Eğitim ve iş hayatı uygulaması ve bunun olmayan özellikleri ülkemize zarar veren en önemli unsurdur!

Suriyeliler geri dönüş yapıyorlar…

Eğitim ve iş hayatı uygulaması ve bunun olmayan özellikleri ülkemize zarar veren en önemli unsurdur!

Suriyeliler geri dönüş yapıyorlar…Şimdi de bazı küçük firmalar eleman kaybettikleri için ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Sahipleri de Suriyeleri istemeyenleri suçluyor…Düşünün ne haldeyiz….

Sizinle önemli bazı gerçekleri paylaşmak isterim.

Örnek olarak iki güçlü ekonominin sahibi olan iki ülkeden örnekler vereceğim (ABD ve Kanada). Ona göre neleri nasıl ve neden bu kadar hatalı yaptığımızı açıklayabilirim.

Amerika’da 5 çocuktan en az bir kişi 14 yaşından itibaren part-time çalışmaya başlar. Bunun fakirlik ve zenginlikle hiçbir ilgisi yoktur! Bu süreç üniversiteyi bitirinceye kadar sürer!

90 milyonluk ülkemizde çalışan ihtiyacını eğer dışardan alıyoruz ve ülkemizdeki işsizlik Türkiye İstatistik Kurumu’nun İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı ekim ayında bir önceki aya göre 61 bin kişi artarak 3 milyon 175 bin kişi olmuş. İşsizlik oranı ise 0,1 puan artarak %8,8 seviyesinde gerçekleşmiş.

Geçen gün yazdığım bir makalede üniversite mezunu olan bir gencin söylediklerini hatırlarsınız. “Keşke okumasaydım, okumayanlar dünyada daha ileri gidiyor” demişti maaşlar düşük olduğu için.

Gerçek örnek vermek isterim. Oğlum Toronto’da orta okuldayken kendi isteğiyle bizi ikna etmiş ve sabahları gazete dağıtımı yapmaya başlamıştı. Her çocuk gibi o da McDonalds’ da bile çalışmıştı. Sonra müşteri hizmetlerinde çalıştı Üniversiteyi bitirinceye kadar. Tamamen kendi kararıydı. Bu oraları için o kadar normal bir şey ki!  Para amaçlı değil, tecrübe edinmek amacıydı tüm bunlar. Kazandıkları parayla da kendilerine istediklerini de alabiliyorlardı. Sonuçta en az beş yıllık bir “iş tecrübesi” kazanmıştı. İstediği Üniversiteye de rahatlıkla girdi tecrübesi olduğu için.

Liseden sonra Üniversiteye girerken bile okullar iş tecrübesi olup olmadığını sorarlar….

Bugün NewYorkTimes bir makale yazmış bu çocuklarla röportaj yaparak. Aşağıda neden gençlerin bunu yaptıklarını soruyorlardı. Aşağıda bir bölümünü onlarin agzindan özetle listelemek isterim:

  • " İşim kişisel olarak bana birçok yönden yardımcı oldu, başlamadan önce çok utangaçtım ve şimdi kendime daha çok güveniyorum"
  • "Tanımadığım insanlarla iletişim becerilerini öğrendim"
  • "Kişisel bir bakış açısıyla, yaz aylarında haftada yaklaşık üç kez ve okul yılı boyunca iki kez çalışıyorum ve restoran endüstrisinde çalıştığım için topluluk önünde konuşmamı geliştirdim - sorumluluk almanın yanı sıra her zaman ortaya çıkıyorum. Bu, lise öğrencilerini dengeli bir program oluşturmaları için etkileyecek bir iş ahlakını teşvik eder ve iş etiğinin önemini anlayacaklardır."
  • "Bir işten öğrendiğim en önemli nitelikler sorumluluk, bir ekip içinde çalışmayı öğrenmek, liderlik, sesimi konuşmayı öğrenmek ve kendime inanmak. Benim için bunlar, logaritmik bir denklemde x'in neye eşit olduğunu veya Jamestown'u kimin kurduğunu öğrenmekten daha önemlidir"
  • "Kış aylarında, okuldan sonraki çoğu gün yerel bir kayak tepesinde kayak eğitmeni olarak çalışıyorum, bu beni üretken olmaya teşvik ediyor ve aynı zamanda zaman yönetimini ve bir iş sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamama yardımcı oluyor."
  • "Bazı sosyal becerilerimi çalışarak öğrendim ve deneyimlerden kendim hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi oldum. Okulda yaşayabildiğim tek ilişki aile üyelerim, arkadaşlarım ve öğretmenlerimle oldu. İlk yarı zamanlı işe başladığımda, yöneticim ve müşterilerimle nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Daha önce hiç bu pozisyonda olmamıştım, beni denetlemesi gereken biriyle birlikteydim ve gözlemlendiğimi hissettim ve bu düşünceler beni daha da beceriksiz yapıyordu. Bir kez alıştıktan sonra, artık çok da önemli değildi, ancak müşteri hizmetleri işlerine uymadığıma dair net bir fikrim vardı."
  • "Her öğrencinin, özellikle lisede, yarı zamanlı bir iş fırsatına sahip olması gerektiğine inanıyorum. Öğrencilere her zaman "gerçek dünyaya hazır olmaları" söylenir, burada her şey sadece onlara teslim edilmeyecek. Yarı zamanlı işlerin öğrencileri buna hazırlamanın harika bir yolu olduğunu düşünüyorum."

