HİKMET BURCUNDA FARKEDİLENLER.

“Ben ne için yaşıyorum, ne için yaşamalıyım?” sorusu olmalıdır.

HİKMET BURCUNDA FARKEDİLENLER.

HİKMET BURCUNDA FARKEDİLENLER.
Nurullah Çetin

*İnsanın bilinç düzeyine ulaştıktan sonra kendisine soracağı ilk soru: “Ben ne için yaşıyorum, ne için yaşamalıyım?” sorusu olmalıdır. Zira yaşamanın anlamını bitkiler, hayvanlar, taşlar sorgulamazlar. Sadece insan sorar ve sorduğu için insandır.

*İnsanın en önemli tanımı irade sahibi bir varlık olmasıdır. İşin temeli budur. İradesi olan düşünür, düşünen konuşur, konuşan eyleme geçer, eylemde bulunan üretir, üreten hem hayatına anlam katar, hem kendisi mutlu olur, hem de başkaları.

*İnsan irade sahibi bir varlıktır, tanımının gereği iradeyi tasarıya, tasarıyı eyleme dönüştürmektir. Eylemde bulunan kişi yanlış da yapabilir. Yaptığı yanlışın farkına varmak da sahih iradenin bir yansımasıdır. Hayat, düşürülüp düşürülüp ayağa kalkmalardan ibarettir.

*Bu hayatta gerçekleştirmek istediğin bir kutsal hedefin olacak ve buna ulaşmak için kararlı, ısrarlı ve disiplinli bir şekilde yürüyeceksin. Gerçek mutluluk, sonunda başarı olsa da olmasa da önemine inandığın bu kutsal hedef için ortaya koyduğun gayret ve çalışmadadır. Böyle bir amacı olmayan kişi, kendisini anlamsız bir boşluk içinde bulur ve rüzgâr nereye eserse oraya sürüklenir. Bu boşluk insanı çürütür, eritir, yok eder.

*Hayatın zevki, derin anlamlarla yüklü kutsal hedef için karşılaşılan zorluk, sıkıntı ve güçlüklerle mücadelededir. Israrlı ve kararlı mücadele hayata zevk, renk, ruh verir.

*İnsan hayatına nizam veren değer, görev bilincidir. Görev bilinci, sorumluluk duygusuna sahip olanlarda olur. Sorumluluk duygusu, kutsal hedefleri olanlarda olur. Kutsal hedefler için yaşayan da yaşıyor demektir.

*Hayatta mutlu olmanın ve yaşamaya anlam katmanın bir sırrı da kendimiz ve başka insanlar için iyi, güzel, faydalı, olumlu, anlamlı değer üretmektir.

*Kuvvetli imanını ve kutsal amacını koruyan kişi, hiçbir zaman yaşlanmaz. Hiçbir imanı ve hedefi olmayan kişi, başından beri ihtiyardır ve bitkisel hayattadır. Salt biyolojik işlevlerini yürüten bir iskelettir.

*Hayat, doğal olanla sosyal olan dengesine yani çevremizdeki doğal güzellikleri görmekle toplumsal hayattaki sorun ve sıkıntıları görme dengesi üzerine kuruludur. İlkini yok sayan karamsar, ikincisini yok sayan da iyimser olur. Karamsarlık zehir, iyimserlik ise kopuştur. Milletine karşı sorumluluğunu yerine getirmemek, kötülüktür. İnsan dünyaya bir sorumluluk yükümlülüğüyle gönderildi. Sorumluluktan kaçan, yaratılışına ihanet ediyor demektir. Denge, realist romantizmdedir. Toplumsal sorunlar karşısında realizm ile doğal güzellikler karşısındaki romantizm birbirini dengeler ve besler.

*İyilik inşa edici, kötülük yıkıcıdır. İyilik, inşa eden bir örneklik, kötülük ise tahrip edici bir rol modelliktir. İnsan kötülük için yaratılmadı.

*Kin zehir, aşk devadır.

*Doğru yolda ve haklı olan kişi, her çeşit zulüm ve haksızlığa uğrasa bile, her türlü tehdit ve tehlikeden uzak bir haksızdan ve yanlış yolda gidenden daha çok mutlu olur.

*Son söz, ilk söz sahibinindir: "Yoksa sizi, boşu boşuna/amaçsız yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü'minûn, 115)