DUR - DÜŞÜN - OL..!!!

Kamil insan ölümden korkmaz. Kamil insan aslına dönmek ister.

DUR - DÜŞÜN - OL..!!!
DUR - DÜŞÜN - OL..!!!
Hayvani ruh kalbinde hakim olursa insan ölümden korkar. Nefsine uyan insan dünyayı çok sever. Nefsine uyan insan malı, mülkü hayatı çok sever. Hayvani ruh yenilirse, insan kamil olur.
Kamil insan ölümden korkmaz. Kamil insan aslına dönmek ister. İnsan ruhu bir hazinedir. Bedenin ölmesi ile ruh ölmez. Bunların özü nasıl şırası ise insanında özü, şırası ruhtur. Ruh bedenden ayrılınca hızlı hareket eder. Her iki alemi de görür. Uyku yarı ölümdür. Rüya ile berzah alemine gidilir. Beden ruha yüktür. Ruh bedende hapistir. Onun için bazı insanlar ruhum sıkılıyor derler.
Bu dünya ağaçtır, insan onun meyvesidir. Ham meyve, hayvani ruh olmamış insana benzer. Tatsızdır, kabadır, gevezedir. Olgun meyve İnsan-ı Kamil'e benzer. Ağaçtan düşmek ister. Özgür kalmak ister. Eksik hayvani ruhtur. Hayvani ruh dünyaya yapışıktır dünyacıdır. Hayatı boş işlerle geçer. Sürekli boş boş konuşur. Kendini över başkalarının kötülüklerini anlatır. Halbuki başkaları ona ayna olmuştur. Aslında kendini anlatıyor, gafil olduğu için haberi yoktur.
İrfan sahipleri bu dünyada misafir misalidir. Kamiller dünyaya fazla değer vermezler. Kamiller, ölmeden önce ölümü tadanlardır.
Rüyada şehirler, dağlar, evler ve ağaçları seyrederiz. Rüyada bazen korkar, bazen üzülürüz, bazen de kan ter içinde kalırız. Ölümden sonra bir insan berzah alemine gittiği vakit, dünyada ki amelleri, fiilleri ahlakının aynısıyla, aynı huyla yaşamaya devam eder. Güzellik, iyilik, iyi ahlak hep bakidir. Eğer bir insanın hayatı şerli ve zalim ise çeşitli notlarla insanları küçük görüp kendini övdü ise, berzah aleminde de bunlar kendisine ayna olup azaplar içinde kalır. Berzah aleminde lezzet, acılar, zahmetler tıpkı hayattaki bir insanın rüyada gördüğü lezzet ve duyduğu acı, rahat ve zahmetler gibidir. Ölümün haşre kadar olan haliyle hayatta olan insanın uykudan uyanmış hali birbirinin aynısıdır. Uyku ile ölüm birdir. Uyku da bir nevi geçici ölüm halidir.
Her ruhun bir yeri ve derecesi vardır. İnsan özünü bilmelidir. Sen toprak değilsin. Cisim değilsin. Sen aslında temiz idin. Sen Hakk'ın özüsün. Sen kainatın özü, gizli hazinesin. Sen kainatın meyvesisin. Sen öyle bir çekirdeksin ki, kainat sende saklıdır.
Allah alemlere sığmadı insanın özüne sığdı. Bunları bilen kamiller için ölüm, Hz. Mevlana’nın dediği gibi bir buluşma gecesidir.
Nefsini bilen Rabb’ini bilir. Allah'ın bir ismi Celal bir ismi de Cemal’dir. Celal isminin karşılığı cehennemdir. Cemal isminin karşılığı ise cennettir. Allah bütün isimlerini insanda toplamıştır. Allah bütün isimlerini insana öğretmiştir. Celal ve Cemal sıfatları insanda mevcuttur. Bir insanda Celal ismi galip gelirse hayatı boyunca kötü işler yapar. Ölünce yeri cehennemdir. Eğer insanda Cemal ismi galip gelirse iyi işler yapar yeri cennettir. Bu insanın vasfı meleklerin vasfıdır.
