“Hangimizi Daha Çok Seviyorsun?”

Kardeş Kıskançlığına Karşı Ebeveynler Ne Yapmalı?

“Hangimizi Daha Çok Seviyorsun?”

Kıskançlık duygusu her yaşta insan için en temel ve başa çıkılması en zor duygulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle çocuklar sevgi ve ilgi odağını en fazla aldığı anne ve babasını kardeşleriyle paylaşmak zorunda kalabiliyor ve bu durum da kıskançlık duygusunu büyük ölçüde tetikleyebiliyor. Çocuk ve Ergen Psikoloğu İrem Bengü Yılmazcan eğer bu duygu çok yoğun ve şiddetli bir şekilde yaşanırsa, ciddi bir sorun haline gelebileceği konusunda ebeveynleri uyarıyor.

Çocuklar, duygusal gelişim süreçlerinde doğal bir şekilde sevgi, öfke, kaygı, sevinç ve kıskançlık gibi hem olumlu hem de olumsuz duyguları yaşarlar. Ancak bu duyguların deneyim sıklığı, yoğunluğu ve türü çocuğun yakın çevresindeki kişilerin davranışlarına ve çocuğun kişisel özelliklerine bağlı olarak büyük ölçüde değişkenlik gösterebilir. Çocukların kıskançlık duygusunu farklı şekillerde ifade edebileceğini belirten Moodist Hastanesi’nden Çocuk ve Ergen Psikoloğu İrem Bengü Yılmazcan, kardeşi doğmadan önce ailenin ilgi odağı olan çocuğun dünyaya gelen kardeşine alışamaması ile beraber alt ıslatma veya parmak emme gibi önceki gelişim dönemlerine geri dönme eğiliminde olabileceğinin altını çiziyor.  Psikolog Yılmazcan, “Çocuk, sevgi ve ilginin paylaşılması gerektiğini hissedebilir ya da artık eskisi gibi sevilmediğini düşünerek aileden uzaklaşabilir ve içe kapanabilir. Bu durumda çocuk, farklı yollarla dikkat çekmeye çalışabilir; yemek reddetme sorunları yaşayabilir, geceleri uykusunda kabus gördüğünü iddia edebilir, yalnız uyuyamadığını söyleyebilir” diyor.

"Hangimizi daha çok seviyorsun?" 

Kıskançlık yaşayan çocuğun sık sık ebeveynlerine veya yakın çevresine "Beni seviyor musun?" veya "Hangimizi daha çok seviyorsun?" gibi sorular yöneltebileceğini söyleyen Psikolog Yılmazcan, bu noktada ebeveynlerin "Seni daha çok seviyorum" demek yerine, çocuğun duygusunu anlamaya çalışarak her iki çocuğunun da farklı şekillerde ve çokça sevildiğini ifade etmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, çocuğa kardeşini zorla sevmesi gerektiği yönünde baskı yapılmamasının önemli olacağının altını çiziyor. 

Ebeveynlere Öneriler 

Kardeş kıskançlığının önüne geçebilmek için ebeveynlere önerilerde bulunan Psikolog İrem Bengü Yılmazcan önerilerini şöyle sıralıyor: 

1.     Çocuğu kardeşi olacağına duygusal olarak hazırlayın.

2.     Evde bazı değişiklikler olacağı konusunda çocuğa bilgi verin. Ancak bu durumun zamanla düzeleceğini de ifade edin. Örneğin; eve misafirlerin gelmesi, anne ve babanın daha fazla yorgun olması gibi… 

3.     Çocuğa kardeşi ile ilgili sorumluluklar verin. Bu durum kardeşine daha kolay alışmasına yardımcı olacaktır. 

4.     Her çocuğa bireysel zaman ayırmak oldukça önemlidir. Böylece çocuk özel olduğunu ve önemsendiğini hissedecektir. 

5.     Tüm ailenin bir arada olduğu ortak etkinlikler yapmak da bireysel etkinlikler kadar oldukça önemlidir. 

6.     Çocuğun yaşının ve gelişiminin üzerinde çocuktan bir olgunluk beklenmemelidir. Aynı zamanda eve sık sık gelen kişiler önceden bilgilendirilmeli ve çocuğa karşı uygun davranışlar sergilemeleri sağlanmalıdır.

7.     Çocuğun kardeşi ile ilgili duygularını ifade etmesine fırsat verilmelidir. Olumsuz duygularını reddetmeyin veya aşırı tepki vermeyin. 

8.     Eğer birbirlerine zarar verme durumu söz konusu değilse çocuklar arasında çatışmalar çıktığı zaman müdahale etmeyin. Kendi aralarında çözmelerine olanak tanıyın.

9.     Kardeşleri birbiri ile kıyaslamayın. Bu durum yetersiz hissetmesine neden olacaktır. 

10.  Her çocuğun güçlü ve zayıf yönleriyle kendine özgü birer birey olduğunu unutmayın.

“Hangimizi Daha Çok Seviyorsun?”

Kardeş Kıskançlığına Karşı Ebeveynler Ne Yapmalı?

