Duygusal yoksunluk görülebiliyor

Kişinin kendini eleştirmesi de gerekiyor

Duygusal yoksunluk görülebiliyor

Eleştirel düşüncenin, problemleri doğru tespit edebilmek ve onlara doğru çözümler bulmak için yapılması gerektiğini belirten uzmanlar, toplumda “eleştiri” kelimesinin maalesef negatif bir içerik kazandığına dikkat çekiyor. Uzmanlar, eleştirel düşüncenin yıkıcı ve negatif bir düşünme biçimi olmadığını vurgulayarak “Aksine inşa edici bir süreçtir. Eleştirel düşünebilen bir insan problemleri titiz, sabırlı ve kuşatıcı bir biçimde ele almaya özen gösterir.” dedi. Her insanın hayata dair farklı yaklaşımları olduğunu kaydeden uzmanlar, eleştirel düşüncenin, bu farklılıkların bilincinde olmayı ve ben-merkezci yaklaşımlarımdan uzak durmayı gerektirdiğine dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi Felsefe Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, eleştirel düşünce kavramına ilişkin değerlendirmede bulundu.

 

Eleştirel düşünce entelektüel bir tutumdur

 

Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, eleştirel düşüncenin entelektüel bir tutum olduğunu ve eğitimli insanların ayırt edici vasıflarının başında geldiğini söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, “Eleştiri bir düşüncenin, konunun, kişinin, kurumun ya da eserin değerini takdir edebilmek için yapılır. Eleştiri sayesinde düşünce dünyamızı zenginleştirmek ve sınırlarımızı genişletmek üzere yeni yollar keşfederiz. Eleştiri yeni anlatım biçimleri ve yeni yöntemler için bize ilhamlar verir.” dedi.

 

Eleştiride amaç doğru ile yanlışı ayırt edebilmektir

 

Eleştirinin daha iyi anlama ve açıklama için yapıldığını kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, “Buradaki temel amaç doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini ayırt edebilmek ve elde edilen sonucu bireysel, toplumsal ve kültürel belleğe yerleştirebilmektir. Eleştirel yaklaşım düşünce, sanat, bilim ve din gibi alanların gelişimine daima katkıda bulunur.” dedi.

 

Eleştirmek, kritik etmekle eş anlamlı

 

“Eleştirmek” sözcüğünün kökeninde “elemek” fiili bulunduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, “Elemek bir fikir, inanç, duygu ya da eserin diğerlerinden ayrılan ya da diğerleriyle benzeşen değerli ya da kusurlu yanlarının ortaya çıkarılması anlamına gelir. Eleştirmek sözcüğü ile eş anlamı olan ‘kritik etmek’ ve ‘tenkit etmek’ fiilleri de benzer anlamlar içerir. ‘Kritik’ Yunanca ayırt etmek ve yargılamak anlamına gelen ‘kritikós’ sözcüğünden türemiştir ve tefrik, idrak ve yargılama süreçlerini içerir. Eskiden kullanılan ‘tenkit’ ise Arapça sahte parayı gerçeğinden ayırt etmek anlamına gelen ‘nakd’ ve ‘intikad’ sözcüklerinden türemiştir.” dedi.

 

Eleştiride önemli olanın bir konunun farklı yönlerinin, farklı sebeplerinin ve sonuçlarının ve farklı türlerinin anlaşılması, bunların ortaya konması ve diğerlerinden ayırt edilmesi olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, “Bu ayırt etme ve kavrama işlemi bir yargı süreciyle neticelenmektedir. Önemli olan doğru, isabetli ve kuşatıcı yargılara ulaşabilmektir. Tüm bunları yapmak elbette en başta bilgi sahibi olmayı gerektirir. Derin bir birikime ve metoda sahip olmadan eleştirel düşünce sürecini işletmek mümkün değildir.” diye konuştu.

 

Eleştirel düşünce açık fikirli olmayı gerektirir

 

Eleştirel düşüncenin, ileri sürülen iddiaların temellerini soruşturmayı ve açık fikirli olmayı gerektirdiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, “Toplumda zaman içinde yerleşmiş bazı önyargılar ve klişeler, ister istemez bireyleri de etkisi altına alabilir. Eleştirel düşünce becerisini kazanmış bir insan bu önyargılardan ve basmakalıp düşünme biçimlerinden uzak durmaya ve zihnini arındırmaya özen gösterir. Burada önemli olan husus düşüncelerin akıl ve mantık kurallarına göre temellendirilmesidir.” dedi.

 

Eleştirel düşünce farklılıkların bilincinde olmayı gerektiriyor

 

Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, “Her insanın hayata dair farklı yaklaşımları vardır. İnsanların düşünce biçimleri, duyguları, arzuları, inançları ve mensubiyetleri çeşitlilik arz eder. Bu farklılıklar kültür, din, coğrafya, tarih, sosyoloji ve siyasal yapının farklılığından kaynaklanır. Eleştirel düşünce bu farklılıkların bilincinde olmayı ve ben-merkezci yaklaşımlarımdan uzak durmayı gerektirir.” dedi.

 

Eleştiri, inşa edici bir süreçtir

 

Toplumda “eleştiri” kelimesinin maalesef negatif bir içerik kazandığına dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, “Oysa eleştirel düşünce yıkıcı ve negatif bir düşünme biçimi değildir. Aksine inşa edici bir süreçtir. Eleştirel düşünebilen bir insan problemleri titiz, sabırlı ve kuşatıcı bir biçimde ele almaya özen gösterir. Eleştirel düşünce, problemleri doğru tespit edebilmek ve onlara doğru çözümler bulmak için yapılmalıdır. Bunu yapabilmek için uygun bilgileri, sağlam delilleri ve doğru tanımları bir araya getirmek gerekir. Mevcut durumu farklı yönleriyle tartışmak ve bunları yorumlamak önemlidir. Bunu yaparken subjektif olmaktan uzak durulmalı ve ideolojik fanatizmden kaçınılmalıdır.” dedi.

 

Kişinin kendini eleştirmesi de gerekiyor

 

Eleştirel düşüncenin sadece kendi dışımızdaki kişileri, düşünceleri veya kurumları eleştirmeyi değil, aynı zamanda kendimizi de eleştirebilmeyi gerekli kıldığını kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Ömer Osmanoğlu, “Düşüncelerini eleştirilere kapatmış birisi kibirli, anlayışsız veya hoşgörüsüz, yeni bilgi ve yorumlara ilgisiz ve kayıtsız bir karakter sergilemiş olur. Oysa eleştirel düşünceyi benimsemiş bir insan hakikati seven ve onu arayan araştırmacı bir kişiliğe sahiptir. Hakikate saygılı, aklına güvenen, analitik ve sistematik düşünen bir insan aynı zamanda tarafsızlık özelliğine de sahip olur. Eleştirel düşünce sayesinde tevazu ve empati sahibi, sebatkâr ve disiplinli, cesur ve saygılı davranış özellikler sergilemiş oluruz. Eleştirel düşünceyi benimsemiş bir insan bu türden olumlu karakter özelliklerini entelektüel bir alışkanlık haline getirmiş olur.” diye konuştu.