İKTİDARIN PERFORMANSI

FUTBOLDA VAR, ŞİRKETLERDE VAR, SİYASETTE YOK

İKTİDARIN PERFORMANSI

İKTİDARIN PERFORMANSI

Belirli bir büyüklüğe ve kaliteye erişmiş işyerlerinde uygulan “performans yönetimi” kavramından çoğumuzun haberdar olduğunu sanıyorum.

“Performans, bir işi yapan bireyin, bir grubun ya da bir örgütün, o işle amaçlanan hedefe yönelik neye ulaşabildiği, neyi sağlayabildiğini gösteren nicel ve nitel bir kavramdır.” Yani sayısal olarak ve kalite olarak belirlenmiş hedefleri gerçekleştirme puanını ifade ediyor.

“Bireysel ve grup performansı ise örgütün amaçları doğrultusunda, bireyin veya grubun belirlenen hedeflere ve standartlara ne ölçüde ulaşabildiğinin göstergesidir. Örgütsel performans da sistemin toplam performansı olarak tanımlanabilir.”

Eğer bir örgütte performans yönetimi uygulanıyorsa orada örgütün uzun vadeli amaçları ve planları doğrultusunda çalışanların performanslarının izlenmesi, ölçülmesi ve değerlenmesi yapılıyordur. Buna bağlı olarak da ücret yönetimi, kariyer yönetimi, motivasyon ve disiplinle ilgili teknikler uygulanıyor demektir.

Performans değerlendirmesi yatırılan sermayenin verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan bir kavram ve sürecin adıdır. “Performans değerlendirme kavramı, tüm örgüt (çalışan, yönetici, insan kaynakları, üst yönetim) çalışanları için oldukça kritik bir konudur. Doğru uygulandığı takdirde, örgüt içinde verimliliği arttırır. Bu nedenle işletmelerin varlığı ve sürekliliği, performans anlayışının geçerliliğine ve doğruluğuna bağlıdır denilebilir.”

**********************************

FUTBOLDA VAR, ŞİRKETLERDE VAR, SİYASETTE YOK

Profesyonel futbol takımları teknik direktör ve oyuncu olarak transfer ettikleri kişilere çok yüksek meblağlar öderler. Bazen üç yıllık sözleşme yaptıkları çok ünlü bir teknik adamla birinci senede yollarını ayırırlar. Gerekçe tamamen o teknik adamın performans notunun düşük olmasıyla alakalıdır.

Bu kişilerin performansı, takımın başarılarını ölçen puan, galibiyet sayısı ve her bir oyuncunun matematiksel rakamlarla ölçülen performans ölçümlemeleriyle birlikte net olarak ortaya konulur.

Teknik direktör veya oyuncu ne kadar ünlü olursa olsun, duygusal olarak takımına ne kadar bağlı olursa olsun değerlendirme sadece rakamlarla yapıldığı için sonuç değişmez.

Siyasette ise böyle objektif değerlendirme yöntemleri kullanmaktan çok uzağız.

Ülkenin bütün kaynak ve imkanlarının yönetimi görevini verdiğimiz iktidarın değerlendirmesi bir şirket veya futbol takımından daha önemsiz olmasa gerek.

Ama bu alanda kitleler bilgi üzerinden değil, daha çok algı üzerinden ve duygulara yönelik propagandanın etkisinde değerlendirme yapıyor.

Oysaki iktidarın başarısını ölçmek için somut verilere sahibiz. Ekonomide, eğitimde, sağlıkta, güvenlik alanında ve diğer konularda rakamlarla ölçme ve değerlendirme yapma imkânımız var.

Temel bazı verileri gözden geçirerek iktidarın performans notunu verebiliriz. Ülkemizin uzun vadeli amaçları ve hedefleri doğrultusunda iktidarın performansını izleyebilir, başarılı ise ödüllendirebilir, başarısız ise görevden uzaklaştırabiliriz.