Kıskançlık duygusu her yaşta insan için en temel ve başa çıkılması en zor duygulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle çocuklar sevgi ve ilgi odağını en fazla aldığı anne ve babasını kardeşleriyle paylaşmak zorunda kalabiliyor ve bu durum da kıskançlık duygusunu büyük ölçüde tetikleyebiliyor. Çocuk ve Ergen Psikoloğu İrem Bengü Yılmazcan eğer bu duygu çok yoğun ve şiddetli bir şekilde yaşanırsa, ciddi bir sorun haline gelebileceği konusunda ebeveynleri uyarıyor.

Çocuklar, duygusal gelişim süreçlerinde doğal bir şekilde sevgi, öfke, kaygı, sevinç ve kıskançlık gibi hem olumlu hem de olumsuz duyguları yaşarlar. Ancak bu duyguların deneyim sıklığı, yoğunluğu ve türü çocuğun yakın çevresindeki kişilerin davranışlarına ve çocuğun kişisel özelliklerine bağlı olarak büyük ölçüde değişkenlik gösterebilir. Çocukların kıskançlık duygusunu farklı şekillerde ifade edebileceğini belirten Moodist Hastanesi’nden Çocuk ve Ergen Psikoloğu İrem Bengü Yılmazcan, kardeşi doğmadan önce ailenin ilgi odağı olan çocuğun dünyaya gelen kardeşine alışamaması ile beraber alt ıslatma veya parmak emme gibi önceki gelişim dönemlerine geri dönme eğiliminde olabileceğinin altını çiziyor.  Psikolog Yılmazcan, “Çocuk, sevgi ve ilginin paylaşılması gerektiğini hissedebilir ya da artık eskisi gibi sevilmediğini düşünerek aileden uzaklaşabilir ve içe kapanabilir. Bu durumda çocuk, farklı yollarla dikkat çekmeye çalışabilir; yemek reddetme sorunları yaşayabilir, geceleri uykusunda kabus gördüğünü iddia edebilir, yalnız uyuyamadığını söyleyebilir” diyor.

"Hangimizi daha çok seviyorsun?" 

Kıskançlık yaşayan çocuğun sık sık ebeveynlerine veya yakın çevresine "Beni seviyor musun?" veya "Hangimizi daha çok seviyorsun?" gibi sorular yöneltebileceğini söyleyen Psikolog Yılmazcan, bu noktada ebeveynlerin "Seni daha çok seviyorum" demek yerine, çocuğun duygusunu anlamaya çalışarak her iki çocuğunun da farklı şekillerde ve çokça sevildiğini ifade etmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, çocuğa kardeşini zorla sevmesi gerektiği yönünde baskı yapılmamasının önemli olacağının altını çiziyor. 

Ebeveynlere Öneriler 

Kardeş kıskançlığının önüne geçebilmek için ebeveynlere önerilerde bulunan Psikolog İrem Bengü Yılmazcan önerilerini şöyle sıralıyor: 

1.     Çocuğu kardeşi olacağına duygusal olarak hazırlayın.

2.     Evde bazı değişiklikler olacağı konusunda çocuğa bilgi verin. Ancak bu durumun zamanla düzeleceğini de ifade edin. Örneğin; eve misafirlerin gelmesi, anne ve babanın daha fazla yorgun olması gibi… 

3.     Çocuğa kardeşi ile ilgili sorumluluklar verin. Bu durum kardeşine daha kolay alışmasına yardımcı olacaktır. 

4.     Her çocuğa bireysel zaman ayırmak oldukça önemlidir. Böylece çocuk özel olduğunu ve önemsendiğini hissedecektir. 

5.     Tüm ailenin bir arada olduğu ortak etkinlikler yapmak da bireysel etkinlikler kadar oldukça önemlidir. 

6.     Çocuğun yaşının ve gelişiminin üzerinde çocuktan bir olgunluk beklenmemelidir. Aynı zamanda eve sık sık gelen kişiler önceden bilgilendirilmeli ve çocuğa karşı uygun davranışlar sergilemeleri sağlanmalıdır.

7.     Çocuğun kardeşi ile ilgili duygularını ifade etmesine fırsat verilmelidir. Olumsuz duygularını reddetmeyin veya aşırı tepki vermeyin. 

8.     Eğer birbirlerine zarar verme durumu söz konusu değilse çocuklar arasında çatışmalar çıktığı zaman müdahale etmeyin. Kendi aralarında çözmelerine olanak tanıyın.

9.     Kardeşleri birbiri ile kıyaslamayın. Bu durum yetersiz hissetmesine neden olacaktır. 

10.  Her çocuğun güçlü ve zayıf yönleriyle kendine özgü birer birey olduğunu unutmayın.

Editöre Not: Özel Moodist Hastanesi, Şubat 2016’dan bu yana, 10 bin 200 metrekare kapalı alana sahip, 8 katlı modern binasında hizmet veriyor. Moodist, 75 yatak kapasitesi, suit ve konforlu hasta odaları, erişkin ve çocuk poliklinikleri, bağımlılık, kadın ruh sağlığı, acil psikiyatri bölümleri ve tüm psikolojik tanı testleriyle ruh sağlığına yönelik bilim ve teknolojinin gerektirdiği koşulları sağlayan, insan odaklı, tam teşekküllü özel bir psikiyatri hastanesidir. Moodist’in akademik kimliğe sahip profesör, uzman psikiyatr ve psikologlardan oluşan tedavi kadrosunda ayrıca; nöroloji, anestezi, iç hastalıkları uzmanı, diyetisyen ve tecrübeli sağlık personeli de bulunuyor.