HÜDA PAR İLE İŞ BİRLİĞİNDEN AKP NE KAZANACAK?

İşin aslı” veya “herkesin bildiği sır” şundan ibarettir:

HÜDA PAR İLE İŞ BİRLİĞİNDEN AKP NE KAZANACAK?

Cumhur ve Millet İttifakı taraftarlarının birbirlerini HDP ve Hüda Par üzerinden bölücülükle suçlaması tamamen seçmenleri etkileyerek karşı tarafa oy vermemesini sağlamak içindir.

“İşin aslı” veya “herkesin bildiği sır” şundan ibarettir:

HDP ve Hüda Par Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten iradenin “dağda silahlı siyaset yapacaklarına, Meclis’te silahsız siyaset yapsınlar” politikasının birer ürünüdür.

Bu politikaya göre, terör örgütlerinin etkin olmaması için en uç görüşlerin de konuşulabildiği bir siyaset atmosferi yaratılır. Böylece zamanla bir Türkiye partisi olmak zorunda kalacak ayrılıkçı partilerin, devletin birliğine ve temel ilkelerine zarar verecek talep ve fikirlerin törpülenerek bir arada yaşama iradesinin devam edeceği düşünülür.

Devlet, HDP’nin PKK terör örgütü ile olan ilişkisini ve ideal birliği içinde olduğunu da bilir; Hüda Par’ın, iğrenç cinayetlerin faili, Hizbullah terör örgütünün siyasal kanadı olduğunu da.

Zaten HDP “PKK terör örgütüdür” diyemez, Hüda Par ise “Hizbullah terör örgütü değildir” der.

Bunu sadece “derin devlet” değil bütün parti liderleri de bilir. Fakat HDP’nin PKK ile, Hüda Par’ın Hizbullah ile irtibatını kesmelerini ve sivil siyaset yapmalarını isterler.

Bu elbette kolay bir şey değil. Çünkü terör örgütleri de kendi usullerince bu partiler üzerinde baskı ve hakimiyet kurmaktadır.

Bu yüzden devlet HDP ve Hüda Par’ın siyasi faaliyetlerine, devletin çizdiği sınırlarda kaldığı sürece, izin verir. Terör örgütünün etkinliği arttığında ve devletin çizdiği sınırı aşan bir güce ulaşmaya başladığında gücü sınırlandıran birtakım önlemler alır.

HDP’nin seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyım atanması; seçilmiş milletvekillerinin ve hatta genel başkanlarının uzun süreler tutuklu yargılanması ve gerektiğinde de partinin kapatılıp, önde gelen yöneticilerine siyaset yasağı konulması mevcut devlet aklının (müesses nizamın) bulabildiği önlemler olarak dikkati çekiyor.

***************************

KILIÇDAROĞLU HDP’YE NE VEREBİLİR?

AKP’nin PKK ile yürüttüğü “Çözüm Süreci” devlet aklının bilinen sınırlarının dışına çıktığı bir dönemdi. Terör örgütü PKK ile Oslo’da doğrudan yapılan müzakereler, İmralı’da Öcalan üzerinden ve aracı/ elçi rolleri verilen HDP yöneticileri aracılığıyla Kandil ile yapılan müzakereler sonuç vermedi.

Çünkü PKK dünyanın en büyük eli kanlı bir narko-terör örgütüdür. Irak ve Suriye’de PYD, YPG adıyla ABD’nin BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)nin taşeronudur.

PKK talepleri, ABD projelerine uygun olacak şekilde, Türkiye’nin bölünmesine sebep olabilecekti.

Siyasi irade AKP tam bu noktada dönüş yaptı. AKP’nin HDP ile ilişkileri de bu kapsamda geri dönülmesi güç bir şekilde bozuldu. HDP kitlesi AKP yöneticileri tarafından kandırılmış hissetmeye başladı.

****

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu HDP ile görüştüğünde, AKP’nin Çözüm Sürecinde verdiği sözleri vermeyecek.

Muhtemelen kayyım atamaları ve Demirtaş’ın yargılamasındaki gibi bazı hukuka aykırılıkları düzelteceklerini vaat edecektir.

