “hissedebilmektir” unutmayalım.

Ezgi Erkin Kozanlı

Avukat&Arabulucu