Ülkemiz tam tersini yapıyor. Aileler çocuklarının okurken çalışmasını herhalde zayıflık olarak alıyor yani düşürüyor çocuklarını diye bir algı var.. "Yazık onlara yorulmasınlar" diyorlar belki….

Ama en büyük kötülüğü yapıyoruz onlara…Kız ve erkek hepsi bu ön iş hayatını mutlaka yaşamalıdır. Sonuçta faydalar da şunlardır:

1. Para bilinci. Kişinin kişisel mali durumunu nasıl idare edeceğini öğrenmek, sınıfta en iyi öğrenilen bir beceri değildir.

2. Sorumluluk ve zaman yönetimini öğrenin. İşe geç gelirseniz veya hiç gelmezseniz, muhtemelen birileri size çok kızacaktır

3. Zor insanlarla başa çıkın. Yanlış bir emir yüzünden biri tarafından bağırılmak ya da insanlara zor kişiliklerle nasıl öğreneceklerini öğretmek için uzun süre beklemek gibisi yoktur.

4. Kolejler, öğrencilerin gerçek dünya deneyimine sahip olduklarını, konfor alanlarından çıktıklarını ve önemli yaşam becerileri öğrendiklerini görmeyi severler. Bu muhtemelen üniversiteyi daha ciddiye alacağınız anlamına gelir

5. Gençlerin bir işe girdiklerinde öğrendikleri en önemli şey bağımsızlıktır, en çok arzuladıkları ama çoğu zaman bir işe sahip olduklarında ne yapacaklarını bilemedikleri bir şeydir. Bir iş aynı zamanda onlara hayatlarında ne yapmak istediklerini gösterebilir ve aynı derecede önemli olarak, hayatlarını tam olarak nasıl geçirmek istemediklerini gösterebilir. Her ikisi de değerli öğrenmelerdir!

Bu nedenle, lise ve üniversitede çalışmayı caydırmak yerine, onlari teşvik edin. Çocuklarımızı "Dünya Vatandaşı" olarak yetiştirmeliyiz, onlara gurur ve güç veren, kendilerine güven veren, bol bilgi, tecrübe ve empati sahibi nesiller olarak!

Bunun değişimi için yeni kanunlar çıkarılmasına lüzum yok. Bu aileden başlaması lazım ve okullarda eğitimcilerin bunu teşvik etmesi lazım. Göreceksiniz yeni nesil tamamen kendiyle barışık etik ve gururlu olarak coşkuyla hayattan ne istediğine kendi karar verir. Mesleğinde daha başarı kazanır. Vizyonunu tanımlar başkalarını taklit etmek zorunda kalmaz.

Büyük bir değişim bizim için ama yapmalıyız. Ülkeler sadece üretimle güçlenmiyor aynı zamanda iş gücüne daha da etkin elemanlar katarak kazaniyor. Bunun bir sonucu da ABD’ de StartUp’lar 250000…. her sene de artıyor. Küçük işletmeler çok fazla….senelerce devam ediyorlar….

Ekonomik güç dediğimiz böyle kazanılır…Sadece ünlü markalarla olmaz!

Ama bizim maaşı az bulduğu için üzülen kızımız dünya çalışmadan daha ileri gidiyor diyebiliyor! Çünkü okullarda da bunlar anlatılmıyor!

Ülkemiz Suriye değil! Ülkemiz Gelişen Ülkeler sınıfından Gelişmiş Ülkelere Geçmek Zorunda. Bu bizim vazifemiz. Ancak biz bireyler olarak bunu yapabiliriz.

Eğitim Para Kazanma Yolu değildir! Bilgilenmek ve güçlenmek içindir! Para araçtır ve arkadan gelir nekadar geliştirirsek kendimizi maaşlarımız da artabilir ama en önemlisi tam bir güven sahibi ve hayatını istediği gibi kurabilen bireyler yetiştiririz.

Ozet: Bir eğitim alırken çalışmak, pratik iş deneyimi sunarak, zaman yönetimi becerilerini geliştirerek, masrafları karşılamak için gelir elde ederek, profesyonel bir ağ oluşturarak ve sınıf öğrenimine gerçek dünya bağlamı sağlayarak potansiyel olarak akademik performansı iyileştirerek önemli bir değer sağlar; Esasen öğrencilerin sadece teorik bilgilerin ötesinde değerli beceriler geliştirmelerine yardımcı olurken aynı zamanda finansal sorumlulukları da yönetebilir.

Var misiniz degisime?

Gail Onat

Strategic Marketing Executive, BA, BSc, MBA