‘‘Ayasofya Hem Cami Hem Kilise Olsun’’ Teklifine Tepkiler

Devlet Bahçeli, Cumhuriyet Halk Partisi’ni de Ayasofya konusunda Yunanistan çizgisinde siyaset yapmakla suçladı.

‘‘Ayasofya Hem Cami Hem Kilise Olsun’’ Teklifine Tepkiler

Doğu Roma İmparatoru Jüstinyen tarafından 6. Yüzyıl’da inşa ettirildikten sonra dokuz yüzyıl boyunca Ortodoks Hristiyanları’nın merkez kilisesi olan Ayasofya1453’te Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethi sonrası camiye dönüştürülmüştü. 1934 yılında Atatürk’ün de imzasının bulunduğu bir kararnameyle müzeye çevrilen Ayasofya’nın yeniden cami olarak hizmet vermesi hakkında Danıştay 10. Dairesi’nin 2 Temmuz’da karar vermesi bekleniyor.

Siyasi düzeyde tartışmalar günlerdir devam ederken dün ilk kez Türkiye’deki Hristiyan azınlıklardan konuyla ilgili bir değerlendirme geldi.

Patrik Maşalyan: ‘‘Ayasofya ibadete açılsın, Hristiyanlara da bir alan tahsis edilsin’’

Aralık ayında yapılan seçimin ardından Türkiye Ermenileri’nin 85’inci patriği olarak göreve başlayan Patrik Sahak Maşalyan, Ayasofya’nın hem Müslüman mabedi hem de Hristiyan mabedi olarak açılması önerisinde bulundu.

Maşalyan, ‘‘Ayasofya on bin işçinin emeğiyle, bir servet harcanarak kuruldu. 1500 yıllık sayısız onarım, Fatih Sultan Vakfı’nın emekleri, hepsi bu Mabet ibadet yeri olarak korunsun diyeydi. Müze olsun diye değil. Ayasofya ibadete açılsın. Mabet yeterince büyük. Hristiyanlara da bir alan tahsis edilsin. Dünya dinsel barışımızı, olgunluğumuzu alkışlasın. Ayasofya çağın ve insanlığın barış sembolüne dönüşsün. Yeni bir haç ve hilal ihtilafı lüksümüz yok. Dünyanın kurtuluşu haç ve hilal ittifakıdır. Böyle bir barışı dünyaya armağan etme onuru Türkiye Cumhuriyeti Devletine yaraşır’’ dedi.

Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nden henüz değerlendirme yok

Ayasofya hakkında görüşü merak edilen bir diğer kurum ise bu mabedi Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiği yıla kadar patrikhane kilisesi olarak kullanan Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi.

Ayasosfya’nın camiye dönüştürülmesi talebinin yoğunlaştığı 2014 yılında Agos gazetesine verdiği demeçte ‘‘Kanaatimizce Ayasofya müze olarak kalmalıdır, zira bu şekilde dünya medeniyetinde müstesna bir yeri olan bu muhteşem mimari eser, herkese açık olup ziyaret edilebilir. Müzeye çevrilmesinin Mustafa Kemal Atatürk’ün arzusu ve her taraftan kabul edilmiş olan kararı ile gerçekleştiği de unutulmamalıdır. Lakin müze statüsünün değiştirilmesi ve ibadet yeri olarak yeniden açılması düşünülüyorsa kilise olarak inşa edildiği unutulmamalıdır ve yine kilise olarak açılması icap eder’’ diyen Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos ise henüz konuyla ilgili yeni bir değerlendirmede bulunmadı.

İLGİLİ HABERLER

Halk Ayasofya Tartışmalarına Nasıl Bakıyor?

Bahçeli: ‘‘Ayasofya'nın Cuma günü cami, Pazar günü de kilise olması yönünde kanaat bildiren soysuz teklif sahiplerine tesadüf edilmiştir’’

Ancak Ermeni Patriği’nin dillendirdiği ‘‘Ayasofya hem cami hem de kilise olarak kullanılsın’’ görüşüne siyasi düzlemde ilk yanıt Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.

Bahçeli, ‘‘İnanç zafiyeti yaşadıklarından cami ile müze arasında gelgit yaşayan, hatta Ayasofya'nın Cuma günü cami, Pazar günü de kilise olması yönünde kanaat bildiren sakat ve soysuz teklif sahiplerine de maalesef esefle tesadüf edilmiştir.

İLGİLİ HABERLER

ABD Dini Özgürlükler Raporunda Türkiye Değerlendirmesi

Ayasofya Camisi hakkında Yunanistan'ın dayatmaları, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yayımladığı Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu hem inancımıza hakaret hem de milli egemenlik haklarımıza ayıplı bir saldırıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin egemen sınırları içinde neyin, nasıl ve hangi maksatla kullanılacağına karar verecek yüksek merci bellidir, şu kadar ki büyük Türk milletidir’’ dedi.

Bahçeli: ‘‘Ayasofya mutlaka ibadete açılmalıdır’’

Ayasofya’nın ‘‘kılıç hakkı’’ olduğunu ifade eden MHP Genel Başkanı, Ayasofya’nın Müslümanlar’ın ibadetine açılması gerektiğini söyledi.

MHP lideri, ‘‘29 Mayıs 2020 tarihinde Ayasofya Camisi'nde okunan Fetih Suresi'yle birlikte anında rahatsızlanan iç ve dış odaklar bir kez daha mevzi alarak nifak seferberliği başlatmışlardır. Gizli Bizans lobisinin, batı hayranı yerli işbirlikçilerin dış kaynaklı tazyik ve telkinlerle mukaddesat irademizi yıpratma, mabetlerimizi sorgulama ve itibarsızlaştırma hamleleri son günlerde yoğunlaşmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin görüşü çok nettir. Ayasofya Camisi Müslüman gönüllerle buluşmalı, kapısı ibadete mutlaka açılmalıdır. Kimin ne söylediğinin bir önemi yoktur. Önemli olan milletin ne dediği, ecdadın ne istediği, Allah'ın neyi emrettiğidir. Gerisi fuzuli laf kalabalığıdır’’ dedi.

Devlet Bahçeli, Cumhuriyet Halk Partisi’ni de Ayasofya konusunda Yunanistan çizgisinde siyaset yapmakla suçladı.

Saadet Partili Sevim: ‘‘İlk namazı Cumhurbaşkanı Erdoğan kıldırsın’’

Ta 1970’li yıllardan beri Ayasofya’nın cami olarak açılmasını savunan Milli Görüş hareketinin günümüzdeki partisi olan Saadet Partisi de Danıştay kararı beklenmeden harekete geçilmesini savunuyor.

2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olan Saadet Partisi İstanbul Başkanı Abdullah Sevim, ‘‘Danıştay kararını beklemeye gerek de yok! İster TBMM eliyle olsun, isterse Bakanlar Kurulu kararıyla olsun bu süreç olumlu bir şekilde sona erdirilmeli. Siyaset üstü bu mesele kısır siyasi çekişmelere alet edilmemeli. 17 yıldır Ayasofya’nın ibadete açılması ile ilgili tek bir müspet adım atmak şöyle dursun; kültürel çalışma adı altında Hıristiyan teolojisinde ‘serafim’ olarak tabir edilen, melek tasvirlerinden birinin mozaik yüzünü ortaya çıkarmakla övünen iktidar, artık vicdanlara kulak vermeli, hamaset yerine somut adımlar atmalı. Ayasofya açılsın da kim açarsa açsın! Ayasofya açılsın da neden açılırsa açılsın. Abdestimizi aldık bekliyoruz. Buyursun ilk namazı da Cumhurbaşkanı Erdoğan kıldırsın’’ dedi.