Her gün daha da büyüyen Atatürk

Sonsuzluğa yürüyüşünün 83. yılında bugün büyük önder Atatürk’ü yine içtenlikle ve özlemle anıyoruz.

Her gün daha da büyüyen Atatürk

İki yıl sonra 2023’te onun kurduğu Cumhuriyet, 100. yılına ulaşacak. Burada kısa bir tarihi çözümleme yapalım. 

Osmanlı Devleti, 17. yüzyıldan başlayarak artık Batı’daki askeri, sanayi ve teknoloji alanındaki gelişmeleri izleyemez duruma gelmiş, Osmanlı maliyesi giderek Avrupa devletlerinin eline geçmişti. 

Osmanlı, Sanayi Devrimi’ni, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri ve matbaayı ıskalamıştı. Padişahlık sistemini ve toprağa bağlı feodal yapısını içeriye ve dışarıya karşı savunan Yeniçeri ordusu da isyanlar, yolsuzluklar ve köhnemiş yapısı nedeniyle çökmüştü. Yenilgiler birbirini izliyor, Avrupa’daki topraklar bir bir kaybediliyordu.

II. Mahmut’un reformları da Tanzimat da, I. ve II. Meşrutiyet de medreseden kaynak sağlayan Osmanlı Devleti’ni kurtaramadı, toplumu bilimin yol göstericiliğine yöneltemedi. 

Kuruluşundan 18. yüzyıla kadar şeriatçı niteliği olmayan Osmanlı Devleti, bu zorluklar karşısında padişahlık düzenini sürdürebilmek için şeriata dayalı bir İslam devletine doğru evrilmişti.

I. Dünya Savaşı’nda yenik düşen Osmanlı Devleti’nin toprakları işgal edilmeye başlandı. Son Osmanlı Padişahı Vahdettin, açıkça “Ümidimi Allah’tan sonra İngiltere’ye bağladım” diyordu. 

Padişah ve işbirlikçileri, Yunan işgal kuvvetlerine karşı savaş yapılmasına karşıydılar. Ayrıca, Kuvayı Milliyecilere karşı dine dayalı isyanlar çıkarıyorlardı. Padişah ve İngilizler tarafından desteklenen isyancılar, Meclis’in toplandığı Ankara’nın kapılarına kadar dayanmışlardı. Anadolu’da bir iç savaş başlamıştı.

Ordusu dağılmış, tüm silahlarına el konulmuş, on yıldır savaşan yorgun bir halk, tüm dünyaya karşı Mustafa Kemal’in eşsiz önderliği ile başarıya ulaşmıştı. 

Milli Mücadele’nin zaferi, saltanatın ve din devletinin yıkılışını da sağladı. 

Atatürk öncesi Osmanlı reformcuları padişah ve halifeliği koruyarak meşruti bir sistemi öngörüyorlardı. Atatürk, köhnemiş Osmanlı sistemini ve halifeliği kaldırdı, onun yerine temelde milli egemenliği ve laikliği ön plana geçirdi.

Ancak eskiye tapanlar, Osmanlıcılar, özellikle dinciler ve halifelik sistemini isteyenler, Cumhuriyetin ilanından itibaren Cumhuriyet rejimine, Atatürk’e ve aydınlanma devrimlerine karşı çıkıyorlardı.

1950’de çok partili sisteme geçtiğimiz günden bugüne kadar, 70 yıldır sağcı partiler, toplum içindeki bu geriye dönüşü isteyenlerden seçimlerde yararlanmak için derece derece sürekli bu kesime ödünler verdi. 

Özellikle, son 20 yıldır AKP iktidarı bu politikayı en etkin düzeye taşıdı. Ilımlı İslam adı verilen ve emperyalist kaynaklardan beslenen bu ideolojiyi en üst düzeyde temsil eden AKP, açıkça bir 2023 hedefi ortaya koymuştur. Bu hedefin kapsamında halifeliğin yeniden “ihya” edilmesi, laiklik ilkesinin alabildiğine budanması, daha etkin ve köktenci bir din devleti yaratma ideallerinin olduğu bilinmektedir. 

Ancak, AKP’nin son 20 yıllık iktidarı, sosyolojik olarak kimi olumlu sonuçlar da yarattı. 

Türk halkı, “dindar ve kindar bir nesil yetiştirme” ideolojisinin yarattığı sıkıntıları bizzat yaşadı, gördü... Halk, laiklik ilkesine karşı olan ve şeriatçı zihniyetten beslenen politikaların toplumda yarattığı kutuplaşmaya bizzat tanık oldu. 

Türk toplumunu geriye taşımak isteyenlerin iç yüzü açıkça ortaya çıktı. Yolsuzluk, hırsızlık, devlet hazinesini talan etme, din duyguları kullanılarak örtülme yoluna gidildi, yandaşlar zengin edildi. Halk, hemen her gün bu ahlaka aykırı uygulamanın somut örneklerine tanıklık etti... “Erdoğan’a oy vermek sevap, hanenize hayır yazılır” diyecek kadar dini kullanmakta ileriye gittiler.

Tüm bu olumsuzluklara karşın Atatürkçüler savaşımlarını bırakmadılar. Hapse girdiler, ceza yediler, öldürüldüler ama Atatürk’ü savunmayı sürdürdüler. 

Genç kuşaklar, laiklik ilkesinin erdemini daha iyi anladılar. Atatürk’ü ve aydınlanma devrimlerini içtenlikle özümsemeye başladılar. 

Tüm bu nedenlerle toplum katmanlarında her gün daha da büyüyen bir Cumhuriyet ve aydınlanma ideali var. 

Her gün daha da büyüyen bir Atatürk var. 

CUMHURİYET