Grileşmiş Gül Yürekli Sevdam

Yüreğimi aklımın emrine verdiğimde kim bilir o anda 

Grileşmiş Gül Yürekli Sevdam

Grileşmiş Gül Yürekli Sevdam

 
Yüreğimi aklımın emrine verdiğimde
kim bilir o anda 
zihnimde neler kurgulanacaktır.

Son bir umutla haykırsa beden
Düğüm mü? Kör düğüm mü?

Belki duygularımın saflığınla
tutacak uçurumun kenarında bir dilek
her iyi şeyde olduğu gibi
sancılı bir bekleyişin sonucu
su-i zanları kalbime davet ederek

Sen yine de gül atmaya devam et...
_____________

Bilirim hayat deli divane alıkoyar
hele ki koşulsuz sevmeyi bilene.
Belli ki ayarlanmış köstekli saat 
vuruyor demi iç güzelliğine
hep sevgi ve saygıya 
ya kırarak ...
ya da üzerek...

Kendimizi kandırmayalım sorgulayalım
mantık melekeleri ile yürek melekeleri
elimizdekinin kıymetini bilirken
neşv-ü nevayı bulmaya çalışacaktır

Ertelenen 
esirgenen selamlar
bir türlü gösterilemeyen tebessümler
’kimseye kırgın değilim’ demeler
geri durmayacak yinede vefasız sevmeler

İnsan yinede en çok istediğine ram olur 
hoyrat bir el gibi sağa sola savrulur
birde aşkın hissiyatına tercüman olduysa
çizer istikameti 
kalbinde yorulur

Akıl şirazesi şaşmış olanlarınsa
hapsedilmiş fısıltıları vardır avuçlarında!

Bıraksalar yürek bahçelerinde 
çatışır içi boş sözcükler
parmak izlerinde kalır büyüsü 
lakin öz eleştirme yapmadan
öze de dönemezler

Şimdi inadına haddi aşanlara
muhabbeti yok sayanlara
elime kalemimi alırım
’gözyaşlarından oluşur pişmanlık’
yarayı dilinle sar derim.

Eğer aklıma yenilseydim gönül
idrak edilemeyen can kime ait şimdi derdim
mazi senden kalan, tense benden
çöp sepetine atılıp ya unutulan
yakışmaz bize özümüze 
bu kadar şeklen beğenmeler

Çok şey mi bekliyoruz?
İçimizde yürüyen onca sevgi 
bilerek ama bilmeyerek
med cezirleri ile bir hayli fazla

İhanete uğramış 
onlarca insan izleri
sayfalar arası nefessiz kalışları
ellerinde ve dillerinde aynı temennileri
dört elle sarılsın diye 
sızlayan diz(e)leri.

Hayat tercihlerle sürer be sevdam!