Yani HDP’ye en fazla Meclis’te meşru faaliyetlerine devam etmesi ve sivil siyaset alanında rahatlama sözü verebilecektir. Bu da ilk cümlelerimdeki devlet aklı kapsamında yaratılacak bir sivil siyaset alanıdır. Çünkü %10 civarında bir seçmen kitlesinin iradesinin hiçe sayılması onları daha da radikalleştirmektedir.

Millet İttifakı içinde yapılan müzakerelerle belirlenen “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” bu ittifakın adeta hükümet programıdır. Bu metinde genel demokratikleşme ilkeleri dışında HDP’nin siyasi taleplerini karşılayacak “Çözüm Sürecindekine benzer” bir vaat yoktur. Zaten HDP’nin bakanlık vb bir talebi olmadığı gibi, İyi Parti Lideri Meral Akşener de “HDP’nin siyasi taleplerinin masaya getirilmesinin mümkün olmadığını” söyledi.

Bunu Tayyip Erdoğan da bilir, Devlet Bahçeli de… Ama 6’lı Masanın altında HDP’yi arar gibi yapmak propaganda olarak işlerine geliyor.

***************************

HÜDAPAR İLE ERDOĞAN BİRBİRLERİNE NE VERİR?

Hüda Par Hizbullah Terör örgütünün partisi. “Hizbullah” da “Hüda Par” da “Allah’ın partisi” demek. Türk Müslümanlığına çok aykırı bir isimlendirme bu. Bütün insanların yaratıcısı olan Allah’ın bir partisi olabilir mi?

Bu partinin son seçimde aldığı oy 157 bin (%0,3). Bunlar Cumhurbaşkanlığı seçiminde zaten Tayyip Erdoğan’a oy verir. Peki bu parti Cumhur İttifakına girdi diye milliyetçi oylardan kaybedeceği oy ne kadar olur?

Yani Hüda Par’ın Cumhur İttifakına sayısal olarak bir katkısı olmadığı gibi zararı da olabilir.

Peki, AKP Hüda Par ile niye nikah kıydı? Bazıları “AKP bunu seçim sonrası bir karışıklık olursa Hüda Par’ın militer gücünden yararlanmak için” diye yorumluyor. “AKP’nin zaten başka paramiliter güçleri var” diye bu teze itiraz edenler de var.

Belki de sadece Erdoğan seçilememe korkusu ile mantıksız karar veriyordur.

***************************

HÜDAPAR VE HDP’NİN HEDEFLERİ AYNI

Hüda Par’ın programında olan bazı siyasi taleplerini (bunlar HDP ve PKK’nın da talepleri idi) AKP zaten kabul etmişti. MHP de bu yapılanlara itiraz etmiyor.

Mesela “‘Andımız’ ve benzeri metinlerin kaldırılması, ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ yazılarının silinmesi, ‘Bir Türk dünyaya bedeldir’ şeklindeki söylemlere son verilmesi” gibi talepler yerine getirildi.

Ayrılıkçıların sevmediği “bazı tarihi şahsiyetlerin isimlerini taşıyan okul, kışla, cadde, sokak ve benzeri yerlerin isimlerinin değiştirilmesi”; Güroymak (Norşin), Aydınlar (Tillo), Tunceli (Dersim) gibi “isimleri değiştirilen yerleşim yerlerine eski adlarının geri verilmesi” de aynı zamanda PKK/ HDP’nin talebiydi, kısmen yerine getirildi.

“Başta Şeyh Said ve Seyyid Rıza olmak üzere Kürt isyancılardan, ayrılıkçı sözde alimlerden ve halktan özür dilenmesi” talebi de kısmen yerine getirildi.

Ancak “yerel yönetimler üzerindeki vesayetin kaldırılması ve yerel yönetimlere özerklik verilmesi” talepleri direkten döndü.

Bundan sonra hangi ittifak iktidar olursa olsun HDP ve Hüda Par’ın buna benzer ve ötesi taleplerini kesinlikle yerine getir(e)mez.

Elbette %50+1 oy gerektiği için her oy önemli. Küçük partiler bu fırsatı değerlendiriyor, pazarlık güçlerini artırmaya çalışıyor. Ama İttifakların temel politikalarını değiştirmeye güçleri yetmez.

Ruhittin Sönmez

16 Mart 2023