Çayın Susurluk’u savcılıkta
CHP o tırın peşini bırakmıyor
İran’dan yüklediği kuru çayla, Rize’nin İkizdere ilçesi Sivrikaya mevkiinde kaza yaparak devrilen tır olayı büyüyor. CHP o tırın peşini bırakmıyor. CHP Rize Milletvekili Adayı Avukat Remzi Kazmaz, 21 ton çay taşıdığı belirtilen tırla ilgili Rize Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Rizeli çay üreticileri adına yapılan suç duyurusu sırasında CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz ve il yöneticileri, çay üreticilerini yalnız bırakmadı.
“Bu olay çayın Susurluk’udur” diyen Avukat Remzi Kazmaz’ın, İran’dan gelen tırla ilgili suç duyurusunda şu iddialara yer verildi:
O ŞİRKET YENİ KURULMUŞ
“Kaza sonrası ülkeye kaçak yolla sokulduğu düşünülen ve İran’dan yüklenmesine rağmen henüz menşei belirlenemeyen yaklaşık 21 ton kuru çay yola saçılmıştır. Olay yerine gelen uzmanların yaptığı incelemede; bu çayların Türk menşeli ve Rize yöresine ait olmadığı, yurtdışından muhtemelen kaçak yollarla yurda sokulmuş olabileceği tespitleri yapılmıştır.
Daha sonra yapılan incelemede çayı yurda getiren firmanın Yüreğir/Adana merkezli H.... şirketi olduğu tespiti yapılmıştır. Bu şirket Yüreğir/Adana’da “tütün ürünlerinin toptan ticareti (işlenmemiş tütün hariç) konularında” faaliyet göstermektedir. Faaliyet konusu dışında yurtdışından çay getirmiş olması (yasal olmayan yollarla) düşündürücüdür. Zira, yaptığımız araştırmada bu firmanın çok yeni kurulmuş bir firma olduğu, İstanbul’da da şube açtığı, tek başına bu hacimde bir çay ithalatı yapacak iş hacminin olamayacağı kanaatine varılmıştır.
RİZE ÇAYI DİYE KAÇAK ÇAY İÇİRİYORLAR
Şüpheli H... şirketi ve benzeri çok sayıda firma yurtdışından kaçak olarak veya başka yollarla getirdiği ucuz ve kalitesiz çayları paketleyerek farklı markalar üzerinden yurtiçinde büyük market zincirlerinde ve internetten sipariş üzerine teslimatı yapan tedarikçi firmalar üzerinden “Rize’nin yüksek kesimlerinden toplanan organik ve yüksek kaliteli Rize çayı” diye satmaktadır. Burada tüketiciyi aldatma ve kalitesiz, sağlığa zararlı yabancı menşeli çayları satarak haksız kazanç sağlama, devletimizin gelir kaybetmesine ve halk sağlığının bozulması sonuçlarını doğuran birden çok suç unsuru bulunmaktadır.
ÜLKE EKONOMİSİNE ZARAR VERİYORLAR
Ülkemizde çay tarımı daha Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1930’lu yıllarda devletin teşviki ve öncülüğünde Rize ve çevre illerinde köylüyü yoksulluktan kurtarmak ve refaha kavuşturmak için başlatılan çay seferberliği ile Türk köylüsüne benimsetilmiş, Türk köylüsü de diğer tarım ürünlerinin ekiminden vazgeçerek ve bu bitkiye sahip çıkarak ülkemizi Dünya’nın en büyük çay üretici ülkelerinden biri haline getirmiştir.
1940 yılında çıkarılan Çay Kanunu ile Türkiye’de çaycılık ve çay üretimi güvence altına alınmış ve çay bahçesi kuracaklara ruhsatname alma zorunluluğu dahi getirilmiştir. Daha sonraki yıllarda çıkarılan kanunlar, Çaykur Genel Müdürlüğü’nün kurulması, 1984 çay ticaretinde serbestleşme çalışmaları ve artan üretim ve çay ürününün para getirir hale gelmesi çay işinde illegal yollara başvurarak haksız kazanç sağlamak amacı güden firmaların çoğalmasına neden olmuştur.
Hal böyle iken; kaçak yollarla yurtdışından getirilen ucuz ve kalitesiz çaylar çay üreticisi ülke vatandaşlarına ve ülke ekonomisine çok büyük zararlar vermektedir. Üretici Türk köylüsü bu nedenle önemli bir gelir kaynağını kaybetmek suretiyle hızla fakirleşmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızın 2. maddesinde belirtildiği gibi “sosyal bir hukuk devleti”dir. Sosyal devlet anlayışının gereği olarak vatandaşlarının huzur ve refahı için gerekli tüm önlemleri almak devleti yönetenlerin en birinci görevidir.
Zaman zaman, tamamen spekülatör tüccarların (Çaykur’un yetersiz kotalarını da fırsat bilerek) ve yabancı çay tekellerinin ülkemizde çaya yönelik oynadıkları oyunlar ve illegal yollarla yabancı menşeli ürünü yurtdışından getiren işletmelerin çoğalması çay üreticisinin hayatını her geçen gün çekilmez hale getirmekte, yöre insanını ekonomik ve sosyal çöküşe sürüklemektedir.
Yurtdışından kaçak yollarla getirilen bu çaylar sadece üreticiye zarar vermekle kalmamakta, ülkemizin vergi gelirlerini azaltmakta, ülke dışına haksız ve hukuka aykırı olarak döviz çıkışı yaşanmakta ve dolayısıyla ülke ekonomisi son derece büyük zararlar görmektedir. Bunun yanı sıra bölge halkında büyük bir infiale neden olmakta, vatandaşların bu bitkinin üretiminden vazgeçmesine, ülkenin batısındaki şehirlere iş arayışı amaçlı göçmesine ve büyük sosyal-ekonomik sorunlara neden olmaktadır.
SINIR İLLERİNDE KAÇAK ÇAY İÇİLİYOR
Güney Doğu Anadolu, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi sınır illerinde yoğunlukla yabancı çaylar tüketilmektedir. Yapılan araştırmada, ülkede tüketilen yaklaşık 280 bin ton çayın 35 bin tonu yabancı menşeli çay olup, yabancı çay tüketim miktarının ancak yüzde 10-15’lik bölümü ithalat yoluyla giriş yapmaktadır. Geri kalanı kaçak yollarla yurda girmektedir.
Dikkat edilmelidir ki, çay kaçakçılığı ve çayda oynanan oyunların tek amacı para kazanmak değildir. Burada amaçlanan çay üreticisini bezdirip üretimden vazgeçirmek, Karadeniz halkının; bilhassa Rize halkının geçim kaynağı olan topraklarını ucuz yolla ele geçirmek, derelerine doğayı bitirecek HES’ler yaparak çiftçiyi yoksunlaştırmak ve ülkedeki çay piyasasında tekel olma niyetidir.
Çayın diğer tarım ve sanayi ürünlerinde olduğu gibi dünya borsalarında oluşan değeri üzerinden vergilendirilerek ithal edilmesi gerekirken, beyan üzerinden çay ithaline izin verilmesi ve beyanların düşük gerçekleşmesi suiistimale yol açarak çok miktarda yabancı menşeli ve kalitesiz çayların yurda girmesine neden olmaktadır. Bu nedenle meslek kuruluşları ve odaların (yukarıda bahsi geçen trafik kazası sonucu ortaya çıkan illegal faaliyetler hakkında; çayların ithalat yolu ile yurda girdiği yönündeki) beyanları da gerçeği yansıtmamaktadır.
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle, müvekkillerim çay üreticilerinin şüphelilerin işlediği kaçakçılık suçundan zarar görmeleri nedeniyle; şüphelilerin yapılacak soruşturma sonucunda yargılanarak gerekli cezaları almaları için Savcılığınızca kamu davası açılmasını talep etme gereği doğmuştur.
Av. Remzi Kazmaz, suç duyurusunda, tır olayıyla ilgisi bulunanların neden cezalandırılmaları gerektiğini 12 maddede şöyle sıraladı:
“1. Şüphelilerden H... şirketinin İran’dan yurda getirdiği çaylar bu firma ve başka birçok firma; zaman zaman doğrudan, zaman zaman da yerli çaylarla karıştırılarak piyasada “Rize’nin yüksek kesimlerinden toplanan organik ve yüksek kaliteli Rize çayı” olarak satmak suretiyle 5996 sayılı kanunun 3/63 maddesinde düzenlenen Tağşiş ve yine aynı kanunun 3/64 maddesinde belirtilen Taklit suçlarını işlemişlerdir. Bu konuda devam eden birçok yargılama bulunmaktadır.
2. 5996 sayılı kanunun 3/63, “Tağşiş: Bu Kanun kapsamındaki ürünlere temel özelliğini veren öğelerin ve besin değerlerinin tamamının veya bir bölümünün mevzuata aykırı olarak çıkarılmasını veya miktarının değiştirilmesini veya aynı değeri taşımayan başka bir maddenin, o madde yerine aynı maddeymiş gibi katılmasını, 3/64, Taklit: Bu Kanun kapsamındaki ürünlerin, şekil, bileşim ve nitelikleri itibarıyla yapısında bulunmayan özelliklere sahip gibi veya başka bir ürünün aynısıymış gibi göstermeyi” olarak tanımlanmıştır.
3. Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği 5996 sayılı kanunun göndermesiyle düzenlenmiş, 1.maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı, algı farklılıkları ve bilgi gereksinimleri dâhil gıda hakkında bilgilendirme açısından tüketicilerin üst düzeyde korunmasına ilişkin kuralları belirlemektir.” denilmek suretiyle yönetmeliğin amacı gösterilmiştir.
4. Yine bu yönetmeliğin 4/p maddesinde: Menşe ülke: Gıdanın, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 18 ila 21 inci madde hükümleri çerçevesinde belirlenen menşe ülkesini,” belirtir denilmiş, yine aynı yönetmeliğin 31.maddesinde satışa sunulacak ürünlerin etiketinde bulunması gereken unsurlar arasında sayılan Menşe ülke şöyle tanımlanmıştır:
(1) Gıdanın menşe ülkesi, uygun ifadeler kullanılarak kısaltma yapılmadan açık olarak belirtilir.
(2) Gıdanın menşe ülkesi ile ana bileşeninin menşe ülkesi farklı olduğunda, gıdaya eşlik eden bilgilerin veya bir bütün olarak gıdanın etiketinin o gıdanın ana bileşeninin gerçek menşe ülkesi hakkında tüketiciyi yanıltacağı durumlarda aşağıdaki kurallardan birisi uygulanır:
a) Gıdanın ana bileşeninin menşe ülkesi de belirtilir.
b) Gıdanın ana bileşeninin menşe ülkesinin gıdanın menşe ülkesinden farklı olduğu belirtilir.
(3) Etiket üzerinde yer alan gıda işletmecisinin adı, ticaret unvanı veya adresi, bu Yönetmelik
kapsamında menşe ülke bildirimi olarak değerlendirilmez.
5. Şüphelilerden H... şirketi ve bu işi yapan birçok benzer firma yurtdışından getirdikleri yabancı menşeli çayları, zaman zaman doğrudan, zaman zaman da yerli çaylarla karıştırarak piyasaya “Rize’nin yüksek kesimlerinden toplanan organik ve yüksek kaliteli Rize çayı” olarak satmaları satılan çayların menşe ülkesi ve üretim bölgesi hakkında tüketicileri yanıltmaya yönelik olup, 5996 sayılı Kanuna ve Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğine, ayrıca TCK. 186.maddeye aykırı fiillerdir.
6. Çaykur Genel Müdürlüğü’nün ve bilimsel otoritelerin yaptığı araştırmalarda; yurtdışından getirilen kalitesiz ve sağlığa zararlı yabancı menşeli çaylar kanser, doğum kusurları, kalıtsal hastalıklar, alerji dahil birçok ciddi hastalığa neden olmaktadır. Tüketicinin sağlığına hiçe sayan şüpheliler toplum sağlığına da zararlı faaliyetleriyle TCK. 186.madde anlamında suç işlemiştir. İşlenen bu suçlardan da vatandaşlar ve çay üreticisi müvekkillerim zarar görmüştür. Bu konuda aşağıda belirttiğimiz yazıda Prof.Dr. İlkay Erdoğan Orhan yabancı ve kaçak çayların zararlarına değinmiştir.
KAÇAK ÇAY KANSER YAPIYOR
Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, kaçak çayda suni su bazlı boyalarla böcek ilaçlarının olduğunu ileri sürdü. Prof. Dr. Orhan, "Kaçak çay içinde, taş kömürünün damıtılmasıyla elde edilen boya maddesi olan anilin var. Bu madde, oksijene maruz kaldığı zaman oksitlendiği için rengi kahverengine dönüşüyor dolayısıyla çayın içinde ayırt etmek çok mümkün değil. Kaçak çaylar; kanser, damar, akciğer hastalıkları ve bebek anomalilerine neden oluyor." dedi. Türk çayı üzerine araştırmalar yapan Prof. Dr. Orhan, kişi başı çay tüketiminde dünyada birinci sırada yer alan Türkiye'de, çayın 'millî içecek' olduğunu söyledi. Ülkenin 90 yıllık çay üretim geçmişi olduğunu hatırlatan Orhan, istatistiklere göre kişi başı 1250 bardak çay tüketildiğini, Türkiye'de her gün yaklaşık 245 milyon bardak çay tüketimi olduğunu kaydetti. Küresel pazarda Türk çayının büyük gelişme gösterdiğini belirten Orhan, "Dünyanın en kuzey iklim kuşağında çay üretiyoruz. Üzerine kar yağan bir çay üretimimiz var. Türk çayı dünyanın en kaliteli çayına sahip. Üzerine kar yağdığı için böcek üretimine müsaade etmeyen zirai kültürümüz var. Böcek ilacı kullanımına gerek kalmıyor. Sağlık yönüyle baktığımızda içinde çok değerli ve çok faydalı bileşimler olduğunu görüyoruz. Kaçak çayla ilgili ülkemizde sıkıntı yaşıyoruz. Rize çayına göre daha koyu renkli, daha keskin bir aroması olan bir kaçak çay. Kaçak çaya özellikle Güneydoğu halkının rağbet ettiğini görüyoruz. Keskin bir tadı ve aroması var, daha acı, bu çayların demini artırmak için çok farklı ve insan sağlığına zararlı kimyasal boyalar katıldığını, çayda böceklenmeyi önlemek için tarım ilacı pestisitlerin kullanıldığını” ifade etti.
7. Ayrıca, sanıklar TCK.158. maddede düzenlenen “Nitelikli Dolandırıcılık” suçunu da işlemişlerdir.
Özellikle maddenin “e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında” işlenmesi hallerini düzenleyen bentlerinde belirtilen suçun nitelikli ve daha ağır cezayı gerektiren halleri söz konusudur.
8. Tüketiciye satmak üzere piyasaya sundukları kaçak, menşei belli olmayan, kalitesiz ve ucuza sağladıkları çayların satışını gerçekleştirmek için kullandıkları reklam ve tanıtımlarında, ayrıca çeşitli markalar altındaki çay paketlerinde menşei ülke olarak Türkiye’yi ve çayda marka olmuş Rize yöresini kullanmaları TCK. 158. madde anlamında nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerine delalet etmektedir.
9. Şüphelilerin kaçakçılık eylemleri; maddenin “e” bendinde belirtilen devletin, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak” işlenmesi haline uymaktadır. Nitekim yukarıdaki açıklamalarımızda da değindiğimiz üzere, çayın ülkemize kaçak yollarla girmesi hem döviz ve hem de vergi kaybına neden olmaktadır.
10. Yine dolandırıcılık fiili işlenirken maddenin “g” bendinde belirtildiği gibi basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanılmıştır. Yanıltıcı reklam ve tanıtım faaliyetleri ulusal basın ve yayın organları yoluyla tüketiciyi hileli yollarla yanıltıp dolandırmaya yönelik faaliyetlerdir.
11. Maddenin “h” bendinde tanımlanan şeklinde ise; “Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında” işlenmesi hali düzenlenmiştir. Açıklanan nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyen firmalar tüzel kişiliği olan, tacir sıfatını taşıyan, yönetici ve ortakları dahi Ticaret Kanununa göre tacir sayılan kişilerdir. Söz konusu suç bu kişilerin hileli ticari faaliyetleri kapsamında işlenmiştir. Menşei farklı çaylar şüpheli işletmelerin yönetici ya da şirket adına hareket eden kişiler tarafından işlenmiştir.
12. Yukarıda arz ve izah ettiğimiz ve sayın Savcılığın resen değerlendireceği gerekçelerle; yerli üreticinin ekonomik olarak mahvına neden olan, tüketiciyi aldatarak menşei dahi belli olmayan sağlıksız, kalitesiz çayları yasalara aykırı olarak piyasaya süren ve bu yollarla haksız ve çok büyük miktarlarda kazanç sağlayan, ülke ekonomisinin de son derece büyük zarar görmesine neden olan şüphelilerin; 5996 sayılı Kanuna ve Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğine, ayrıca TCK. 186. Maddesine ve TCK. 158. maddesine aykırı fiillerinden dolayı yapılacak soruşturma sonucunda yargılanarak gerekli cezaları almaları için Savcılığınızca kamu davası açılmasını talep etme gereği doğmuştur.
SONUÇ VE İSTEM
Şikayet dilekçemizde tüm detayları ile belirttiğimiz gerekçelerimiz doğrultusunda; yukarıda belirttiğimiz yasalara ve ilgili yönetmeliğe aykırı davranışlarıyla belirttiğimiz suçları işleyen ve bu suçlar sonucunda şikayetçi müvekkillerimin ve genel anlamda da çay üreticisi tüm vatandaşlarımızın ve tüm tüketicilerin zarar görmesine neden olan sanıkların yapılacak soruşturma sonucunda, yargılanarak gerekli cezaları almaları için Savcılığınızca kamu davası açılmasını vekaleten saygılarımızla talep ediyoruz.”