GİDEN ŞANLI AKINCI, ELBET BİR GÜN DÖNER YURDUNA

Yunus bilgenin: ”Ten fanidir, can ölmez, çün gitti geri gelmez

GİDEN ŞANLI AKINCI, ELBET BİR GÜN DÖNER YURDUNA
GİDEN ŞANLI AKINCI, ELBET BİR GÜN DÖNER YURDUNA
Nurullah Çetin
Bilge Kağan atanın: “Zamanı Tanrı yaşar, insanoğlu hep ölmek için yaratılmış.” tespitini çağımıza tercüme ederek taşıyan ve “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” Diyen, bağımsız, millî Türk devletinin yolbaşçısı Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk, Müslüman Türk milletine dilini ve dinini, milliyetini ve kimliğini, şahsiyetini ve bütün kutsallarını özgürce yaşayabileceği bir vatan ve devlet bırakarak içine doğduğu milletine, ekmeğini yeyip suyunu içtiği vatanına, yaratıcısı olan Allah'ına borcunu ödeyerek mekân değiştirdiği gündür bugün.
Yunus bilgenin:
”Ten fanidir, can ölmez, çün gitti geri gelmez
Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil”
Şeklindeki muhteşem mısraları gereğince halaskâr Gazi’nin bıraktığı Türk milletinin canına can katan hür ve bağımsız yaşama mirası, Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti, Türk’ün bedenine can olmaya devam ediyor.
Milliyetimizin öncü şairi Yahya Kemal Beyatlı’nın:
“Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.”
Mısralarının verdiği ilhamla, vatan ve millet mistiği, ölmezliği düşünmeden saldırıp bir daha dönmeyerek kahramanlaşan Türk fedaisi Atatürk’ün fani ömrünün bitişinden sonra, milliyetsizlerin dağıtmaya çalıştığı millî Türk devletinin bütün yapraklarını, çiçeklerini ve kuşlarını yeniden derleyip toparlama ve aziz vatanımızı yeniden şen ve şakrak bir Türk yurduna döndürme azim ve iradesini taşıyan dipdiri bir Türk gençliği nöbeti devralıyor.
Hilmi Yavuz’un “Hüzün ki en çok yakışandır bize” vecizesinin ışığında Ata’nın kutlu, tam bağımsız, şahsiyetli ve millî Türk devleti mirasına yeterince sahip çıkamamanın derin hüznü bizi ümitsizliğe sevketmiyor; bilakis titretip kendimize döndürmek gibi bir işlev görüyor.
Şimdi Türk erleri, bağırıp yakalarını yırtmadan bozkurtlar gibi uluşuyorlar. Kısık sesleriyle: “Ata’nın tam bağımsız, millî, tekli, merkezî Türkiye Cumhuriyeti Devletini kıyamete kadar büyütüp geliştirerek korumaya söz verdik” diye haykırıyorlar.
Bir 2 kişi görseli olabilir