İÇKİ VE SİGARA VERGİLERİ ÖLDÜRÜYOR

Görünen o ki; Devleti ayakta tutan en önemli gelir kaynağı içki ve sigara imiş.

İÇKİ VE SİGARA VERGİLERİ ÖLDÜRÜYOR

Türkiye'de son iki haftada 82 kişi sahte rakıdan hayatını kaybetmiş. Ölümlere yol açan sahte rakının, etil alkol yerine veya yanında metil alkol kullanılarak üretildiği tahmin ediliyor.

Alkol ve sigara içmediğim için şahsî ilgi alanım dışında olsa da bu toplumsal meseleye bigâne kalmayı doğru bulmam.

KAÇAK İÇKİYE RAĞBETİN SEBEBİ ÖTV ARTIŞI: Sözcü’de İsmail Saymaz bir uzman görüşünü aktardı: “Vergi Uzmanı Dr. Ozan Bingöl, rakıdan alınan Özel Tüketim Vergisi'ndeki (ÖTV) artışın insanları sahte rakıya yönelttiğini ifade ediyor.”

2010 yılında 51,48 TL olan rakıdaki ÖTV 279,29 TL'ye çıkmış. 10 yılda rakı fiyatı yüzde 443 artmış.

2019 yılında devletin tahsil ettiği her 100 TL’lik ÖTV gelirinin 10 TL’si alkolden gelmekte imiş. 2006 yılında tahsil edilen her 100 TL'lik ÖTV'nin 5 TL'sinin alkolden gelirken, 3 yılda bu oran iki katına çıkmış.

****

SİGARA VE İÇKİ VERGİLERİ OLMASA: 2020 Yılı bütçesine göre, “Tütün mamulleri ve sigaradan ÖTV ve KDV olmak üzere 82 milyar TL, alkol tüketiminden ise sadece ÖTV olarak 18 milyar TL toplamda içki ve sigaradan alınacak yıllık vergi 100 milyar TL” olarak planlanmış. “Türkiye’de 806 bin kurumlar vergisi mükellefi bulunmakta olup, bunlardan sadece 6 bin adet şirket kâr ederek, KV ödemektedir. Bu haliyle kurumlar vergisi tahsilatı (89 Milyar TL) sigara ve alkol üzerinden alınan vergilerin altında kalmaktadır.”

Görünen o ki; Devleti ayakta tutan en önemli gelir kaynağı içki ve sigara imiş.

Bir latife etmenin tam zamanı: Bir Yeşilaycı olarak, içki ve sigara kullanan vatandaşlarımıza, devlet bütçesine muazzam katkıları sebebiyle, en derin saygılarımı sunuyorum. J

****

SARMA TÜTÜN YAYGINLAŞTI: Vergileri çok artınca sigara yerine sarma tütün kullananlar da artmış. Kaçak sigara konusunda alınan tedbirler yüzünden yasadışı sarmalık tütün ticareti yaygınlaşmış. “Sarmalık tütün piyasası yüzde 20 gibi yüksek bir seviyeye çıktığı değerlendiriliyor. Yasadışı sarmalık tütün yüzünden devletin yılda yaklaşık 15 milyar TL gelir kaybına uğradığı tahmin ediliyor.”

Kaçak sigara da yüzde 9 oranında olduğuna göre, devletin vergi kaybı yaklaşık 22 milyar TL civarında olduğu tahmin edilebilir.

Bir de geçimini yasal sigara satışından sağlayan 150 bin bakkal esnafının iş ve gelir kaybını düşününüz.

Bu yüzden devlet yasadışı sarma sigara satışını yasakladı. “Bu türde satış yapanlar 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacak.”

****

CEZA YETERLİ DEĞİL: Sadece cezai tedbirlerin yeterli olmadığı açık. Sigara ve içki üzerindeki bu ağır vergi yükü oldukça, vatandaşın sağlığını ve hayatını riske atmak pahasına da olsa yasa dışı kaynaklara yöneleceği görülüyor.

İktidar bu vergi kaynağına yüklenmekten başka çare bulamıyor. Ama sigara ve içkide vergi oranları arttıkça tahsilat çoğalmayacak gibi.

İktidarın sigara ve içkiden alınan vergiler sebebiyle ölenleri de görmesi lazım.

Alkol ve sigaradan nefret ederim. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tiryakileri rahatlatacak ama aynı zamanda kaçak sigara ve içkiyi azaltacak bir vergi düzenlemesi yapması gerektiğini düşünüyorum.

****************************

PADİŞAHLARIN ŞARAP ALIŞKANLIĞI

Ak Parti kitlesi Osmanlı padişahlarını adeta kutsallaştırmayı ve Yavuz Selim’den sonra gelenlerin aynı zamanda halife olmaları sebebiyle, onları birer günahsız dini otorite gibi görmeyi sever.

Oysaki kaynaklara göre, “Osmanlı padişahları içinde şarap içmeyen çok azdır.”

İlber Ortaylı bazı padişahların içki düşkünlüğü hakkında şu bilgileri veriyor: "Dördüncü Murad hem içki içer hem de bazen afyon kullanırdı.”

"İkinci Abdülhamid veliahtken bazı içkileri ölçülü bir şekilde içer, kardeşi Vahdettin'e de ikram eder. Ama sonra keser. Abdülhamid esrar da içerdi.” "Fatih'in biraz içtiği anlaşılıyor. İkinci Selim içiyor.”

“Birinci Selim asla içmiyor. Sultan Reşat fevkalade dindar, içmez. Muhteşem Süleyman'ın içkiyle tütünle bir alakası yoktur."

Murat Bardakçı’nın yazdığı köşe yazısında açıkladığına göre, Halife Abdülmecid Efendi, 1920'li senelerde bir risale kaleme almış. Bu risalede "Osmanlı Devleti'nin çöküşüne sebep olan dertlerin başında, içki gelir” diye yazmış.

Son Halife Abdülmecid Efendi bu risalede, ataları olan Osmanlı Padişahlarının içki alışkanlığına dair bilgiler vermiş:

“2. Bayezid’in içki düşkünü olması felaketini hazırladı. Sefih bir serhoş olan 2. Selim, Kıbrıs şarabı ile serhoş olup, başını eski sarayda hamam mermerlerine çarparak parçalamıştı” demiş.

3. Murad ve 4. Mehmed için “Her türlü rezaleti icra ederek Osmanlı Devleti'nin azametli saltanatını çöküşe mahkûm etmişlerdir”, 3. Ahmed için “padişahın eğlenceden başını kaldırıp devletin ufkunu görmeye zamanı yoktu”; 2. Mahmud için “çelik gibi vücudunu tahrip etmek için bir de içkiye müptelâ olmuştu” ifadelerini kullanmış.

Buna karşılık “Pederim olan Abdülâziz Han Hazretleri bu gibi ahlâk zaaflarından hiçbirine müptelâ değildi. Hatta ağzına hayatı boyunca bir damla olsun içki koymadığı gibi tütün de kullanmazdı” bilgisini vermiş.

Rıza Zelyut, “Osmanlı İmparatorluğu’nun içki vergileri ile ayakta kaldığını” belirtip, “içki vergilerinden mahrum kalmamak için padişahlar içkiyi yasaklayamamıştır” demektedir.

Son Halife Abdülmecid’in de gençliğinde (şehzadeliği döneminde) şarap içen biri olduğu gibi, “nü” denilen çıplak insan resimleri çizdiği bilgisini de dahil edelim.

Demek ki, “Padişah Efendilerimiz” de “günah işleme özgürlüğünü” doya doya yaşamışlar.

Ama bu bilgileri “Osmanlı çocuğuyuz” diyerek padişahları bütün kusurlarıyla savunan ve Mustafa Kemal Atatürk’ü “ayyaş” diye aşağılayanlar bilmez veya görmezden gelir.

Demek ki, devletimizi yönetenlerin şahsi kusurları ve meziyetleri yerine, “yetkilerini hukuka uygun olarak ve kamu yararına mı kullandı?” ona bakmak gerek.

26 Ekim 2020

Ruhittin Sönmez