**********************************

VERİLERLE İKTİDARIN KARNESİ

Ak Parti ve Tayyip Erdoğan 18 yıldır tek başına iktidar. Bundan on yıl önce (o zaman Başbakan olan) Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023 yılı için hedeflerini açıkladı:

“AB üyesi olmuş, komşu ve çevre ülkelerle maksimum düzeyde ilişkilerini geliştirmiş, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmiş bir Türkiye” vaat etti.

“GSYİH’nın 2 trilyon dolara, kişi başına gelirin 25 bin dolara, ihracatın 500 milyar dolara ulaşacağını, İşsizlik oranının yüzde 5’e düşeceğini” müjdeledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 2019’da eski hedefleri oldukça geriye çekerek yapılmış 11. Kalkınma Planını açıklamıştı:

“2023’de GSYH 1 trilyon 80 milyar dolar, kişi başı milli gelir 12.484 dolar, ihracat 226 milyar dolar, işsizlik ise yüzde 9,9 olacak” demişti.

Damat Bakan Berat Albayrak yeni açıkladığı YEP (Yeni Ekonomik Program 2020) ile 2023 yılı hedeflerini tekrar değiştirdi: “GSYH 875 milyar dolar, ihracat 214 milyar dolar, işsizlik yüzde 10,9 olarak revize edildi.

Üç ay önce dahi “2020’de yüzde 5 büyüyeceğiz” demişti, şimdi “yüzde 0,3 büyüyeceğiz” dedi.

****

AB üyesi olma hedefinden vazgeçmiş, komşularının hepsiyle sorunlu, birçoğuyla ilişkisini kesmiş bir ülke olduk. Ekonomik veriler de hiç iç açıcı değil.

Bırakın dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi, ilk 20 listesinden çıkmak üzereyiz.

Son hedeflerin de tutmayacağı şuradan belli. 2020 yılı hedeflerinde bile çok ciddi sapmalar var. (TÜİK’in çok değerli “katkıları” ile bile) Milli Gelirimiz 702 milyar dolar. Düzeltilmiş kişi başına milli gelirimizin 9.738 dolar olması hayal. En iyimser tahminle 8.300 dolar olabilecek.

30 milyona çıkacağı vaat edilen çalışan sayımız 26,7 milyon kişi oldu.

Döviz kurları, işsizlik ve enflasyon tahminleri kendi rakamlarıyla bile çok şaştı. Gerçek değerleri kimse ağzına bile alamıyor.

*******************************

ŞİRKETİNİZ OLSA YÖNETİMİNİ EMANET EDER MİSİNİZ?

2020 yılının milli gelirini 2007 yılının milli gelirinin altına düşürmek, 13 yıldan beri ülkeyi büyütememek çok açık bir başarısızlık değil midir?

(Rubil Gökdemir hesaplamış: 2007 yılı GSYH 678 milyar dolardı, ABD’nin enflasyonu dahil edilirse bugünkü değeri 854 milyar dolar ediyor. 2020 yılı hedefi olan 702 milyar dolarlık GSYH 13 yıl öncesinin değerinden daha düşüktür.)

Siz bir şirketiniz olsa ve Genel Müdürünüz şirketinizin gelirlerini 13 yıl önceki seviyesine geriletse, borçlarını ödenemeyecek kadar çoğaltsa, işçilerinizin bir kısmını işten çıkarsa, hisse senetlerinizi pula döndürse, tefeciler haricinde kimse şirketinize borç vermek istemezse tavrınız ne olur?

Bugüne kadar şirketiniz için kısa ve uzun vadeli hiçbir hedefi tutturamamış, vaatlerinin hepsi boş çıkmış bir Genel Müdürü görevde tutar mısınız?

“Adam namaz kılıyor, bayrak asıyor, O’nu kıskanıyorlar” diyerek maaş vermeye devam eder misiniz?

01 Ekim 2020

Ruhittin Sönme