Elhamra Sarayı nasıl Endülüs demekse Federico Garcia Lorca'da İspanya demek...

Elhamra Sarayı nasıl Endülüs demekse Federico Garcia Lorca'da İspanya demek...

Ben hissettiğimi yazmak istiyorum. Normal bir giriş, herhangi bir olağanüstülük hissetmiyor insan. Bahçede narenciye ağaçlarını geçip içeri girince dondum kaldım hayretler içerisinde. Rüyada hissettim, gerçek olamayacak kadar nasıl bu kadar güzel olabilir inanamadım. Kralın kendisini ve yakınlarını savaş sırasında tamamen dış dünyaya kapattığı sarayında gerekli sebze, meyveyi yetiştirip, su kanalları ile aylarca hiç bir kaynağa ihtiyaç duymadan yaşayabileceği kendi kendine yeten bir mekan. Elhamra Sarayı...Su ve yeşilin buluştuğu, doğal çevreye uyumlu, içiçe geçmiş yapısı, bir çok el sanatı ile (mozaik, taş ve tahta işleme, çini), olağanüstü süslemelerin olduğu eşsiz bir saray... Aslında günlerce gezseniz bitmeyecek büyülü bir mimari eser.

Elhamra Sarayı nasıl Endülüs demekse Federico Garcia Lorca'da İspanya demek...

Sarayın pencerelerinden Granada'yı seyrederken birazdan gideceğimiz Cordoba aklıma aşırı milliyetçiler tarafından 38 yaşında öldürülen
Federico Garcia Lorca'yı getirdi. Şiirlerinde yaşama tutkusu, geleneksel İspanyol yaşamının sorunlarını, kültürünü işleyişi, doğa sevgisi...neler yok ki. Onun doğduğu yaşadığı köyünü göremesemde Cordoba'nın çiçekli sokağında Zülfü Livaneli'nin seslendirdiği ''Atlı' şiirinin nameleriyle, vatanına duyduğu özlemi hissederek yürüdüm.

"Ay kocaman at kara
Torbamda zeytin kara
Bilirim de yolları
Varamam Cordoba’ya
Ova da geçtim yel geçtim
Ay kırmızı at kara
Ölüm gözler yolumu
Cordoba surlarında"

Eski uygarlıkların izleriyle yaşayan bu kentler insan ve kent arasındaki kopmaz ilişkiyi, birlikte varolduklarını nasıl güzel anlatıyor.

Dr. Nejla Kılınç, PhD

'Ufuk Planlama' Kurucusu, Şehir Plancısı (A Grubu), Öğretim Görevlisi, Yazar