BİR 5 OCAK’TA “BAYRAK ŞAİRİ” OLDU, BİR BAŞKA 5 OCAK’TA BAYRAKLA UĞURLANDI

“BAYRAK” ŞİİRİ NASIL YAZILDI?

BİR 5 OCAK’TA “BAYRAK ŞAİRİ” OLDU, BİR BAŞKA 5 OCAK’TA BAYRAKLA UĞURLANDI
"BİR 5 OCAK’TA “BAYRAK ŞAİRİ” OLDU, BİR BAŞKA 5 OCAK’TA BAYRAKLA UĞURLANDI
Sakin ÖNER
Edebiyatımızda Türk milletinin özgürlüğünün ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığının sembolü olan ayyıldızlı albayrağımızın değerini ve kutsiyetini, “Bayrak” şiirinden daha veciz anlatan bir şiirimiz yoktur. Bu şiir, İstiklal Marşı’ndan sonra bizim en büyük milli şiirimizdir.
Büyük şairler en tanınmış şiirleriyle anılırlar. Edebiyatımızda Namık Kemal “Vatan ve Hürriyet Şairi”, Mehmet Akif Ersoy “İstiklal Marşı Şairi”, Abdülhak Hamid Tarhan “Makber Şairi”, Mehmet Emin Yurdakul “Türk Şairi”, Âşık Veysel “Toprak Şairi”, Cahit Sıtkı Tarancı “Otuz Beş Yaş Şairi”, Ahmet Hamdi Tanpınar “Bursa’da Zaman Şairi”, Nazım Hikmet “Kuvayı Milliye Destanı Şairi” diye anılır. Arif Nihat Asya da, edebiyatımızda “Bayrak Şairi” olarak anılır.
Arif Nihat Asya, sadece bir şair değil, aynı zamanda bir yazar, bir öğretmen, bir siyasetçi, bir ülkü ve fikir insanıydı. 7 Şubat 1904 tarihinde İstanbul’un Çatalca ilçesinin İnceğiz köyünde dünyaya geldi. İlâhi bir tesadüftür ki, kendisini şöhrete taşıyan ‘Bayrak’ şiirini bir 5 Ocak günü yazmıştı. !975 yılının 5 Ocak gününde de Ankara’da çok sevdiği albayrağa sarılarak vasiyeti gereği mehter marşı ile ebedi âleme göçtü.
“BAYRAK” ŞİİRİ NASIL YAZILDI?
Arif Nihat Asya 1928 yılında Yüksek Öğretmen Okulu Edebiyat kolundan mezun oldu. Edebiyat öğretmeni olarak Adana’ya tayin edildi. On dört yıl boyunca, Adana Erkek Lisesi, Kız ve Erkek Öğretmen Okulları ve Amerikan Kız Koleji’nde öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. Adana ve Çukurova dolayları, Arif Nihat’ın şiirlerinde önemli bir yer tutar. Kendisine büyük ün kazandıran Bayrak şiirini de Adana’da yazdı.
Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşu, 5 Ocak 1922’dir. Arif Nihat Asya, Adana Öğretmen Okulu’nda edebiyat öğretmeni iken, Hatay’ın alınmasına rastlayan yıllardan birinde, valilikçe kurtuluş yıldönümünü kutlama hazırlıkları yapılır. Tören sırasında Adana’nın tarihi saat kulesiyle Ulu Caminin minaresi arasına tarihi şehir bayrağı çekilirken bir öğrencinin günün anlam ve önemine uygun bir şiir okuması istenir. Arif Nihat Hoca da bir öğrencisinden, bir şiir bulmasını ister. Fakat öğrencisi son gün, şiir bulamadığını hocasına söyler. Bunun üzerine iş başa düşer; son gece Ocak mahallesindeki evinde, petrol lambasının ışığında, bayrağın manevi kutsiyetine sığınarak kalemi eline alır ve 5 Ocak gününün sabahına kadar uğraşarak Bayrak şiirini yazar.
Kurtuluş töreninde bu şiir, sonradan opera sanatçısı olan öğrencisi Aydın Gün tarafından okunur ve çok beğenilir. Herkes, şiirin şairini merak eder, sorar. Arif Hoca, kendi yazdığının bilinmesini istemediği için öğrenci, şairini kimseye söylemez. Gece, Halkevinde düzenlenen baloda, şiir tekrar tekrar okutturulur ve çılgınca alkışlanır. Aydın Gün, ısrarlar karşısında şairin adını söylemek mecburiyetinde kalır. O andan itibaren Arif Nihat Asya’nın adı “BAYRAK ŞAİRİ” olarak kalır ve bütün Türk milletinin milli şairlerinden en önde geleni olur.
BAYRAK

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!

Arif Nihat Asya
“BAYRAK ŞAİRİ”miz Arif Nihat Asya’yı aramızdan ayrılışının 46. Yıldönümünde rahmetle, minnetle ve şükranla anıyoruz." Sakin Öner'den alıntıdır.