Bunca kötülüğün içinde tek şans, sevdiklerimizdir.

İnsanın en onurlu mücadelesi, sevmektir.

Bunca kötülüğün içinde tek şans, sevdiklerimizdir.
Lisede, dershane çıkışlarında bir arkadaşımla eve kadar yürürdük. “Ezgi, biliyor musun, ben aşık oldum.” Diye başlardı her gün söze. Gülümserdim.
Çünkü mütemadiyen, yeni bir kıza, ekseriyetle de büyük aşk olduğu iddiasıyla, heyecanla gelirdi. Uzun, yakışıklı bir çocuktu. Kızlar severdi onu. Şimdi evli bir baba olduğundan etiketlemedim, okuyordur bunu:)
Onun aşık olma halleriyle, benim aşık olma hallerim örtüşmese de, ikimizde “aşık olmayı” severdik. Hele de çocukken. Bazen dershane çıkışı iki bira alır, denize yakın yoldan giderdik. Bir keresinde polis çevirmesine takılmıştık. Kız ve erkek çocukların “çok yakın” arkadaş olabileceğine polisleri de ikna edememiştik. Üzerinden 20 yıl geçti, bu meseleye hala ikna olmayanlar var:)

Gel zaman git zaman, yakınlığımız zorlu yollara girdi. Kopmadık, ama yeni serüvenlerimizi de konuşmayı ihmal ettik. Dün elime telefonumu alıp ona şunu yazdım, “her şeye zaman bulan sen ve ben, bunca yıl birbirimize zaman bulamamış olamayız, derhal bunu düzeltiyoruz.”
Beklediğim, alışkın olduğum cevabı aldım. “Hemen”

Bunu size niye yazdım, depremin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti, hala mide ağrısı çekiyorum. Hala uykum düzenli ve deliksiz değil. İntihar eden güzelim gencin mektubunu okudum bu sabah. Hala siyaset için karga tulumba kapışanlar boy gösteriyor etrafta. Yani hala, bildiğiniz ölümlü halimiz, her gün bizi yeni bir zorlu sınava sokuyor.
Bunca kötülüğün içinde tek şans, sevdiklerimizdir.
Israrla.
İnatla.
İnsanın en onurlu mücadelesi, sevmektir.
Vazgeçmemek.
Bu bedeli ödemekten kaçınmayın derim.

Hadi güzel bir haftasonu olsun

Ezgi Erkin Kozanlı

Avukat&Arabulucu
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok