"Fine tuning".. Türkçesi "İnce ayar" anlamına geliyor.

İklim krizi bizi bazı şeylerden mahrum bırakacak.

"Fine tuning".. Türkçesi "İnce ayar" anlamına geliyor.
Mesela parmaklarımızı kontrol eden nöronlar, ayak parmaklarımızı aynı hassasiyette ve ince ayarda kontrol etmiyor. Ya da kollarımızı kontrol eden nöronlar, aynı hassasiyette ayaklarımızı kontrol etmiyor. Dudaklarımızdaki çevreyi algılayan nöronlar kadar çalışmıyor sırt derimizdeki nöronlar..

Yaşamımızda bizi biz yapan davranışlarımızın değişmesi için de aslında "ince ayar" düzeninde ilerlememiz gerekiyor. Mesela yulaftan nefret ediyorsak, öncelikle sabah kahvaltılarında küçük porsiyonlarla, gerekirse 1 kaşıkla, sonrasında 1,5-2-3 derken kendimizi o gıdaya "adapte" ederek değişikliği nihailendirmeliyiz. Vücudumuz için yapmamız gereken ince ayarların sayısı o kadar ama o kadar fazla ki. Günde atacağımız adımların sayısı.. Eğer egzersiz yapıyorsak ilk başlarda yapacağımız egzersizlerin dozları..

İklim krizi bizi bazı şeylerden mahrum bırakacak. Özellikle gıda alanında çok büyük değişimler bizleri bekliyor. Süt hiç bir zaman ucuzlamayacak mesela.. 22-35 TL bandını aşıp, belki 40 bandına yerleşecek. Peynir deseniz öyle.

Pirzola-bonfile gibi daha özel etler mesela şu an 400-500 TL bandında. Bizim geleneğimizin bir ürünü olan pastırma mesela.. Sizce ne kadar? Fiyatlarına az önce baktım ama buraya yazmak istemedim. Olamaz dedim ama olmuş bile.

İklim krizi kelebek etkisi yaşatan bir süreç aslında. Yani minicik bir çipin üretilememesi, devasa ölçeklerde araba üretimlerini etkileyebiliyor. Molibden madenlerinde yaşanabilecek bir enerji problemi, tüm paslanmaz çelik üretimini tamamen durdurabilecek güçte örneğin..

Bunlar gibi daha binlerce örnek sayabilirim. Özetle, biz değişmeliyiz. Tükettiklerimiz değişmeli, kullandıklarımız değişmeli, yaşamlarımız değişmeli. Hem de alabildiğine. En güçlü şekilde. O nedenle bize her gün bir adım daha attıracak değişimleri beynimize işlemeliyiz. Güçlü değişimler bir anda, ama en güçlü ve kalıcı değişimler yavaş yavaş gerçekleşir.

Bu değişimleri gerçekleştirmek ve beynimizi çok daha rahat bir şekilde değişikliklere adapte edebilmek için ürünler geliştirmeye başladık ve devam da ediyoruz.(https://lnkd.in/dmZyHzKc).

Doğada bulunan ve beynimizi değişime adapte edebileceğimiz, değişimin yarattığı stresle mücadele edebileceğimiz aktif moleküller bu süreçte çok önemli. Ve sonrası..

Bitkisel proteinler, öğün yerine geçen gıdalar, sürdürülebilir ve çok etkili kozmetikler daha yüzlercesi.. Onlar da hazırlanıyor.

Biliyoruz, 2023 ve sonrası daha da zor. Biz bugüne olduğu kadar, geleceğe daha çok hazırlanıyoruz. Çok sevdiğim bir abimin bir sözü vardı, hiç unutmam. "Gelecek geldi Can" derdi. Düşlediğin o gelecek geldi. Ve şimdi sizin zamanınız derdi. Yani gençlerin, bu ülke için "yenillik" yapanların zamanı geldi.

Değişimin ince ayarlarını kendi tercihlerinizde yapmaya başlayın. Buğdaydan arınıp mesela enerji kaynağı olarak yulafa yönelin örneğin. İlk değişim.

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc),
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok