“Dokuz Defa Okudum, Otuz Defa Ağladım”
Bu akşam güveç yedik’, ‘Bugün azıcık para kazandık’,
Muzaffer İzgü’nün çalışarak geçen çocukluk yıllarını anlattığı Ekmek Parası kitabını herhalde kimse bu okur yorumu kadar güzel anlatamazdı: “Dokuz defa okudum, otuz defa ağladım.”
“Ekmek parası için sabahtan akşama kadar, zorluk içinde çalışırken mutlu olunabilir mi?” diyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Ama daha da önemlisi çocuklarınıza okutmalısınız. Muzaffer İzgü, çalışmak, aile olmak, toplum olmak, gerçek sevgi, dayanışma gibi kavramları öylesine sıcak bir şekilde anlatıyor ki, kitaba başlayınca bir daha bırakamıyorsunuz. İzgü, zorluk içinde geçen çocukluğunu anlatırken sizi bazen kederden ama çoğunlukla mutluluktan gözyaşlarına boğuyor. Okurken kitabı bırakıp dışarı çıkmak ve sokaklarda ekmek parası peşinde koşan emekçi çocuklara sarılmak geliyor içinizden.
Muzaffer İzgü, Ekmek Parası’nın sonunda, yoksulluk içinde yaşadıkları derme çatma barakadan ayrılırken şöyle der:
“Dört gün sonra taşınıyorduk. Ardımızda, sevinçlerimizle, acı çığlıklarımızla kapkaranlık bir bahçe bırakacaktık. Kimbilir, belki de bizden sonra birileri gelecekti buraya, kazmalar, kürekler çalışacaktı, her karışında bir anımız olan bu bahçeye kocaman bir apartman dikilecekti… Belki de adını “Mutluluk Apartmanı” koyacaklardı. Yo hayır, kimse bizim denli mutlu olamayacaktı burada.”
‘Bu akşam güveç yedik’, ‘Bugün azıcık para kazandık’, ‘Barakadan gecekonduya taşındık’ diye havalara uçan bir aile düşünün. Sadece İzgü’nün değil, emeğe saygı duyan dünyanın tüm güzel çocuklarının öyküsü Ekmek Parası.
Kitabı okurken içinizde öyle bir duygu uyanıyor ki, kitaptaki çocuğun yüreğine karışmak istiyorsunuz. Aşağıdaki okur yorumu da bunu gösteriyor:
- “Oğlum ikinci sınıfta. Kitap bitince ağlayarak yanıma geldi ve "Anne ne kadar zor durumda olan, ekmek bulamayan insanlar varmış" diye ağladı.” – (Şüheda Yücer / Kitap Yurdu)
Muzaffer İzgü’nün Adana’da geçen çocukluğunu okurken, gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. Oysa sizi üzecek bir satır bile yok kitabın içinde. Yine de son sayfayı çevirdiğinizde kendinize soracaksınız: “Ben bu kadar güzelliklerle dolu bir kitabı okurken neden bu kadar çok ağladım?”
Muzaffer İzgü doğdu, okudu, düşler kurdu, yazdı ve gitti. İşini kaybeden bir baba, ayakkabısı olmayan çocuklar, su baskınında yıkılan bir ev, kaybolan eşyalar ve ev sahibinin karşısında bükülen boyunlarıyla dünyanın en güzel ailesini okuyup düşler kurmaya siz de var mısınız?
Ekmek Parası’nı indirimli fiyat ve avantajlı kargo seçeneği ile hemen satın almak için tıklayın.
https://www.bilgiyayinevi.com.tr/dokuz-defa-okudum-otuz-defa-agladim