''Giyiniriz! Bazen görünmek bazen de saklanmak için..''
Bu söz Psikolog Mutlu Barış’ın ‘Giyim Terapisti’ kitabının kapağında yazar.
Giyiniriz! Bazen görünmek bazen de saklanmak için..
Bu söz Psikolog Mutlu Barış’ın ‘Giyim Terapisti’ kitabının kapağında yazar.
Ve yine çok severek eğitimlerimde sıkça yer verdiğim Coco Chanel de bir sözünde şöyle der: “Özensiz giyindiğinizde elbiseniz fark edilir, kusursuz giyindiğinizde ise siz fark edilirsiniz”.
Hadi düşünelim, görünmek için giyindik ve kusursuz olduğu için (buradaki kusursuzu ayrıca inceleyeceğiz) girdiğiniz ortamda kendiniz olarak iyi bir etki bıraktınız. Tebrikler.
Peki ya fark edilmemek için giyinmeyi tercih ettiğiniz o gün, özensiz de olduğunuz için kıyafetiniz çok dikkat çekerse ne olur?
Belki baştan aşağıya nötr renkler tercih ettiniz (çünkü Bige Hanım açık gri gibi nötr renkler sizi görünmez kılabilir demişti ve aynı zamanda bu renk sizi solgun gösterirken, kesim olarak bedeninize çok da uymayarak adeta bağıran bir seçim oldu. Sizi her gören “iyi misin hasta gibi görünüyorsun” dediğinde sizce saklanabilir misiniz?
Ya da o gün network için önemli bir toplantıya gidiyorsunuz ve görünerek etki bırakmayı hatta yeni bağlantılar kurmayı hedefliyorsunuz. Çok beğendiğiniz ve çarpıcı renkte bir kıyafet tercih ettiniz (kırmızı, turuncu ya da sarı gibi).
Ancak ne o rengin tonu sizi tamamlıyor ne de kıyafetin kesimi bedeninizi. İşte böyle bir durumda her karşılaştığınız kişi kıyafetinizi soruyorsa, sohbet onunla başlayıp nereden aldığınız gibi konulara uzanıyorsa, buna da ‘özensiz’ bir seçim diyoruz. Ve maalesef hedefinize giderken sizi desteklemeyen bir seçim oluyor.
Oysa bedeninizi tanıyarak yaptığınız her seçim, “siz” olarak etki gücünüzü destekler ve hedeflediğiniz bağlantılar için önünüzdeki kapıları açmakta size yardımcı olur.
O zaman tekrar soruyorum, acaba siz bugün görünmek için mi yoksa saklanmak için mi giyindiniz?
Keyifli ve renkli bir haftasonu diliyorum.