AYNA PARADOKSU

Bir başkasına attığımız çamur önce kendi elimizi kirletir.

AYNA PARADOKSU

Aynaya baktığımızda zihnimizde oluşan imgelem alt benliğimizin yansımasıdır belki de. Sûretimize bakarken sîretimizin o oyuncu yanıyla yüzleşir ve katlanamadığımız gerçeğimizden kaçarak kendi defomuzu başkasına yaftalamayı seçeriz. Oysa bilmeyiz ki; bir başkasına attığımız çamur önce kendi elimizi kirletir.

Öte yandan özünün ve sözünün doğruluğundan emin olan insanın ayna benliğinde bir başkasının kendini yansıtmasının bir ehemmiyeti yoktur. Çünkü, bireylerin kendi algısal biçimlerine göre muhataplarını yargılama eğilimleri vardır. İşte tam da bu nedenden, kişinin kendisini muhatabının yargıladığı gibi algılaması varoluşsal bir kopuşa neden olabilmektedir.

Sosyal bir varlık olma nedeniyle bireyin kendisini başkalarından aldığı geri bildirimlere göre değerlendirmesi, yanlış davranışlarını düzeltmesi olağan bir durumdur. Burada kastedilen yapıcı eleştiri ya da anlamaya çalışma çabası değildir; önyargı, şüphe, zarar görme endişesi ve güvensizlikten kaynaklı tepkiselliktir.

Ayna paradoksunun içinde döngüsel bir kadere hapsolmamak ve bilinçli bir varoluşun kapısını aralamak için içimizdeki aynada özümüzün (sîretimizin) aksine bir bakalım derim.

Yüzleşmek; sorumluluk almayı, özür dilemeyi, bozulanı düzeltmeyi, değişmeyi gerektirse de bilgelik aynasından yansıyan olgun bir ruhun gülümsemesi her şeye değecektir.

Elif SÖZER

Yüksek Mimar