-ÇAKIRCALI MEHMET EFE'NİN 109. ÖLÜM YILDÖNÜMÜ ANISINA-

Çakırcalı Mehmet Efe'nin Son Çatışması (17 Kasım 1911)

-ÇAKIRCALI MEHMET EFE'NİN 109. ÖLÜM YILDÖNÜMÜ ANISINA-
-ÇAKIRCALI MEHMET EFE'NİN 109. ÖLÜM YILDÖNÜMÜ ANISINA-
Çakırcalı Mehmet Efe'nin Son Çatışması
(17 Kasım 1911)
Zeybekler tarihinin en özel isimlerinden biri olan Çakırcalı Mehmet Efe, 10 Kasım 1911 tarihinde, 10 zeybeğiyle birlikte Aydın-Arpaz’ı basmış ve fidye için, daha öncesinde de haraç aldığı bölge eşraflarından Osman Bey'i dağa kaldırmıştı. Olayı haber alan yerel hükümet derhal harekete geçmiş ve yapılan soruşturma neticesinde Çakırcalı Çetesi'nin Nazilli Karıncalı Dağ’da olduğu tespit edilmişti. Ardından çok sayıda takip müfrezesi, muavin grubu ve gönüllü ile dağ kuşatılmış, 17 Kasım günü de çete ile karşılaşılır karşılaşmaz kanlı bir çatışmaya girilmişti.
Çakırcalı Çetesi'ni kuşatan ana müfrezenin başında Anzavur Ahmet bulunuyordu. Aralarında Çamlıcalı Hüseyin Efe gibi çok sayıda kır serdarı zeybeğin de müfrezelere destek amacıyla yer aldığı çatışmanın başlarında, kayalıkların tepesinde hakim bir mevkide bulunan Çakırcalı ve zeybekleri üstünlük sağlamıştı. Hatta ilk ateş sırasında dört jandarmayı öldürmüşler, beş neferi de çeşitli yerlerinden yaralamışlardı. Ancak bu üstünlük çok uzun sürmemiş ve Çakırcalı, geceye doğru sağ tarafındaki kayalıktan gelen bir kurşunun sekip sol kolunun altından vücuduna girmesiyle ölümcül bir yara almıştı. Aldığı yara sonrası da kısa sürede ölmüştü.
Çakırcalı'nın ölümünün ardından zeybekleri, öldüğünün anlaşılmaması için Efelerinin kafasını ve ellerini kesmişler, çok kıllı olduğu için de tanınması amacıyla göğüs derisini yüzmüşlerdi. Ardından da Çakırcalı'ya ait kesilmiş parçaları yanlarına almışlar ve düzensiz atışlarla geri çekilerek gecenin karanlığında izlerini kaybettirmişlerdi.
Ateşin kesilmesinden sonra gece saat üç civarında çekilen bir telgrafta; çatışmanın çok şiddetli geçtiği, havanın kararmasından sonra çetenin firar ettiği, çatışma alanında, Çakırcalı tarafından vurulan esir Osman Bey ile zeybek kıyafetli parçalanmış bir başka cesedin bulunduğu bilgisi Valiliğe telgraf yoluyla ulaştırılmıştı. 18 Kasım sabahı, saat beş'te Vilayete gönderilen bir başka telgrafta da parçalanmış cesedin Çakırcalı Mehmet Efe'ye ait olduğu bildirilmişti. 19 Kasım günü yerel basın, Çakırcalı Mehmet Efenin ölümünü şu cümlelerle duyurmuştu:
“Binaenaleyh şu saatte sevincimizden şu satırları ne suretle yazacağımızı bilemiyoruz. Böyle on beş sene koskoca bir vilayetin emniyet ve asayişini tehditle beraber beş altı yüz kahramanın, nice nice masumların canlarına kıymış, ocaklarını söndürmüş ve yüz binlerce liralar gasp ve sirkat etmiş ve hükümeti, milleti takibi, derdesti uğrunda bu kadar masraflara sokmuş olan bu habisin bu akıbetini görmekle yalnız vilayetimiz halkı değil bütün Osmanlılar ne kadar teşekkür etse, bu hususta muvaffakıyet gösterenlere karşı ne türlü arz-ı tebrikat eylese yine azdır.”
Çakırcalı Mehmet Efe’nin girdiği bu son çatışma, çağdaşı olan Midillili ressam Theophilos tarafından resmedilmişti. O günlerde, İzmir Kordon'da herkesin hakkında konuştuğu bu olayı, vilayet gazetelerinden edindiği ayrıntılarla da birleştiren Theophilos’un çiziminin sağ yarısında, hakim ve avantajlı bir konuma mevzilenmiş olan Çakırcalı Çetesi görülmektedir. Üst kısımda en önde ateş eden yuvarlak çehreli, yukarı kıvrık bıyıklı zeybek, Çakırcalı Mehmet Efe’dir. Çapraz takılmış fişeklikler onu diğerlerinden ayırmaktadır. Mağaranın içerisindeki fesli adam ise dağa kaldırılan Arpazlı Osman Bey'dir. Esirin iki yanında nöbet tutan zeybekler görülmektedir. Çete ile çatışan takip müfrezeleri gerçekte olduğu gibi gayet kalabalık resmedilmiştir. Yerdeki ölü askerler ise çatışmanın şiddetini göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Resim üzerinde şunlar yazmaktadır:
"Ap…ra Tourkoi stratiotoi…Mboz-tag…na….tov Ba/sileo ton vounon Mekhmet Efe Tsakitzi…
Türk askerleri…Bozdağ…Dağların Kralı Mehmet Efe Çakıcı."
-Ali Özçelik-
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi