BİZ BEYAZ YAKALILAR…

Uzun bir aradan sonra okullar açıldı bugün..

BİZ BEYAZ YAKALILAR…
Uzun bir aradan sonra okullar açıldı bugün..
Daha dün gibi,okul açılmadan bir hafta önce arkası çarpım tablolu defterlerimizi alıp, kırmızı mavi kaplarlarla kaplayışımız..Sağ alt köşeye etiketimizi yapıştırır isimlerimizi ,sınıfımızı ve öğretmenimizin ismini yazardık..Sayfaların ön yüzü kaymak sayfalardı.Süslemeyi pek severdik..Tırnaklar itinayla kesilir,önlüklerimiz ütülenir,yeni çantamıza kaplanmış defterlerimiz,kalem kutumuz yerleştirilirdi.Kitaplar okullar açılınca öğretmenimizin verdiği listeye göre kırtasiyeden toplu alınır , gelmeyen kitap için günlerce beklenirdi.Spor ayakkabısı Mekap yada Esem vardı o zamanlar.Kırmızı yada mavi yandan üç çizgili eşofmanlarımız ile en sevdiğimiz derslerden biriydi Beden Eğitimi dersi.Beden hocalarımızda hep ya çok yakışıklı yada pek güzel olurlardı.Siyah önlüklerimizi kolalı sert beyaz yakalar süslerdi.Akşama kadar o yakalar leş gibi olur, boynumuzuda sürtünmekten tahriş yapardı.Dantel ve yumuşak yakalar çıktı sonra rahatladık.Biz kızların saçları annelerimiz tarafından her sabah özenle örülür,kocaman kudaleleri kaybetmememiz için tembih üstüne tembih dinlerdik..Beyaz çoraplarımız dizimize kadar çekip parlak siyah ayakkabılarımızla pek güzel olurduk .. Benim Çantam,beslenme çantam ve mataram kırmızıydı.O matara illaki okulda unutulur fırça yenilirdi …Öğlen beslenme saatinde annelerimizin hazırlayıp beslenme çantasına koyduğu genelde bir meyve,ekmek arası salça yada peynir,domates olur ve mümkün olduğunca hızlı yer teneffüs’ü kaçırmamaya çalışırdık.
          Teneffüs de en çok oynadığımız oyunlar birdir bir,aç kapıyı bezirgan başı,kaydırak,Ali baba saatin kaç yada Charlienin melekleri olurdu ve beni hep Bosley yaparlardı…Ucu sık sık kırılan kırmızı kalemlerimiz,kaybolmasından bıkıldığı için boynumuza iple asılan silgilerimiz,güzel yazı dersinde illaki döktüğümüz mürekkep hokkamız,okuma yazmayı söktükçe kızaran elma ağacımız konuşanların sınıf başkanı tarafından isimlerinin yazıldığı yeşil tahtamız, o tahtayı silerken çıkan tebeşir tozunun uçuşması,Cin Ali kitaplarımız,mevsimleri gösteren şemalarımız,sayaçlarımız,pamuk arasına koyup büyümesini izlediğimiz fasülyelerimiz,Koza yapıp içinden kelebek olarak çıkan İpek böceğini dut yaprağıyla beslemeye çalışmamız unutulurmu hiç.
            Flüt yada mandolin seçeneğimiz vardı müzik derslerimizde .İllaki bir müzik aleti öğrenilecekti.Benim annem güzel annem şarkısı notalarını öğrendiğimiz ilk şarkılardı.TÜRK’ÜM DOĞRUYUM,ÇALIŞKANIM diye başladınız her öğrenim gününün,cuma çıkışlarını KORKMA SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK ile bitirir, o zamanlar bu marşın değerini tam anlayamadımızdan olsa gerek marşın son satırında sıranın en arka kısmı kayıplara karışmış olurlardı.
Siyah önlüklerimiz ve beslenme çantalarımızla eşit olurduk hepimiz
           .Öğretmenimize saygı sonsuzdu,değerini bilir,lafının üzerine laf etmezdik.Herşeyi unuturduk ama İSTİKLAL MARŞIMIZIN on kıtasınıda ezbere bilir asla unutmazdık..
Oynamayı , sevmeyi,saygılı olmayı bilen iyi yetiştirilen bir nesilin ferdi olarak,
Yeni eğitim öğretim yilı kutlar,çocuklarımıza ve Öğretmenlerimize başarılar dilerim.
Başarılar dilerim.
Ayşegül ÇETİNALP
Fotoğraf Sanatçısı