Geçmişte Kadınların Ne Kadar Avlandığı Abartılmış Olabilir
Kadın avcılar kuraldan ziyade istisnaydı.
Yeni bir çalışma, son yıllardaki araştırmaların avcı toplayıcı toplumlarda kadınların ne kadar avladığını abarttığını iddia ediyor.
Son yıllarda, kadınların genellikle avcılığın ayrılmaz bir parçası olduğunu ve yalnızca meyve toplayan toplayıcılar olmadığını savunarak, avcı-toplayıcı toplumların varsayılan cinsiyet rollerine meydan okuyan bazı araştırmalar görüldü. Ancak yeni bir çalışma bu araştırmalardan bazılarının iddialarını abartmış olabileceğini öne sürüyor.
Geçtiğimiz yıl, etkili bir çalışma, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika, Avustralya, Asya ve Okyanusya’daki yerli halklar da dahil olmak üzere, dünyanın dört bir yanından 63 günümüzün toplayıcı toplumuna ilişkin verileri inceledi.
Araştırmacılar bu toplumların yüzde 79’unda kadınların aktif olarak avlandığı sonucuna vardılar. Dahası, avcılığın en önemli geçim kaynağı olarak kabul edildiği toplumlarda kadınlar yüzde 100 oranında aktif olarak avcılığa katılıyordu.
Son çalışmada ise bir grup araştırmacı, sonuçların metodolojik kusurlara ve seçim yanlılığına dayandığını ileri sürerek 2023 çalışmasına karşı çıkıyor. Araştırmacılar, 2023 tarihli çalışmayı tekrarlamaya çalıştılar ancak tamamen farklı bir sonuca vardılar: Kadın avcılar kuraldan ziyade istisnaydı.
(İlgili: Araştırmalar Kadınların da Avcı Olduğunu Gösteriyor)
Araştırmacılar, önceki çalışmanın avcılıkla ilgili “aşikar” bilgilerin mevcut olduğu bir etnografik veri tabanından yararlandığını, bunun da seçim yanlılığı ve yanıltıcı bir sonuca yol açtığını iddia ediyor. Ayrıca, makalenin vardığı sonuçları zayıflattığını söyledikleri “çok sayıda kodlama hatası” da tespit ettiler.
Çalışmanın yazarları, “Çeşitli avcı-toplayıcı uzmanlarından oluşan bir grup olarak, toplayıcı toplumlarda cinsiyete dayalı işbölümünün bulunmadığı veya zayıf olduğu yönündeki iddiaların ampirik kanıtlarla çeliştiğini görüyoruz.” diyor.
“Cinsiyete dayalı iş bölümü, bilinen her çağdaş avcı-toplayıcı toplumun bir özelliği. Cinsiyet rolleri kesinlikle esnek olsa ve kadın avına ilişkin öne çıkan ve iyi çalışılmış vakalar mevcut olsa da, avlananlar daha çok erkekler oluyor.”
Yine de araştırmacılar, avcı-toplayıcı toplumlarda kadınların asla avlanmadığı şeklindeki modası geçmiş düşünceyi ortadan kaldırmanın önemli olduğunu ve erkeklerin avcılıktaki hakimiyetinin geçmişte muhtemelen abartıldığını öne sürüyor.
Geçtiğimiz birkaç yılda yapılan birçok çalışma, tarihöncesi avcı-toplayıcı kültürlerin çoğunda kadınların avlandığını ileri sürdü. Bunlardan en önemlisi, Peru’nun And Dağları’nın dağlık bölgelerindeki 9.000 yıllık bir mezar alanında, azımsanamayacak sayıda kadının büyük av hayvanlarının avcısı olduğunu öne süren 2020 yılında yapılan bir araştırmaydı.
Kadınlar sıklıkla keskinleştirilmiş silahlar ve deri kazıyıcı aletler gibi taş uçları içeren büyük hayvan avlarına ait alet takımıyla birlikte gömülüyordu; bu da büyük hayvan avının hayatlarının ayrılmaz bir parçası olduğunu gösteriyordu.
Ancak bunun norm olup olmadığı tartışmaya açık.
Bu son çalışma, geçmişte kalmış fikirlerin önceki sonuçlarımızı nasıl şekillendirdiğini görmek için dünyayı sürekli olarak yeniden değerlendirmenin hayati önem taşıdığına inanıyor. Ancak aynı şekilde, günümüzün zihniyetinin de muhtemelen algılarımızı gölgeleyeceği konusunda dikkatli olmalıyız.
Çalışmanın yazarları, “Batılılaşmış emek anlayışlarını ve bunların değerini toplayıcı toplumlara yansıtan etnografik revizyonizme karşı uyarıda bulunuyoruz.” diyor.