HEP KORKUTULDUK

Çocuk iken Allah korkusu ile büyütüldük.

HEP KORKUTULDUK
Bizler hep korkutulduk.
Çocuk iken Allah korkusu ile büyütüldük.
Allah çarpar, Allah taş eder, Allah yakar, Allah maymun eder, Allah rezil rüsva eder.
Allah gökten başına yıldırım atar, Allah fakir eder, Allah öldürür, Allah kahreder.
Allah belanı verir, Allah cezanı verir, Allah kör eder, sağır eder, Allah hor hakir yapar.
Hep böyle sözlerle büyütüldük.
Beyinlerimize korku verilerek, hakikatleri düşünmekten uzaklaştırıldık.
Korkularla, karamsarlıklarla, umutsuzluklarla, büyütüldük.
Ahiret korkusuyla, cehennem korkusuyla, zebani korkusuyla büyütüldük.
Korku, beynin çalışmasını engelleyen bir duygudur.
Korku; düşünmemizi, anlamamızı, şahit olmamızı, engelleyen bir duygudur.
Çocukken hep korkularla büyütüldük.
Cin korkusu, şeytan korkusu, hortlak korkusu, görünmeyen varlıklar korkusu, musallatlar korkusu ile büyütüldük.
Hep ufacık beyinlerimize Allah korkusu işlendi.
Kur’ân meâllerini de beynimize işlenen bu korkulara dayalı olarak yaptık.
Ve gün geldi Kur'ân'ı dikkatlice incelediğimizde anladık ki korkuyu veren şeytani hallerde olanlarmış.
Allah’ın anlaşılmasını istemeyenlermiş.
Anladık ki korkuyu veren şeytanmış.
Â’li İmrân Sûresi 175: “Şeytani hallerde olanlar ancak kendi dostlarını korkuturlar”
Anladık ki gönlünde korku olanlar ve bu korkuyu yayanlar Allah’ı anlamayan kimselermiş.
Haşr Sûresi 13: “Le entum eşeddu rehbeten fî sudûrihim minallâhi, zâlike bi ennehum kavmun lâ yefkahûn.”
Meâli: Elbette sizlerden; içlerinde Allah’a karşı şiddetli bir korku taşıyanlar, işte onlar Allah’ı anlayamayan kimselerdir.
Anladık ki korku, hakikatleri anlamaya engel oluyormuş.
Bakara Sûresi 114: “Bir korku içinde olanlar o hakikatlere dahil olamazlar.”
Ve anladık ki hakikatlere ulaşanlara korku yokmuş.
Neml Sûresi 10: “Ya Mûsâ! Korkma, muhakkak ki Benim katımda hakikate ulaşanlara korku yoktur.”
Ve anladık ki korku Allah’ı anlamaya engel oluyormuş.
Allah’ı anlamak ise korkutan kurtarıyormuş.
Anladık ki Allah, âyetlerini korku vermek için sunmamış.
İsrâ Sûresi 59: “Biz korku vermek için bir ayet göndermedik.”
Kur’ân’ın incelediğimizde anladık ki korku şeytandan, korkusuzluk Allah’ı idrak etmekten geliyormuş.
Kur’ân’a göre kimlerde korku yoktur:
Gönüllerinde iman yeşermiş olanlarda…
Yüzünü Allah’a dönenlerde…
Allah’a şahit olanlarda…
Fena hallerden kurtulanlarda…
Oku makamına erenlerde, okuyanlarda, anlayanlarda…
Varlıkta Allah’ın ayetlerine şahit olanlarda…
Mü’minlik makamına erenlerde…
Allah’ı evliya edinenlerde…
Varlığının sahibinin Allah olduğuna bilenlerde…
Allah’a ortak koşmayanlarda…
Kimin gönlü iyilikler içinde ise…
Kim dosdoğru Allah’ın yolu üzere ise…
Kötülük yapmayanlarda, hayırlı çalışmalarda olanlarda…
Nereye dönerse dönsün, her yerde Allah’ın cemâlini görenlerde…
Her anını Salât üzere geçirenlerde, yani her an Allah’a bağlılık şuuruyla yaşayanlarda…
Kalbinde sevgi, şefkat, merhamet olanlarda…
Annesine babasına öf bile demeyenlerde…
Kimseye zerre kadar kötülük etmeyenlerde…
Kalb kırmayanlarda...
Çevresine yardım için koşanlarda...
Bakara Sûresi 112: Bilakis kim yüzünü Allah’a döner, tüm varlığı ile teslim olursa ve o iyiliklerde olursa, artık onun karşılığı kendini vücudlandırana ait olan hakikatlerdir ve onlara korku yoktur ve onlara mahzun olmak yoktur.
Bakara Sûresi 38:“Kim dosdoğru yolumuz üzere olursa, artık onlara korku yoktur ve onlara mahzun olmak da yoktur.”
Bakara sûresi 62- “İnanan kimseler ve yol gösterenler ve yardımcı olanlar ve kendi inancını terk edip Allah’a iman eden kimseler ve sonlarına inanan kimseler ve hayırlı çalışmalarda olanlar, işte onların karşılığı; kendilerini vücudlandırana ait hakikatlerdir. Onlara korku yoktur ve onlara mahzun olmak yoktur.”
Bakara Sûresi 262- “Allah yolunda, varlığının sahibinin Allah olduğunu bilip infak edenler, sonra da eski hallerini takip etmeyenler, infak ettiklerinin Bize ait olduğunu bilenler, işte onlara sıkıntı yoktur, karşılıkları Rabbin katındandır ve onlara korku yoktur ve onlara mahzun olmak ta yoktur.“
Bakara Sûresi 277- “Muhakkak ki iman edenler ve dosdoğru hakk yolunda çalışanlar ve her an Hakk’a bağlılık şuuruyla hareket edenler ve temizlenme içinde olup kendilerinde olanı paylaşanlar, işte onların karşılıkları Rabbin katındandır ve onlara korku yoktur ve onlara mahzun olmak yoktur.”
Âl-i İmrân Sûresi 170: “Onlar; Allah’ın sunduğu hakikatlere ulaşmanın, O’nun lütuflarını anlamanın rahatlığı içindedirler. Onlar; onları takip edecek olan ve o hakikatleri anlamayı isteyenler için, sevindirici bilgiler verirler. Onlara korku yoktur ve onlar mahzunda olmazlar.”
En’âm Sûresi 48: “Artık kim iman etmiş ve arınmışsa, onlara korku yoktur ve onlara mahzun olmak da yoktur.“
Enbiyâ Sûresi 103: “Onlar mahzun olmazlar, korkuları yoktur, yüce olanı bilirler ve onlar tüm varlıktaki gücün sahibine sarılırlar.”
Mâide Sûresi 69: “Allah’a inanan kimselere yardımcı olanlar ve sonlarına inanan kimseler ve dosdoğru hakk yolunda çalışanlar, artık onlara korku yoktur ve onlara mahzun olmakta yoktur.”
Yûnus Sûresi 62: “Muhakkak ki Allah’ı evliya edinenlere korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar.”
A’râf Sûresi 35: “Kim fenalardan sakınır Allah’a ortak koşmazsa ve ıslah olursa, artık onlara korku yoktur ve onlara mahzun olmak da yoktur.”
Evet, anladık ki:
Kur'ân'ı layıkıyla anlayanlar, asla korku içinde olmazlar.
Allah'ı layıkıyla idrak edenler, asla korku içinde olmazlar.
Mü'min'lik makamına erenler, İslâm'la şereflenenler, Müslüman olarak yaşayanlar, asla korku içinde olmazlar.
İsmail DİNÇER