Hukukçulardan sınır uyarısı: Orantısız şiddet ve kötü muamele var

"Yunanistan'ın sınır açma yükümlülüğü yok"

Hukukçulardan sınır uyarısı: Orantısız şiddet ve kötü muamele var

Türkiye’nin Avrupa Birliği sınırı da olan Yunanistan sınırına yığılan göçmenler bekleyişini sürdürürken hem Türkiye hem de Yunanistan’ın ne kadar uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ettiği tartışılıyor. Hukukçular, Yunan güvenlik güçlerinin göçmenlere kötü muamele ve orantısız şiddet uyguladığını, ayrıca göçmenlerin etkili iç hukuk yollarına ulaşamamaları sebebiyle ülkelerin üye olduğu uluslararası sözleşmelerin ihlal edildiğini savunuyor.

"Yunanistan'ın sınır açma yükümlülüğü yok"

Türkiye’nin sınırlarını tümüyle açmadığını, sadece gitmek isteyen göçmenlere engel olmama kararı aldığına vurgu yapan Uluslararası Hukuk Profesörü Nuray Ekşi’ye göre, bu kararda hukuki açısından bir yanlışlık yok. Yunanistan’ın da insan hakları ihlalinin söz konusu olmadığı durumlarda ülkeye göçmenlerin girişine izin vermeme hakkı olduğuna dikkat çeken Ekşi, "Hiçbir ülke insan hakkının ihlal edildiği durumlar dışında sınırını açmak zorunda değil. Bunlar yaşama hakkı, işkence ve zulüm gibi konulardır. Dolayısıyla Yunanistan'a göre uluslararası hukuktan doğan, sınırını açmak gibi bir yükümlülüğü yok" değerlendirmesinde bulunuyor.

DW Türkçe'ye konuşan Ekşi’ye göre Yunanistan, göçmenlere kaba kuvvet uygulayarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ediyor. AİHS çerçevesinde imzacı ülkelerin insani bir muameleme bulunma yükümlülüğü olduğunun altını çizen Ekşi, "Burada sınırda duranlara göz yaşartıcı gaz ve diğer şekillerde müdahale edilmesi doğru değil. Türkiye, istiyorsanız ülkeyi terk edebilirsiniz dedi ve bu durumda bir insan hakları ihlali yok. Ben gideni serbest bırakıyorum demeseydi bu sayılar Türkiye açısından kaldırılabilecek boyutların daha da ötesine çıkabilirdi" yorumunu yapıyor.

Yunanistan plastik botlarla ülkeye ulaşan sığınmacı ve göçmenleri geri çeviriyor

Yunanistan plastik botlarla ülkeye ulaşan sığınmacı ve göçmenleri geri çeviriyor

 "Orantısız şiddet ve kötü muamele söz konusu"

İstanbul Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Tuğçe Duygu Köksal da Yunanistan’a geçmeye çalışan göçmenleri taşıyan botların Yunan güvenlik kuvvetlerince engellendiğine dikkat çekerek "Bu geri itişler çoğunlukla orantısız şiddet ve çoğu kez de silah kullanılarak yapılıyor. Bizim gördüğümüz kadarıyla ayrıca sınırda gaz fişeğiyle yaralananlar ve bunun sonucunda ölenler söz konusu. Hem bu geri itişler sırasında gördükleri muamele, hem sınırdaki kötü muamele, işkenceye varabilecek bir olguyu gündeme getiriyor" değerlendirmesinde bulunuyor.

Hafta sonu Edirne'yi ziyaret eden Baro İnsan Hakları Komisyonu üyeleri, sınırda polislerin biber gazı ve ses bombası atarak ve tazyikli suyla sınırı geçmek için bekleyen göçmen gruba "saldırdığını" belirtmişti.

Komisyonun raporuna göre "Yunan güvenlik güçleri tarafından yapılan müdahalelerde çocuklar ezilme tehlikesi geçirirken, birçok kişi gaz fişeği ile yaralandı. Ayrıca 200-250 civarında kişi "sopalarla dövülerek paraları, telefonları ve ayakkabı bağcıları alınarak araçlarla Türkiye tarafına geri itildi."