İkinci dirilişte insan suretinde haşr olurlar. Ve yeri cennet olur. Eğer insan ruhu Celal sıfatını almışsa onun adına hayvani ruh, şeytan denir. Cemal sıfatını almışsa iyilik, güzellikler meydana gelir yeri cennettir. Meleklerin vasfı vardır. Cemal sıfatı Rahman’dır. Cemal, İnsan-ı Kamil'dir. Hayvani nefis, cehennemdir. Cennet ise candır. Nefis aleminde kalan insan azapta kalır. Kalp ve can makamı huzur, cennet nimetidir.
Tevhidi anlayanlar bu dünyada cenneti yaşayanlardır. Mal, para hırsı dine zarar verir. İnsanlar gaflet uykusundadır. İnsanlar ölünce uyanırlar. Kamil dünyaya bağlanmaz. Ahiret sevgisi ile dünyayı terk etmez. İkisini uçağın iki kanadı gibi eşit kullanır.
Mümin'in kalbi Allah’ın evidir. Allah Mürşid-i Kamil'in kalbine ilham eder. Mürşid-i Kamil'lerin kalbi yumuşak, temizdir. Allah yumuşak ve merhametli olanları sever. Müminlerde dört tane göz vardır. İkisi başta, ikisi de kalptedir. Kalpte ki göz ile alemler seyredilir. Kalbini zikir ile süsleyenlerin dili de, kapleri de, zikir ruhta tecelli ederse kalp gözü açılır. Bunlar görünmeyeni görür. Karşısındakinin kalbini okur. Toprağın altındakileri görür. Peygamberlerin sırdaşıdır.
Bunları, kendine alim diyenler, bilgim var diyenler, müftüye soralım diyenler, kafasında ki takke ile uğraşanlar, kısaca cevizi kırıp içini göremeyenler, cevizi hep kabuk zannedenler, bu hallerden haberi olamaz. Bu özellikler olsaydı bizde olurdu diyenler, ilim onlara perde olmuştur.
Akıl kalpte nurlu bir gözdür. Çok konuşanın kalbi ölür. Avamla değil avamın bastonunu bile sokanlar Beyazıt Bestami’nin dediği gibi İlahi sırlardan mahrum kalırlar.
Ben insanları düzeltiyorum diye zulüm edenler. Sen şunları, bunları yaptın deyip destan yazanlar. "İnsanları düzeltiyorum deyip kendinizi unutuyor musunuz?" ayetin sırrını anlamamış gafillere, Mevlana’nın dediği gibi, "Ol ki, Ol'durasın..” diyoruz.
Hayvani ruha sahip olanların dallarının budanması lazımdır. Bunların ağzında hep şer, alay ve boş sözler vardır. Bunların kalbi kin ile doludur. Boş konuşarak kalbini öldürmüşlerdir. Himmet istiyorum deyip gereğini yapmayanlardır.
İnsanı kamil, çokluk içinde yalnızlığı yaşar. Her yerde devamlı Allah’ı zikreder. Zikir edenin kalbi yumuşak olur. Zikir edenin kalbi nur ile dolar, kendini bilir, Mevla’yı bulur.
Kalbin ortasında siyah bir nokta vardır. Bu nokta iç alemin güneşidir. Bu nokta alemin güneşidir. Cihanın nurudur. Yürekte ki siyah nokta akıcı ruhtur.
Mürşid-i Kamil'lerin kalbi kırık olur. Allah’tan gayrisini atmış. Tek güvendiği, dayandığı Allah olmuştur.
İnsan kendisinde var olan yedi tane putu kırmazsa hayvani ruhta kalır.
Otururken, yürürken, yan üstüne yatarken Allah’ı zikredenlerin kalbi temizlenir, Allah’tan ilham alırlar.
İnsanların kalbini kıranlar, kendini üstün görenler Kur’an’ı okudun ama şurası yanlıştı, namazı kıldın ama şurasını niye yaptın diyenlerin kalpleri çamur olmuştur.
ALLAH ADINI ZİKR EDELİM EVVELA
ALLAH ADIYLA OLUR HER İŞ TAMAM
Mustafa Hakkı Söyler
Allah rahmet Eylesin