Türk yetkililer de Yunanistan sınırında güvenlik güçlerinin müdahalesi sonrası iki kişinin öldüğünü bir kişinin de yaralandığını açıklamıştı. Ancak bu açıklamalar Yunanistan tarafından yalanlandı.

 "AİHM’de ihlal kararları çıkabilir"

Tüm bu gelişmelerin yanında Yunan hükümeti Pazartesi günü, ülkenin bir ay boyunca yeni sığınma başvurusu almayacağını duyurdu. Hukukçulara göreyse bu karar da oldukça sorunlu. Böylesine bir kararın AB Konseyi kararı olmadan alınmasının hukuken doğru olmadığını savunan Avukat Duygu Köksal, "Bu aslında temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir durum. Temel hak ve özgürlüklerin askıya alınması söz konusu olamaz. Buna OHAL koşulları da dahil. Bu karar, 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin gereklerine aykırı bir durumdur" yorumunu yapıyor.

Mültecilerin hukuki statüsünü belirleyen Cenevre Sözleşmesi’ne "coğrafi şart" şerhi koyarak imza atan Türkiye’de, mülteci statüsü alabilmek için Avrupa Konseyi üyesi bir ülkeden gelmek şart. Konsey üyesi ülkeler dışından gelen bütün göçmenler "şartlı mülteci" statüsüyle üçüncü bir ülkeye yerleştirilene kadar Türkiye’de geçici bir süreyle uluslararası koruma alabiliyor.

Suriyeliler içinse mülteci ve şartlı mülteci statülerinin dışında "geçici koruma" denilen bir statü veriliyor. Bu durum, daha önce hak örgütleri tarafından eleştirilmiş, göçmenlerin başta çalışma olmak üzere birçok haktan yararlanmalarının ve yerleşik hayat kurmalarının önünde ciddi bir engel olarak gösterilmişti.

Hukukçular hak ihlali olmadığı sürece Yunanistan'ın sınırını açmak zorunda olmadığını belirtiyor

Hukukçular hak ihlali olmadığı sürece Yunanistan'ın sınırını açmak zorunda olmadığını belirtiyor

Türkiye sınırındaki göçmenlerin kendi ülkelerine geri dönmelerini engelleyecek bir uluslararası korumadan yararlanma hakları olduğuna vurgu yapan Köksal, "Bunu AB ülkelerinden yapmak istiyorlar ancak AB ülkelerine şu anda Yunanistan’ın bu başvuruları almaması sebebiyle yapamıyorlar. Yunanistan giriş ülkesi olmasına rağmen bu prosedürü kesti" diyor.

Uluslararası mevzuatlar gereği göçmenlerin sınırdan geçtikten sonra zorla geri gönderilmek yerine kayıt altına alınıp sığınma başvurularının bireysel olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Köksal, aksi halde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurularda söz konusu ülkeler aleyhine ihlal kararları çıkabileceği uyarısı yapıyor.

 "Kimse almayacak, Türkiye'ye geri gönderilecekler"

Şimdiye dek kaç göçmenin sınırı aşıp Yunanistan’a ulaştığı ve burada sığınma başvurusu yapabildiği ise belirsiz. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Edirne üzerinden Türkiye’yi terkeden göçmenlerin sayısının 130 bini aştığını açıklamış, Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü ise Edirne sınır hattında bekleyen mültecilerin sayısını en az 13 bin olarak yansıtmıştı.

Belirtilen rakamların aksine Yunanistan’a çok sayıda göçmenin geçmediğini düşünen Prof. Ekşi, "Karşı tarafa geçtiklerinde Yunan polisi döverek hatta nehre sürükleyerek tekrar geri itiyor. Bunu basında çıkan haberler üzerine söylüyorum. Kaldı ki bölgedeki gazeteciler de geçen kişi sayısının az olduğu yönünde bilgi veriyorlar. Sonuç olarak ne Yunanistan ne Bulgaristan bu göçmenleri almayacak. Zorla Türkiye’ye geri gönderilecekler" diye konuşuyor.

Deniz Barış Narlı / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe